Ürün etiketi, satın alma sırasında ürüne ilişkin bilgilerin tüketiciye anlaşılır ve pratik bir biçimde verilmesini sağlayan, ürünü tanımlayan, değişik biçimlerde basılan çeşitli bilgiler içeren bir tanımlamadır. Etiketlemenin genel olarak üç temel amacı vardır: Sağlık, güvenlik ve ekonomik kaygılara ilişkin yeterli ve doğru bilgi sağlamak, tüketicileri ve üreticileri sahte, yanıltıcı ambalaj ve reklamlardan korumak ve adil rekabeti ve ürün pazarlama stratejilerini desteklemektir.
Tüketicilerin ürün etiketlerini okumasını etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Özellikle gıda ürünleri üzerindeki etiketlerin içerikleri son dönemlerde daha farkındalık yaratmaya başladı. Etiketi okumasında başlıca etkenler; etiket okumaya ayrılabilecek zaman, etiketlerin biçimi (boyut, kullanılan yazı karakterleri, dil) ve genel olarak gıdaların üretimine, dağıtımına ve korunmasına yönelik tutumlar gelmektedir.
Türkiye’de besin etiketleme TGK (Türk Gıda Kodeksi) Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’ne göre yapılmaktadır.
TGK tarafından denetlenen ve Türkiye’de satışa sunulan ambalajlı besinlerin etiketinde yer alan porsiyon büyüklüğü ve sayısı, toplam enerji, karbonhidrat, diyet lifi, şeker, protein, vitamin A, vitamin C, kalsiyum, demir, trans yağ vs. gibi bilgilerin bulunması zorunludur.
Besin ve sağlık okuryazarlığı, tüketicilerin besin, besin ögesi, besin grupları ve beslenme ile ilişkili çeşitli bilgileri anlayabilmesi, eleştirel olarak değerlendirebilmesi ve bu bilgileri sağlıklı besin seçimi ve tüketimine yönelik doğru kararlar alarak uygulaması açısından önemlidir.
Gelir düzeyi ile besin etiketinin okunması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda kadın, evli, eğitim ve gelir düzeyi yüksek bireylerin besin etiketlerini daha çok okuduğu tespit edilmiştir.
En çok hangi ürün etiketi okunuyor diye merak ettiğimizde, süt ve süt ürünleri ilk sırada yer alırken bunu sırasıyla et, balık, tavukçuluk ürünleri ve ilk defa alınan ürünler izlemektedir.
İnsanların sağlıklı yaşam kaygısı geleneksel gıda tüketimi ve talebini artırmaktadır. Doğal ve gastronomik öneme sahip ürünler güvenirlilik açısından önemli bir yere gelmeye başlamıştır. Kentleşme ile birlikte insanların yaşam tarzlarındaki hızlı değişimler, tarım ve hayvancılıktaki değişimlere yol açarak bireylerin tüketim alışkanlıklarının da değişmesine neden olmaktadır. Gıda okuryazarlığına sahip bireylerin, gıda etiketlerinden yardım alarak daha sağlıklı besinler seçebildiklerini artık kanıtlanmış bir gerçektir.
Sağlıklı gelecek nesiller için gıda okuryazarlığının, erken yaşlarda oluşturulması sağlıklı toplum oluşturma hedefine ulaşmaya olumlu katkılar sunacağı şüphesizdir. Ne yediğimizi bilmek, bilinçli bir tüketici olmak için sadece ürünün son kullanma tarihine değil, etiketine de göz unutmayı unutmayalım.
Önümüzdeki dönemlerde etiketlerde o ürünün çevre dostu olup olmadığına yönelik karbon ayak izi, su ayak izi gibi bilgilere de ulaşabileceğimizi umuyorum.