Ayşe Nur BÜYÜKHAN – Göksel BAŞARAN
2023 yılında son çeyreğe girildi. Yılın ilk aylarında ‘ekonomide büyümenin zor olacağı bir yıl’ olarak değerlendirilen ve ilk 9 ayda yaşanan toplumsal, siyasi vb. olaylar ekonomiyi de derinden etkiledi.
Faiz, enflasyon ve krediye ulaşım gibi pek çok konudaki sorunlarını dile getiren iş dünyası temsilcileri yılın ilk 9 ayını ‘zorlu dönem’ olarak ifade etti.
DOSABSİAD YKB
Süreç dengeli olmayı gerektiriyor
Yılın ilk 9 ayında yüksek enflasyon ve finansmana erişimde karşılaşılan sorunlar, maliyet artışları ile birleşti. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın hızlı aksiyon alan iş dünyamız ve etkili yöntemleri devreye alan ekonomi yönetimimizin çabaları sayesinde üretim ve ihracat açısından toparlanma süreci çok hızlı oldu. Üretim maliyetlerindeki artışlar, tüm iş dünyasının gündeminde. Bu süreç, dengeli olmayı gerektiriyor.
Krediye ulaşım konusunda da bir süre zorluklar yaşadık ancak yakın zamanda atılan adımlar, önemli bir rahatlama sağladı. Döviz kurlarındaki oynaklık ve üretim maliyetlerindeki artış da bu süreçte zorlayıcı faktörler arasında yer aldı. Önümüzdeki süreçte iş dünyasını destekleyici finansal politikaların sıkı şekilde izlenmesi, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, döviz kuru dalgalanmalarına karşı daha etkin koruma mekanizmalarının geliştirilmesi ve üretim maliyetlerinin kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaların önemli olduğunu düşünüyorum.
GÖRSİAD YKB
Döviz kurundaki baskı azaltılmalı
Bu yıl belirsizliklerin yüksek olduğu bir yıl olarak başladı. Döviz kuru, enflasyon ve faiz, bir ülke ekonomisi için önem arz eden ve birbiri üzerinde etkisi bulunan en önemli üç makroekonomik değişkeni teşkil ediyor.
Ekonomide istikrarın sağlanabilmesi için bu üç değişkenin de dengede olması gerekiyor.
Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için uygulanacak olan para politikası son derece önemli. Son dönemde yatırım yapmak isteyen firmalar yatırım teşviklerini alsa da bu yatırımı için kredi bulmakta zorlanmış ve kendi öz kaynakları ile devam etmek zorunda kalmıştır. Bu da firmaları zora sokmuş ve yatırımlarını zamana yaymasına sebep olmuştur. Döviz kuruna uygulanan baskıdan dolayı kur enflasyonun gerisinde kalmış ve ihracat yapan firmaların girdileri düşük kalmıştır. Döviz kuruna olan baskı azaltılmalı ya da ihracat yapan firmalar için ayrı bir döviz kuru belirlenmesi tüm üreticilerin dış pazar için önünü açacaktır.
BUİKAD YKB
Finansa erişim, üretimi zorladı
Faiz artırımı, enflasyon hedefinin revize edilmesi ve kur baskılama konusundaki eski katılığın olmaması olumlu gelişmelerdir.
Türkiye ekonomisi, küresel ve bölgesel zorluklara rağmen büyümesini sürdürmeyi başardı.
Üretim tarafında ise sanayideki üretimin daraldığını görmekteyiz ki, bu veri de bize ev ödevlerimizin olduğunu gösteriyor. Son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon ve artan üretim maliyetlerine ek olarak
finansa erişim konusunda yaşanan sıkıntılar, üretimi zorladı. En temel sorun ise finansmana erişim.
Yatırım yapmak için öngörülebilirliğin oluşması lazım. Devletin üreticiyi destekleyecek çalışmalar yapması gerekiyor. Bunun en başında enerji giderlerinde indirim geliyor. İkinci olarak da piyasa istikrarının oluşturulması... Dövizi ne kadar yükseltirseniz yükseltin fiyat istikrarını kuramadığınız sürece, üretici yüksek maliyetler altında ezilecektir.
BEKSİAD YKB
Enflasyon baskısı şiddetlendi
Enflasyonla mücadele kolay değil, ilk 9 ay da bu doğrultuda geçti. Özellikle mayıs ayından sonra enflasyon baskısını daha şiddetli hissetmeye başladık. Tabi enflasyonu ürünlerimize de yansıtamayınca, maliyetlerimizdeki artış satış performansımızı etkiledi. Genel olarak üretim ve ihracat açısından 2023 yılının
ilk 9 ayında geriye gittik diyebiliriz. Kobi niteliğindeki sektörler ve firmaların en büyük sıkıntısı enflasyon farkını ürünlerine yansıtamamak ve ürünlerimizi de istediğimiz rahatlıkta satamamak oldu diyebilirim.
Ben yılın böyle devam edeceğini düşünüyorum. Bizim hem firma bazında hem bebe çocuk hazırgiyim sektöründe hatta tüm tekstilde, üretimde ve ihracatta yüzde 10 civarında bir düşüş olacağını tahmin ediyorum. Temennimiz 2024’te işlerin normale dönmesi.
TOSYÖV Bursa Şube Bşk.
İhracatçının işi gittikçe azalıyor
Ne alırsan kar gözüyle görülen bir 9 ay geçti. Bu da Türk parasının değer kaybının üstüne tüketim enflasyonunu getirince fiyatlar anormal yükseldi. Enflasyon yükselirken sabit kur politikası ihracatçı için ciddi bir makas oluşturdu. Azalan talep bir yana yüksek fiyatla rekabet edememenin baskısı yaşanıyor. Fiyat tutturamadığı için ihracatçımızın önündeki iş gittikçe azalıyor.
Azalan işler geçici bir dönem olabilir ancak bu noktada yüksek faizle bile krediye ulaşamayan firmalar nasıl yaşayacak?
Sanayici satamadığı fazla kapasitenin maliyetinin yükünü nasıl dengeleyecek?
Tüm bunları zaman gösterecek ancak şunu söylemek gerekirse, kuru kontrol etmek yerine enflasyonu kontrol etmek çözüm olur bence. Bunun için önlemlerde geç alındı.
AFSİAD YKB
Maliyetleri fiyatlara yansıtamıyoruz
Enflasyonla mücadele konusunda Merkez Bankası Başkanı’nın ve ekonomi yönetiminin bütün enstrümanları kullanmaya başladığını görüyoruz.
Önümüzdeki dönem ihracatın önemli olduğunun farkındayız o yönde çalışmalarımızı artırarak sürdürüyoruz.
Üretim maliyetlerinin artması dengemizi bozuyor ve ciro kaybı korkusundan dolayı tam fiyatlara yansıtamıyoruz, zor bir süreçten geçtiğimizin farkındayız. Son dönemde firmalarımızın ilk sıradaki sorunu krediye ulaşamamak ve kredi maliyetlerinin yüksek olması. Bu sorunlar yatırım yapmamıza, işlerimizi sağlıklı yürütmemize en büyük engel teşkil ediyor. Daha sonra üretim maliyetlerinin artması ile karlılıklarımızın çok düşmesi de önemli sıkıntılarımızdan. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların kontrol altına sağlanmaya başladığını görüyoruz.
İMDER YKB
Parasal sıkılaşma derinleşti
Rasyonel politikalar çerçevesinde ekonomi ile ilgili veriler işlenmeye, değerlendirilebilmeye ve yorumlanabilmeye başladı diyebilirim. Enflasyon tarafında faiz artışları parasal sıkılaşmayı daha da derinleştirmekte, tüketici tarafında kredi hacminde daralmayı beraberinde getirmektedir. Bu açıdan bakıldığında enflasyona baz etkisiyle birlikte olumlu etkisi oluyor diyebiliriz.
Ancak unutmayalım bizim yaşadığımız enflasyonist süreç talep kaynaklı değildir.
Üretici fiyatlarındaki artış nedeniyle talebin tüketici tarafında öne çekilmesi nedeniyledir.
Dolayısıyla üretim ve işçilik maliyetlerini düşürmediğimiz sürece bu alanda tam etkiyi bulamayız. Enflasyon kaynağındaki bu problem ihracat tarafında birçok alanda fiyatların yüksek kalmasına neden oluyor.