Kıymetli okurlar, bilindiği üzere ticari işletmeler çeşitli departmanlarda sürekli olarak binek ya da ticari oto ihtiyacı duymakta ve bu ihtiyacı bazı enstrümanlarla karşılamaktadır. Bu enstrümanlar bazen satın alma bazen finansal kiralama işlemi (leasing) bazen de araç kiralama şeklinde gerçekleşmektedir. Çok fazla uygulama alanı bulmuyor olsa da ticari organizasyonların işletme faaliyetlerinde kullanmak üzere şirket çalışanlarından araç kiralamaları ve hatta aynı aracı kiralanan çalışana tahsis etmeleri mali mevzuatımızda yer alan bir uygulamadır. Bu uygulamanın ana esasında çalışana yapılacak olan ödemenin Gelir Vergisi Kanunu’na göre stopaj kesintisi yapma yükümlülüğü açısından değerlendirilmesinde fayda vardır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde ise “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır. İlgili kanun hükmünün 5-a bendinde ise 70’inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden %20 stopaj yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Buna göre çalışana yapılacak olan kira ödemelerinin%20 oranında stopaja tabi tutularak brüt tutarın kurumlar vergisi kanununa göre kanunen kabul edilebilir gider niteliğinde olduğu açıktır. Ancak aracını kiraya veren personel açısından; araç kiralaması sonucunda lehe tahsil edilen tutarların Gelir Vergisi Kanunu gayrimenkul sermaye iradı hükümlerine tabi olacağı ve belirtilen hadleri aşması durumunda beyanname verme yükümlülüğü doğuracağı açıktır. İşlemi Katma Değer Vergisi açısından ele aldığımızda ise, kiraya verenin KDV mükellefi olmaması ve kiralama ödemelerini yapan kurumun mükellefiyetinin bulunması sebebiyle; Gelir Vergisi Kanunu 70 inci maddede belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa da dahi katma değer vergisinin konusuna girecektir. Bu sebeple ilgili işlem sorumlu sıfatıyla beyan edilecek tevkifat KDV kapsamına girmektedir. Sonuç olarak; maliyetlerin ve enflasyonist ekonomik şartların tüm dünyada hakim olduğu şu günlerde, şirketlerin alternatif işlemleri değerlendirmeleri ve bu doğrultuda vergi yükünü de hesaba katarak finansal planlama yapmaları son derece elzemdir. Ayrıca 15 Şubat 2022 tarihinde gazetemizde yayımlanan “KDV sadeleştirmesine ilişkin görüş ve önerilerimiz” başlıklı köşe yazımın Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde yayımlanan 41 Seri No.lu KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ TASLAĞI’nda yer alan bir maddeye ışık tuttuğunu ve bu haklı gururu tüm gazetemiz paydaşları ile birlikte yaşadığımı bilgilerinize arz ederim. :)