Ormanlarımız en önemli varlıklarımızdır. 2020 yılı itibariyle yapılan tespitlere göre ormanlık alanlar ülkemiz alanının yüzde 29,4'ünü kaplamaktadır.
Peki orman ne ifade ediyor? Yeşil varsa huzur var. Ağaç varsa bereket var. Orman varsa hayat var.
Ormanlar doğanın kalbinde atan, hayatı besleyen damarlar gibidir. Onlar; dünyanın nefes borusu, canlıların yuvasıdır. Ormanlar olmadan, canlı ekosistemi ve dünyanın dengesi korunamaz.
Orman yangınları Türkiye’nin yeşil alanlarını tehdit eden en büyük çevresel felaketlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ülke olarak; coğrafi konumumuz ve iklim özelliklerimiz nedeniyle orman yangınlarına karşı oldukça hassas bir bölgedeyiz. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerde yaz aylarında artan sıcaklıklar, düşük nem oranı ve kuraklık (özellikle bu yıl) yangın riskini ciddi şekilde arttırıyor.
Özellikle son yıllarda; küresel ısınma ve iklim değişikliği ile birlikte yangınlardan etkileniyoruz. Bu yangınlar sadece doğal yaşam alanlarını yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da ülkemize büyük zararlar veriyor.
Türkiye olarak; yangınla mücadele konusunda önemli adımlar attık. Altyapımızı çok ileri noktalara taşıdık. Ancak bunun üzerinde milli bir görev bilinciyle, toplumsal bir dayanışmayla, siyaset üstü bir anlayışla çabalarımıza devam etmeliyiz.
Ülkemizde geniş bir yangın söndürme filosu oluşturuldu. 2024 envanterinde kayıtlı olarak 27 uçak, 105 helikopter ve 5.000'den fazla kara aracıyla, yangınlara anında müdahale ediliyor. Bu filo, yangınları en kısa sürede önlemek için yıl boyunca hazır bekliyor.
Teknolojik gelişmelerin de yangınla mücadelede önemi büyük. Özellikle İnsansız Hava Araçları (İHA’lar) yangınların tespiti ve kontrol altına alınmasında çok önemli bir yenilik getirdi. Türkiye, İHA'lar sayesinde orman yangınlarını anında tespit ederek müdahale süresini 40 dakikadan ortalama 11 dakikaya kadar düşürdü. Ormanların 7 gün 24 saat boyunca gözetim altında tutulması, yangın riskinin en aza indirilmesine büyük katkı sağlıyor.
Ancak yangınla mücadelede teknolojik ve lojistik üstünlük yeterli değil. Sahadaki insan gücü ve gönüllülerin özverisi de bu mücadelenin vazgeçilmezi. Yangın anında ilgili tüm kurumların etkin ve birbiriyle koordinasyon içinde çalışabilmeleri, yangının hızlı bir şekilde kontrol altına alınması için son derece kritik.
Orman yangınlarına karşı ilk müdahale açısından en önemli kurumlar olma vasfı taşıyan belediyelerin, özellikle bu yıl gerçekleşen; İzmir, Bolu, Çanakkale, Manisa, Uşak, Aydın ve Muğla'daki yangınlarda yeterince hızlı hareket edememeleri söndürmelerde süreyi bir ölçüde uzattı.
Belediyelerin yangın anında itfaiye ekiplerini ivedilikle yönlendirmeleri, su kaynaklarının söndürme çalışmalarında güçlü bir şekilde kullanılmasını temin etmeleri çok büyük önem taşıyor.