AYDIN DAĞTEKİN – GÖKSEL BAŞARAN
Sektörde faaliyet gösteren firmaların temsilcileri, tekstilde yaşananların benzerinin otomotiv tedarik sanayisinde başladığını, önlem alınmazsa yatırım göçünün artarak devam edeceğini kaydetti.
Firma yetkilileri, “Bazı otomotiv tedarikçileri, örneğin özellikle kablocular, Mısır ve Tunus’a gidiyorlar. Çünkü çok ucuz iş gücü var. Rekabetteki aşınma devam ederse tesislerimizi koruyamayabiliriz. İç pazardaki yerli ürünlerin payının gelişimini sağlayıcı önlemler alınmalı. Kimse rekabetin bozulmasını istemez. Hiçbir firma istemez. (BYD örneğinde olduğu gibi) Yabancı yatırımcıya yeni yatırımlar için verilen teşviklerin de rekabeti çok fazla bozacak seviyede olmaması lazım” şeklinde görüşlerini dile getirdiler.
Otomotiv yan sanayisinde yatırımlar ciddi anlamda yurt dışına kaymaya başlarsa, bundan sektörün üretim merkezleri arasında yer alan Bursa ekonomisinin büyük darbe alacağını belirterek, binlerce kişinin işsiz kalabileceği uyarısında bulunan firmaların temsilcileri, “Tekstildeki yatırım göçünün aynısı, otomotiv yan sanayisinde yaşanmaya başladı. Maliyetler bu şekilde artmaya devam ederse, biz de düşünebiliriz. Türkiye’nin küresel otomotiv tedarik zincirindeki yerini güçlendirmesi adına tüm paydaşlar sorumluluk almalı” dediler.
Cengiz Eroldu
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) YKB
Rekabetteki aşınma sürerse tesislerimizi koruyamayabiliriz
(Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında yaşanan daralmaya dikkat çekerek) Bu, Türkiye’nin rekabetçilik kaybının en hızlı göstergesi. Çünkü özellikle konfeksiyonda üretim merkezini değiştirmek basit bir iş ve hızlı bir şekilde konfeksiyon tarafından özellikle Türkiye’den Kuzey Afrika ülkelerine doğru bir hareketlenme olduğunu görüyoruz. Bu rekabet kaybı belki şu anda otomotivi etkilemiyor, çünkü otomotivde üretim merkezlerini değiştirmek hemen yapılabilecek bir şey değil ama rekabetçilik kaybının uzun süre devam etmesi aslında Türk otomotiv sanayisi için de önemli bir riski bünyesinde barındırıyor. Dolayısıyla hızlı cevap veren sektörlerin Türkiye’den üretimlerini çıkartmaya başladıklarını bu tablo bize söylüyor. Bu da aslında çok önemli bir gösterge. Bazı otomotiv tedarikçileri de mesela özellikle kablocular, Mısır ve Tunus’a gidiyorlar. Çünkü çok ucuz iş gücü var. Rekabetteki aşınma devam ederse tesislerimizi koruyamayabiliriz.
Kimse rekabetin bozulmasını istemez. Hiçbir firma istemez. Şu anda yeni yatırımlarda yatırım teşvik belgesi çıkmadığı için verilen teşviklerin boyutunu da tam göremiyoruz. Çünkü Türkiye'de bir mevzuat var ve o mevzuata göre verilebilecek olan teşvikler belli. Fakat basından okuyorum sık sık, bununla ilgili farklı farklı yorumlar çıkıyor, 'Şu olacak.', 'Bu eklenecek.' diye. Ama henüz bu konuda da kesin bir şey olmadığı için yorum yapmak doğru olmayacak. Bir takım alınan duyumlardan, istihbaratlardan bu yazılmaya başlandı ancak mevzuat açısından bakarsak, kurulu kapasitenin yanılmıyorsam yüzde 15'i kadar bir hak var şu anda. Bu herkese açık zaten yani her yatırımcı bundan faydalanabilir ama basından takip ettiğim, bundan daha fazla şeyler olacağı. Dediğim gibi, bunun için teşvik belgesini görmemiz lazım ama tabii burada da rekabeti çok fazla bozacak seviyede olmaması lazım bunların.
Yerli üretici desteklenmeli
İç pazardaki yerli ürünlerin payının gelişimini sağlayıcı önlemler alınmalı muhakkak. İklim hedefleri hepimiz için önemli. Burada ekonomiye, sanayiye ve nihai kullanıcıya hizmet edecek bütüncül bir yaklaşımla mevcut araç parkının gençleştirilmesine yönelik bir politika geliştirilmesini de önemli buluyoruz. Çevre Bakanlığı üzerinden bir çeşit ‘yeşil fon’ oluşturup, trafikteki eski araçlar bertaraf edilebilir.
Ayhan Korgavuş
Ünver Group YKB
Maliyetler bu şekilde artmaya devam ederse, biz de düşünebiliriz
Otomotiv yan sanayisinde tesislerini yurtdışına kaydıran firmalar mevcut. Başta kablo üreticileri olmak üzere otomotiv sektöründe, emek yoğun işlerde faaliyet gösteren firmalar, maliyetleri düşürmek amacıyla Mısır, Tunus, Romanya ve Bulgaristan gibi daha ucuz iş gücü sunan ülkelere yöneliyorlar. Bu ülkeler, iş gücü avantajları ile öne çıktığı için bazı tedarikçilerin tercihi haline geliyor. Konfeksiyon sektörüne benzer şekilde otomotiv yan sanayisinde de bu tür bir eğilim gözlemleniyor.
Firma olarak, kısa vadede tesislerimizi yurtdışına taşımayı planlamıyoruz. Ancak sektördeki gelişmeleri yakından takip ediyor ve rekabet gücümüzü korumak adına verimliliği artırıcı önlemler alıyoruz. Türkiye, coğrafi konumu ve gelişmiş tedarik zinciriyle önemli avantajlara sahip olsa da son iki yılda iş gücü maliyetlerindeki ciddi artışlar rekabet gücümüzü olumsuz etkilemiştir. Bu durum Bulgaristan, Romanya ve Slovakya gibi ülkelerin daha fazla yatırımcı çekmesine yol açmaktadır. Eğer maliyetler açısından önemli bir dezavantajla karşılaşırsak, biz de yurtdışına taşınma opsiyonunu değerlendirmek zorunda kalabiliriz.
Bursa’yı derinden sarsar
Eğer otomotiv yan sanayisinde tekstil sektöründeki gibi büyük bir yurtdışına yatırım göçü yaşanırsa, bu durum Bursa’yı olumsuz etkiler. Bursa, Türkiye’nin otomotiv üretim merkezlerinden biri, yan sanayi firmalarının yurtdışına yönelmesi istihdamda azalmaya ve bölgenin ekonomik yapısında ciddi zayıflamalara yol açacaktır. Bu göç, sadece doğrudan çalışanları değil, otomotiv sektörüyle bağlantılı diğer iş kollarını da olumsuz etkileyerek, Bursa’nın genel sanayi ve ticaret hacminde gerilemelere neden olacaktır.
Bizim gibi yan sanayi firmaları ayakta kalabilmek için verimlilik artırıcı konulara yatırım yapıyor, iş süreçlerini dijitalleştiriyor, otomasyon çözümleriyle iş gücünü optimize etmeye çalışıyor ve maliyetleri azaltmak amacıyla yerel tedarikçilerle iş birliklerini güçlendiriyor. Kamuya düşen görev ise, firmaların yurtdışına yönelmesini engellemek için teşvik paketleri hazırlamak, iş gücü maliyetlerini dengeleyici politikalar geliştirmek ve sanayi yatırımlarını destekleyici altyapı çalışmalarını hızlandırmak olmalıdır. Ayrıca, Türkiye’nin küresel rekabet avantajını koruyabilmesi için lojistik ve enerji maliyetlerine yönelik destekler de sağlanmalıdır.
Engin Meydan
Beyçelik Gestamp Genel Müdürü
Sektördeki dönüşüme hızlıca adapte olanlar kazanacak
Beyçelik Gestamp olarak Bursa, Kocaeli, İzmit ve Romanya olmak üzere hali hazırda 11 fabrikamız bulunuyor. Kısa vadede yurtdışında ek bir yatırım planlamamız bulunmuyor.
Bursa, otomotiv endüstrisinde çok uzun yıllardır tecrübeye sahip bir ilimiz. Uluslararası pek çok firmanın da burada önemli yatırımları var. Bu yatırımlar otomotiv sektöründeki değişimle beraber gelişiyor ve büyüyor. Otomotiv sektöründe artık yeni nesil teknolojileri ve ürünleri konuşuyoruz. Bu değişimle beraber gelen tehditler tabi ki var. Ama tehditlerin yanı sıra çok fazla fırsatın olduğunu da görmek lazım. Bu fırsatları yakalayabilmek için dönüşüme hızlıca adapte olanlar kazanacaktır. Dönüşüm içinde olan otomotiv sektöründe öne çıkabilmek için teknoloji ve inovasyon ağırlıklı, katma değeri yüksek ürünler üretilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda Bursa’da teknolojiye çok değerli yatırımlar yapan firmalar var. Bundan dolayı kısa vadede benzer bir yatırım göçü durumunun yaşanmasını beklemiyorum.
Türkiye’de üretim pahalı
Türkiye’de üretim pek çok Avrupa ülkesi için pahalı bir duruma geldi. Özellikle kalıp üretiminde artan maliyetlerden ötürü üretim Doğu Avrupa ülkelerine ve Çin’e kaydı. Bu durumda gerek üretim için kullanılan hammadde gerekse işçilikten kaynaklı maliyetleri düşürmek ve rekabetin içinde kalabilmek amacıyla bazı finansal önlemler alıyoruz. Ana sanayideki daralma yan sanayiyi de üretimde olumsuz yönde etkiliyor. Ana sanayide üretimin ve satışların azalması otomotiv yan sanayinde üretimin azalmasına neden oluyor. Globaldeki ve yereldeki ekonomik belirsizlikler, iç pazardaki daralma, artan maaliyetler gibi unsurların radikal olarak çözümlenebilmesi için ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla yürütülen çalışmaların kısa sürede tamamlanması gerekiyor. İhracat yapan firmalar için teşviklerin artırılması da pozitif etki yaratabilir.
İbrahim Tatar
İbraş YKB
Tekstildeki yatırım göçünün aynısı, otomotiv yan sanayisinde yaşanıyor
Geçmişte tekstil sektöründe bazı firmaların yatırımlarını Romanya gibi ülkelere kaydırması örneğinde olduğu gibi, günümüzde otomotiv yan sanayisinde de bazı firmalar iş gücü ve üretim maliyetlerini azaltmak amacıyla tesislerini yurtdışına taşımayı tercih etmektedir. Özellikle iş gücünün daha düşük maliyetli olduğu Mısır ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkeleri, bu alanda öne çıkan destinasyonlar arasında yer almaktadır. Buna ek olarak, Cezayir hükümetinin ithalatı zorlaştırarak yerli üretimi teşvik etmeye yönelik stratejik kararları, Cezayirli firmaların Türkiye’deki deneyimli tedarikçilerle ortak yatırım yapma taleplerini artırmıştır. Bu gelişmeler, önümüzdeki yıllarda Afrika pazarında büyüme potansiyeli bulunduğuna işaret ederken, Türkiye’den Afrika’ya yapılan ihracatın azalmasına da yol açabilecek bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Tüm bu gelişmelere rağmen bizler İbraş olarak yatırımlarımızı Türkiye’de yapmayı tercih etmekteyiz.
Otomotiv sanayisinde yurtdışına yatırım göçü yaşanması Bursa’yı olumsuz etkileyebilir. Bursa, Türkiye’nin otomotiv üretim merkezi olarak biliniyor ve sektördeki her türlü daralma veya yatırımların kaydırılması bölgedeki istihdamı ve ekonomik faaliyeti azaltabilir. Ancak, Bursa'nın sahip olduğu nitelikli iş gücü, coğrafi konumu ve mevcut sanayi altyapısı bu tür riskleri azaltabilecek unsurlar arasında yer alıyor.
Otomotiv yan sanayi firmaları, maliyetlerini kontrol altında tutmak için verimliliği artıracak teknolojilere yatırım yapıyorlar. Dijitalleşme, robotik otomasyon ve yeşil üretim uygulamaları gibi konular ön plana çıkıyor. Ayrıca, pazar çeşitlendirmesi ve yeni ürün geliştirme de stratejik önlemler arasında yer alıyor. Kamuya düşen görevler arasında ise yerli üreticiyi destekleyecek teşviklerin arttırılması, iş gücü eğitimine yönelik programların genişletilmesi ve ihracat imkanlarının iyileştirilmesi yer alabilir.
Taner Yılmaz
May Fren Genel Müdürü
Önümüzdeki süreçte bazı yatırımlar yurt dışına gidebilir
Tekstilde en büyük problem, markalaşamama problemi. Fason olarak üretim yapıldığı için işçilik direkt olarak ön plana çıkıyor. Şu anda ülkedeki işçilik maliyetlerinin artmasından dolayı da tekstil firmaları Arap ülkelerine doğru yatırım yapmaya başladılar. Tekstil sektörünün dışarıya kayması, Bursa'da vatandaşı ciddi bir işsizlik problemiyle karşı karşıya bırakabilir. Sonuçta otomotivde de işler çok iyi gitmiyor. 2024 yılında otomotiv sanayi yüzde 30 oranında küçüldü ve 2025'te de döngünün bu şekilde devam edeceği yönünde öngörülerimiz var.
Renault’un Romanya’da bulunan fabrikasına hizmet veren yan sanayi firmaları o bölgede yatırım yaptılar. Onun dışında Arap ülkelerine yatırım yapan şirket olduğunu duymadım. Otomotivde kalifiye insan gücüne ihtiyacınız var, tekstil gibi değil. Teknik eleman ihtiyacından dolayı, sektörde kısa vadede Arap coğrafyası ve Afrika kıtasında yatırım yapılamayacağını düşünüyorum. Bizim de şirket olarak şu an için kısa vadede böyle bir yatırım planımız bulunmamaktadır, çünkü üretmiş olduğumuz ürünler itibariyle kilogram başına ihracat fiyatımız 25,80 Euro bazında. Yani daha katma değerli iş yaptığımız için, evet bizim işimiz de insan gücü ağırlıklı ama şu an için bunu tolere edebiliyoruz.
Ancak genel olarak baktığımızda otomotivde de gelecek açısından süreçlerin çok da iyimser olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü özellikle Çinli üreticilerin düşük maliyetli araç üretmeleri neticesinde, önümüzdeki süreçte otomotiv sanayi olarak birtakım yatırımların yurt dışına gidebilme ihtimalinin yüksek olduğu düşüncesindeyiz.
Firma olarak ise bu süreçte ayakta kalabilmek için yapacağımız en önemli şey, iyileştirmeler, yani kendi içimizde maliyetleri düşürmeye yönelik atılacak adımlar. Şirket ve ekip olarak tamamen buna fokuslanmış durumdayız. Şirket içinde iyileştirme ekipleri kurup, düzenli olarak onların yaptıklarını takip ederek, kontrol edemediğimiz bir takım maliyet artışlarını buradan sübvanse etmeye çalışıyoruz.
Nazan Akıncı
AKKA Kalıp Enjeksiyon YKB
Tüm paydaşlar sorumluluk almalı
Son yıllarda özellikle düşük iş gücü maliyetlerinin olduğu bölgeler, yatırımcılar için daha cazip hale geldi. Bazı tedarikçiler üretimlerini yurtdışına kaydırma eğiliminde. Maliyet avantajlarının yanında, lojistik çözümler ve stratejik konum da firmaların kararlarını etkiliyor. Özellikle kablo üretimi ve emek yoğun süreçlerin daha uygun maliyetlerle yönetilebileceği ülkeler, bu konuda öne çıkıyor.
Bizim stratejik odağımız, mevcut kaynaklarımızı ve yetkinliklerimizi güçlendirerek Türkiye’deki varlığımızı daha da sağlamlaştırmak. Kaliteyi, esnek üretim kabiliyetimizi ve müşteri ilişkilerimizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Bununla birlikte, sektördeki değişen dinamikleri ve rekabet koşullarını da yakından takip ediyoruz. İleriye dönük olarak, pazar talepleri doğrultusunda yurtdışı yatırım opsiyonlarını değerlendiriyoruz, ancak bu tür kararlar her zaman uzun vadeli planlama gerektirir.
Bursa, otomotiv sektörü için stratejik bir merkez konumunda. Yan sanayi firmaları ile ana sanayi arasında güçlü bir iş birliği ağı var ve bu ağın bozulması Bursa ekonomisini derinden etkileyebilir. Yurtdışına yapılacak yatırımların artması, bu iş birliklerinin azalmasına ve yerel tedarik zincirlerinin zayıflamasına neden olabilir. Ancak, Bursa’nın üretim kabiliyeti ve kalifiye iş gücü avantajı devam ettiği sürece, sektörün bu zorlukları aşabileceğine inanıyorum. Firmaların rekabet edebilirliğini sürdürebilmeleri için yenilikçi üretim tekniklerine ve dijital dönüşüme daha fazla odaklanmaları gerekiyor.
Firmalar olarak rekabet gücümüzü koruyabilmek için verimlilik artırıcı çözümlere yatırım yapıyoruz. Dijital dönüşüm ve otomasyon, üretim süreçlerini optimize etmede önemli rol oynuyor. Ayrıca Ar-Ge yatırımlarıyla yeni ürün geliştirme ve müşteri taleplerine hızlı yanıt verme yeteneğimizi artırıyoruz. Kamuya düşen en önemli görevlerden biri ise sanayicileri destekleyecek teşvik mekanizmalarının hayata geçirilmesidir. Vergi avantajları, teknoloji yatırımlarını destekleyecek fonlar ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi gibi konularda kamu ile daha güçlü bir iş birliği içinde olmalıyız.
Türkiye’nin otomotiv yan sanayisinde sahip olduğu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirebilmesi için, sanayinin geleceğini şekillendirecek güçlü adımlar atılması gerektiğine inanıyorum. AKKA Kalıp Enjeksiyon olarak, sürdürülebilir üretim, dijital dönüşüm ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla sektörün geleceğinde rol almaktan gurur duyuyoruz. Türkiye’nin küresel otomotiv tedarik zincirindeki yerini güçlendirmesi adına tüm paydaşların sorumluluk alması gerektiğini vurgulamak isterim.
Müşfik Yadigar
MGG Makina Genel Müdürü
Güç kaybetmeye devam edersek bizde de gündeme gelebilir
Otomotiv yan sanayisinde gerek teşvikler gerekse de maliyet yönetiminden dolayı yatırımını yurtdışına kaydıran firma oldukça fazla.
Bizim Grup olarak üretimi yurtdışına kaydırma planımız kısa vade içinde olmamakla birlikte, maliyetlerden dolayı uluslararası piyasada rekabetçilik açısından güç kaybetmeye devam edersek düşünülebilir. Firmamız daha çok ihracat açısından elimizi kolaylaştırması için ilk aşamada yurtdışında firmalaşmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede firmamız MGG Gmbh’ı Almanya’da kurmuştur.
Bursa, otomotiv üretiminin kalbidir. Trend bu şekilde devam ederse, Bursa’da istihdama ciddi darbe vurulur. Bu da Türkiye’nin büyümesinde ciddi anlamda problem yaratacaktır.
Firmamız rekabetçi olmak adına 2024’de ciddi maliyet kontrolü yaptı, bu 2025’de de devam edecek. Buna istihdam adedi, yeni yatırımların ertelenmesi, kredi riskimizin küçültülmesi dahildir. Kurun paralel gittiği dönemde, devletin ihracatçıyı desteklemesini bekliyoruz. Kamu kaynaklı uygun şartlı kredilerin neredeyse hiç olmaması, bunlara ulaşmaktaki zorluk para arzı kontrolü açısından enflasyonla mücadele programı çerçevesinde yürütülse bile, yaratacağı sorunlar beklenmedik derecede kötü olabilir. Bursa firmaları/işverenleri olarak kentimize ve ülkemize katkıda bulunmaya devam etmek için kur, büyüme ve istihdam açısından teşvikler ile ilgili adım atılması bizler için fayda sağlayacaktır.
Ülkemizdeki zor ekonomik koşullarla mücadele etmek hepimizin görevi. Devlet, çalışan ve özel sektör olarak herkesin payına düşeni layıkıyla yapma sorumluluğu var. Ciddi sermaye erozyonu riski ile çalıştığımız bu dönemde firmalara sağlanacak destekler çok önem arz etmektedir.
Rengin Eren
Erener Otomotiv YKÜ
Sektörde yurt dışına yatırım göçü, Bursa’yı zora sokar
Son yıllarda otomotiv yan sanayisinde faaliyet gösteren bazı firmaların üretim tesislerini yurt dışına kaydırma kararı aldıklarını duyuyoruz. Maliyet avantajları, vergi teşvikleri, mevcut veya yeni pazarlara yakınlık gibi sebepler firmalar için bu durumu cazip hale getirmekte. Özellikle otomotiv endüstrisinde, üretim tesislerini hedef pazarlara yakın konumlandırmak, lojistik maliyetlerini düşürmekte ve daha hızlı teslimat imkanı sağlamaktadır ki büyük pazarlara yakınlık, firmalar için önemli bir stratejik avantajdır. Bazı firmalar, globalleşme stratejileri doğrultusunda da üretimlerini sadece bir ülkede değil, birden fazla ülkede dağıtarak risklerini minimize etmek ve üretim kapasitesini artırmak istiyor. Karoseri için bu durumu değerlendirecek olursam; Türkiye oldukça yüksek katma değerli bu üretim alanda özellikle insan gücü bakımından halen Avrupa ile rekabet edebilir durumda iken lojistik açıdan Avrupalı üreticilere kıyasla dezavantajlı durumda. Erener Otomotiv olarak farklı bir ülkede üretim yapma yönünde bir yatırım planımız yok. Yarı mamul araçların ticari araçlara dönüşümünü yapan bizim gibi üst yapı firmalarının özünü zanaatkârlık oluşturduğu için nitelikli işgücünü şehir olarak arttırabildiğimiz ölçüde bu alanda yüksek katma değerli ürünler üretmeye, Avrupa ile rekabet etmeye devam edebiliriz.
Bursa'da otomotiv sektöründe doğrudan veya dolaylı olarak binlerce kişi çalışıyor. Yan sanayi firmalarının üretimlerini yurt dışına kaydırması durumunda öncelikle istihdam kaybına sebep olacaktır. Bu durum tedarik zincirinin bozulmasını beraberinde getirecektir. Yan sanayide yaşanacak bir düşüş, tüm sektörlere domino etkisiyle yansıyabilir. Bursa olarak ihracat kilogram değerimizi arttırmaya yönelik katma değerli üretim alanlarına yönelmek öncelikli hedeflerimiz arasına olmalı. Eğer tekstil sektöründe olduğu gibi bir yurt dışına yatırım göçü otomotiv yan sanayisinde de yaşanırsa, Bursa büyük bir ekonomik ve sosyal değişimle karşı karşıya kalabilir.
Bu süreç ancak, hükümetin ve yerel yönetimlerin alacağı stratejik önlemler ve desteklerle hafifletilebilir. Daha yüksek katma değerli üretime geçiş, teknoloji yatırımlarının teşvik edilmesi ve iş gücüne yönelik yeniden eğitim programları gibi adımlarla bu olumsuz etkenler aşılabilir. Otomotiv yan sanayi firmalarının ayakta kalabilmesi için de hem firmaların kendi iç stratejilerini güçlendirmesi hem de kamu desteklerinin etkin bir şekilde devreye girmesi gerekmektedir. Teknolojiye, Ar-Ge’ye, nitelikli iş gücüne ve yeni pazarlara odaklanan firmalar, kamu destekleriyle daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilirler.
Büşra Demiroğlu Okur
Burçak Metal Genel Müdürü
Türkiye’deki yatırımları durdurduk, yurt dışı gündemimizde
Şu dönemde Bursalı sanayicilerin yurt dışı yatırımlarını ve tesislerini yurtdışında kurduklarını sıkça duymaktayız. Bunun birçok sebebi olduğunu düşünmekteyiz. Sanayi arsa fiyatlarının 300-1000 dolar/metrekareyi bulduğunu ve bu fiyatlar ile Avrupa’daki sanayi bölgelerinden bile daha pahalı fiyatlar olduğunu görmekteyiz. Türk sanayicilerde bu fiyatlardan ve yer olmamasından kaynaklı Romanya, Karadağ gibi bölgelere yatırım politikası izlediğini gözlemliyoruz. Düzensiz ekonomi politikası ve fahiş vergi uygulamaları, enflasyonist ortam, yüksek faiz gibi sebepler de bölgemizin ve ülkemizin yatırımlarını başka ülkelere kaydırmasına neden olan diğer faktörler.
Bizler de Türkiye bölgesindeki yatırımlarımızı durdurduk. Yurtdışına odaklı yatırımları gündemimize aldık. Müşterilerimizin çoğunun Alman firması olması sebebiyle Almanya bölgesinde fabrika kurabileceğimiz bir yatırım araştırmaktayız.
Türkiye’deki üretim maliyetlerinde yaşanan artış, rakip ülkeler ile aynı üründe fiyat farkının yüzde 40-50’lere kadar çıkmasına yol açtı. Bu durum, ihracat pazarında yaşanan daralma ile sektörümüzde risk oluşturmaya başladı. Biz sanayiciler de başka stratejik politikalara yönelmeye başladık.
Otomotiv yan sanayi firmalarının ayakta kalması için çeşitli önlemler ve destekler gereklidir. Sektördeki firmalara vergi teşvikleri, hibeler ve finansal destek programları sağlanmalıdır. Özellikle İhracat yapan firmalar için döviz kuru riskini azaltıcı tedbirler alınmalı.
Cihangir Yenice
Maysan Mando Genel Müdür Yardımcısı ve CFO
Bursa sanayisini önemli ölçüde olumsuz etkiler
Otomotiv sektörü tüm dünyada sürekli gelişen teknolojiler ve küresel ekonomik dinamiklerle şekillenmeye devam ediyor. Sektördeki dönüşüm süreci de, pek çok alanda kendini yoğun şekilde hissettiriyor.
Baktığımızda otomotiv tedarik sektöründe faaliyet gösteren Türk şirketleri, kaliteli ve nitelikli üretim gücü ile küresel pazarlarda önemli bir oyuncu haline geldi. Bu noktada birçok firmanın, özellikle son dönemde yurtdışı yatırımlarını ve üretim faaliyetlerini artırdığını görmekteyiz. Yapılan bu hamleler, üreticilerin hedef pazarlara yakın olma ve daha güçlü bir erişim imkânı sağlaması açısından çeşitli avantajlar oluşturabiliyor.
Maysan Mando olarak, Güney Koreli HL Mando ve Çukurova Holding ortaklığında faaliyetlerini sürdüren bir firmayız. HL Mando, dünya çapında geniş ve yaygın bir yapılanmaya sahip olup, firmanın dünya genelinde farklı lokasyonlarda yaklaşık 12 bin çalışanı, 23 üretim lokasyonu, 20 Ar-Ge Merkezi, 8 satış ofisi ve 7 araç test sahası bulunuyor. Dolayısıyla biz Maysan Mando olarak, bu güçlü yapının pozitif etkilerini globalde avantaj olarak kullanabiliyoruz.
Öte yandan, ülkemizde sanayinin öncü şehirlerinden biri olan Bursa’da, üretim ve ihracatta en çok payı otomotiv ana sanayi ve tedarik sanayi alıyor. Bu noktada Bursa’daki üreticilerin buradaki yatırımlarını tamamen yurtdışına kaydırması, şüphesiz Bursa sanayisini önemli ölçüde olumsuz etkileyecektir.
Her alanda olduğu gibi otomotivde de yaşanan bu dönüşüm sürecinde, Bursa’nın hak ettiği payı alabilmesi için üreticilerin geleneksel üretimden ziyade ileri teknoloji odaklı yatırımlarını artırması ve katma değerli üretime odaklanması gerekiyor. Bu noktada Maysan Mando olarak, geleceğin teknolojilerini yakından takip ederek, üretim faaliyetlerimizde özellikle katma değere, çevreci proses uygulamalarına ve AR-GE’ye odaklanıyoruz. Şirket olarak ARGE Merkezi olmanın yanı sıra, sahip olduğumuz yatırım teşvik belgesi ile bu belgenin sağladığı avantajlardan yapacağımız yatırımlarda da yararlanmak istemekteyiz. Ancak faaliyet alanımızdaki bu faydalar, 2024 yılında yürürlüğe giren asgari vergi uygulamasından olumsuz etkilendi. Bu bağlamda asgari vergi uygulaması ya da benzeri düzenlemeler yürürlüğe girmeden önce şirketlere zaman tanınması gerekiyor.
Mehmet Mutlu
Üçel Kauçuk Genel Müdürü
Mısır, Tunus gibi ülkeler, kablo ve montajda cazip hale geldi
Son yıllarda, bazı otomotiv yan sanayi firmalarının, maliyetleri düşürmek ve daha rekabetçi olmak adına tesislerini daha ucuz iş gücüne sahip ülkelere kaydırdıklarına dair bir trend gözleniyor. Mısır, Tunus gibi iş gücü maliyetlerinin düşük olduğu ülkeler, özellikle kablo, tekstil ve montaj gibi emek yoğun ve enerji tüketimi çok olan işlerde cazip hale gelmiş durumda. Bununla birlikte, bu trend tüm sektör geneline yayılmış bir durum değil; sadece bazı belirli iş kollarında yoğunlaşmış durumda. Bu durum, Türk otomotiv yan sanayi firmalarının da rekabet avantajlarını koruyabilmek için yurtdışı yatırım ve ortaklık seçeneklerini değerlendirmelerine neden olabilir.
Üçel Kauçuk olarak, şu an için üretim tesislerimizi yurtdışına taşıma gibi bir planımız bulunmamaktadır. Türkiye'deki güçlü üretim altyapımız, lojistik avantajlarımız ve eğitimli iş gücümüz ile rekabetçi kalmayı hedefliyoruz. Ancak global pazarda rekabetin yoğun olduğu ve farklı ülkelerin sunduğu iş gücü avantajlarını yakından izlemekteyiz. Olası yatırım planlarımız, sadece maliyet optimizasyonunu değil, aynı zamanda kalite, lojistik ve müşteri memnuniyeti gibi faktörleri de içerecektir.
Binlerce kişinin işsiz kalma riski var
Eğer otomotiv yan sanayi firmaları, tekstil sektöründe olduğu gibi yurtdışına yönelirse, bu Bursa için ciddi bir ekonomik darbe olabilir. Bursa, otomotiv sektöründe önemli bir merkezdir ve sektörde çalışan binlerce insanın işsiz kalma riski ortaya çıkabilir. Ayrıca, bölgedeki yerel ekonomiye doğrudan ve dolaylı etkiler olacaktır. Bunun önüne geçmek için rekabet avantajını korumak adına daha fazla teknoloji yatırımı ve verimlilik artırıcı önlemler alınmalıdır. Bunun ile birlikte Türkiye’deki üretim maliyetlerinin azaltılması için; enerji ve işçilik maliyetlerindeki vergi yükünün azaltılması, arsa ve inşaat maliyetleri düşük sanayi bölgeleri oluşturulması gibi adımlar atılabilir.
Otomotiv yan sanayi firmaları, rekabet güçlerini korumak için verimlilik artırıcı teknolojilere yatırım yapmak, üretim süreçlerinde otomasyon seviyesini yükseltmek ve maliyet yönetiminde daha stratejik adımlar atmak gibi çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Ayrıca, Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarına odaklanarak katma değerli ürünler geliştirmeye çalışıyorlar. Kamu tarafında ise sektörü desteklemek amacıyla vergi teşvikleri, düşük faizli kredi imkanları, iş gücü eğitim programları ve lojistik altyapıya yönelik yatırımlar gibi önlemler alınması, firmaların rekabet avantajlarını sürdürebilmeleri açısından kritik önem taşıyor.
Otomotiv yan sanayi firmalarının yurtdışı rekabete karşı dayanıklı kalabilmeleri için uzun vadeli planlamalar yapmaları, yurtiçindeki maliyet baskısını dengeleyici çözümler geliştirmeleri ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapmaları gerekiyor. Öte yandan, kamu desteğinin güçlü olduğu bir ortamda, sektörün küresel pazarda rekabetçiliğini sürdürmesi ve Bursa gibi üretim merkezlerinin varlıklarını koruması daha mümkün olacaktır.