Günümüz dünyasında en önemli gündem maddelerinden biri de ulaşım. Tüm ülkeler; altyapısından itibaren en karmaşık düzenlemelere kadar, bu konuyu nasıl daha iyileştirebilirim diye kafa yoruyor.
Yazımı; Ekonomi Gazetesi yazarı Didem Eryar Ünlü’nün konuyu irdeleyen yazısının başlığını alarak başlatmak istedim. Sorunun özeti aslında bu üç kelimede gizli. Kentleşmenin tüm dünyada yaygınlaşması ve nüfusu yoğunluğunun artması herkese sorumluluklar yüklüyor. Geçmiş yıllarda tasarlanmış ulaşım yöntemleri de hızla dönüşen talebi karşılayamaz hale geliyor. Sonuç; trafik sıkışıklığı, hava kirliliği, artan maliyetler ve zaman kaybı.
Trafik sıkışıklığının yol açtığı sorunlar, küresel ekonomiye her yıl milyarlarca Dolara mal oluyor. Kara, hava, deniz ve demir yolu taşımacılığı entegre bir ağ olarak çalışmakta zorlanıyor ve bu da daha fazla maliyete neden oluyor.
İnsanlar ilk çağlardan bu yana seyahat etmeyi daha hızlı ve daha kolay hale getirmenin yollarını aradılar. Önce tekerleği, sonra yük arabalarını, vagonları, buhar gücünü inşa ettiler. Bu gelişme; elektrikli arabalar, bisikletler ve otonom araçlarla devam etti. Bugün geldiğimiz durumda, çok daha ütopik fikirler gerçeğe dönüşüyor. Ulaşımın geleceği; akıllı teknolojiler, elektrifikasyon etrafında şekilleniyor. Bu gelişmelere bir göz atalım.
Otonom Hava Araçları:
Toplu ulaşım, göklere çıkma hazırlığında. Dronlara benzese de bu araçlar esas olarak yolcu taşımak için tasarlanmış hava araçları olarak tanımlanıyor.
Uçan Bisikletler:
Japon bir firma tarafından geliştirilen uçan bisikletler, teknolojide yeni bir gelişimin sinyallerini veriyor. Yeni nesil taşıtlar 40 dakika havada kalabiliyor ve saatte 100 kilometre hıza ulaşıyor. Japon teknoloji şirketi AERWINS Technologies, dünyada ilk uçan bisikleti geçtiğimiz Eylül ayında düzenlenen Detroit Otomobil Fuarı’nda sergiledi. KOMATSU, 2023’te ABD’de XTURISMO Hoverbike’ın daha küçük bir versiyonunu satmayı planlıyor. Hoverbike’ın ABD’deki fiyatının 777 bin dolar (14,2 milyon TL) olması bekleniyor. Şirket daha küçük elektrikli bir model için maliyeti 50 bin dolara düşürmeyi umduğunu belirtti.
Sürücüsüz Taksiler:
Son yıllarda sürücüsüz araç teknolojileri geliştiren şirketlerin sayısı artıyor. Bu şirketlerden biri olan ve gelecekte tamamen sürücüsüz robot taksi hizmeti sunmayı planlayan ABD’li Cruise, testlerini uzun süredir gerçekleştirdiği sürücüsüz taksi servisini bu yılın başında halka açtı. Dünyanın ilk sürücüsüz robot taksi hizmetini 2020 yılı sonunda Waymo başlatmıştı. Google’ın ana şirketi Alphabet’in yan kuruluşu olan Waymo’nun hizmeti Phoenix kentinde kullanılıyor. Otonom arabalar, Akıllı Mobilite zihniyetini temsil ediyor. Bu taksiler, Nesnelerin İnterneti sayesinde müşterileri ile ve birbirleriyle iletişim kuruyorlar.
Hyperloop:
Uçak, tren ve otomobillerden çok daha verimli olacağı öngörülen bu teknolojinin 10 yıl içinde ulaşımı, taşımacılığı ve kentsel yaşamı dönüştürebileceği; hava yolculuğu hızını karada mümkün kılacağı ifade ediliyor. Hyperloop; özel olarak geliştirilmiş mıknatıs sayesinde yerden 10 santimetre havada ilerliyor. Bu sayede sürtünme direnci oluşmuyor ve hızı saatte 1000 kilometrenin üzerine çıkabiliyor. Böylece zamandan tasarruf sağlarken karbon salımı açısından dünyanın en önemli kirleticilerinden biri olan ulaşım sektörünün çevresel etkisini minimuma indiriyor. Uçak, tren ve otomobillerden çok daha verimli olacağı öngörülen Hyperloop teknolojisinin, hava yolculuğu hızını karada mümkün kılacağı ifade ediliyor.
Umarım ülkemiz de bu gelişmeleri yakından izler ve uygular. Petrolümüz olmadığından buna mecburuz.