İNCELEME

Yan sanayide Avrupa endişesi

Türk otomotiv sektörü dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm ekonomik zorluklara rağmen 2022 üretim, ihracat ve iç pazarda büyümeyle tamamladı. Avrupa’da yaşanan resesyon ve enerji krizi nedeniyle bu bölgede üretimlerin düşme riski Türkiye’deki otomotiv yan sanayi firmalarını endişelendirdi.

Semih AYDIN – Göksel BAŞARAN

Türkiye’nin 2022 yılındaki otomotiv ihracatı, bir önceki seneye göre yüzde 5,7 artışla 30 milyar dolar oldu. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre söz konusu dönemde yan sanayi ihracatı 2021’e kıyasla yüzde 10 artışla 12 milyar 983 milyon 442 bin dolar gerçekleşti. Otomotiv endüstrisinin 2022’deki toplam dış satışının yüzde 41,9’unu oluşturan yan sanayi ürünleri, 2022 yılını ihracatta rekorla tamamlamış oldu.

Tüm bu başarıya rağmen Avrupa’da ve ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeler 2023’te yan sanayi ihracatında olumsuz tablolara yol açıyor. Resesyon riski ve enerji krizi nedeniyle Avrupa’daki önemli ana sanayi üreticileri imalatta azalmaya gideceklerini açıkladı.

Avrupa’daki bu gelişmelerin yanında üretim maliyetleri artan yerli sanayiciler döviz kurlarının stabil seyretmesi nedeniyle satış fiyatlarında artışa gitmek durumunda kaldı. Yan sanayi temsilcileri Covid-19 salgınını atlatan Çin’in piyasaya hızlı bir giriş yaptığını belirterek, Türkiye’nin rekabetçi fiyat avantajını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına vurgu yaptılar.

Ayhan KORGAVUŞ

Ünver Group YK Başkanı

Üretimde düşüşler sektörü etkileyecek

İhracat artışının sağlanmasındaki en önemli etkenler ise pandemi sonrası dönemde meydana gelen toparlanma, çip krizini azaltmaya yönelik çalışmalar ve bekleyen siparişlerin teslim edilmesine yönelik yoğun çabalar olarak gösterebiliriz. Başta Bursa otomotiv yan sanayinin gelişmiş altyapısı, tecrübesi ve özellikle Avrupa’ya olan yakınlığı nedeniyle lojistik konusundaki avantajlarımız, ihracatın artmasındaki başlıca sebepler olarak gösterilebilir.

Avrupa Birliği ve üye olmayan diğer ülkelerle birlikte düşündüğümüzde, otomotiv ihracatımızın yüzde 70’e yakınını bu coğrafyaya yapıyoruz.

Pandeminin yarattığı özellikle ham madde fiyatlarındaki artış ve tedarik zincirindeki kırılmalar, ardından Ukrayna-Rusya savaşının etkileri, Avrupa’da enflasyonun artmasına, ekonomide resesyon beklentisi nedeniyle üretimde düşüşlerin yaşanmasına sebebiyet verecek gibi görünüyor. Bu olumsuz tablodan en çok etkilenecek sektörün de otomotiv endüstrisi ve yan sanayi olması kaçınılmaz olacaktır.

Avrupa’da enerji krizi ve resesyon nedeniyle siparişlerde süregelen bir düşüş var. Önlem olarak Türkiye’nin lojistik ve düşük maliyet rekabetçiliğini kullanarak pazar payımızı artırabiliriz.

Haluk Sami TOPBAŞ

Topbaş Group YK Başkanı

Yatırımlar ertelenebilir

Pandemi sonrasında 2020 ve 2021 yılında yaşanan kur artışlarının maliyetlerde avantaj yaratması, ihracat taleplerinde hızlı artışa neden oldu. Bu dönemde yapılan anlaşmalar ve akabinde 2022 yılında ihracat pazarlarında ertelenmiş taleplerinde devreye girmesi ile cirosal yükseliş gerçekleşti. Bununla birlikte 2022 yılında enflasyondaki artışlar karlılığı olumsuz yönde etkiledi.

Avrupa pazarlarında artan enflasyon ve buna bağlı sıkı para politikalarının Türkiye otomotiv yan sanayi olumsuz etkileri, kısmen küçülme ile birlikte planlanan yatırımların ertelenmesi şeklinde olacaktır. Firmamızda ihracat pazarlarında yaşanabilecek daralma riskine karşı yurtiçi projeleri ile satış gelirlerimizde avro ve TL dengeleme stratejisi uyguluyoruz. İhracatçı pazar daralması riskleri yanında, ihracatçı firmaların enflasyon muhasebesine geçerek vergi dezavantajlarının ortadan kaldırılması, Avrupa’da sanayicilere sağlanan desteklerle aynı seviyede destek sağlanmasının önemi bu dönemde azami seviyeye yükselmiştir.

A. Yalçın YEŞİLOVA

Yeşilova Holding İcra Kurulu Bşk.

Orta ve uzun vadeli planlar yapmalıyız

2022 yılında otomotiv sektöründe araç üretim adedimiz yüzde 6’lık bir artış ile yaklaşık 1 milyon 352 adet olarak gerçekleşti. Buna paralel ihracatımızda da dolar bazında yaklaşık yüzde 6’lık bir artış yaşandı. Rusya otomotiv endüstrisinin Avrupa pazarına ihracatının kesintiye uğraması ve Türkiye iç pazarında enflasyonist ortam nedeniyle satınalma gücünde yaşanan gerilemenin bizim otomotiv ihracatımızı artırıcı gelişme olarak endüstrimize yansıdığını söyleyebiliriz. Diğer taraftan otomotiv yan sanayimiz, Avrupa’da yaşanan toparlanma sonrası hızlı reaksiyon vererek ihracat artışında pozitif bir katkı sunmuştur, Otomotiv yan sanayii endüstrimiz doğrudan Avrupa otomotiv endüstrisi ile bağlantılı bir ekosistemdir. “Avrupa’da üretim düştü, ürünlerimizi ABD, Afrika vb. pazarlarına satalım” gibi bir ihtimal yoktur, ancak yeni proje nominasyonları ile orta ve uzun vadede alternatif geliştirilebilir. Dolayısıyla Avrupa otomotiv endüstrisinde yaşanacak daralma doğrudan Türkiye otomotiv yan sanayiine de yansıyacaktır.

Avrupa otomotiv endüstrisi ile tabiri caizse bu göbekten bağımlılığımıza yönelik orta ve uzun vadeli alternatif planlamalar yapmamız gerekiyor. Bugün ABD’de Make in America sloganı ile güçlenen bir otomotiv endüstrisi yatırımları var, elektrikli araçlara olan dönüşüm de bunun itici gücünü oluşturuyor. Aynı şekilde Avrupa’da regülasyonlar ile elektrikli araç üretimleri teşvik ediliyor. Bizler de Türk otomotiv yan sanayi firmaları olarak elektrikli araçlara yönelik ürün portföylerimizi geliştirerek riskleri minimize edebileceğimizi düşünüyorum. Hem kalite hem maliyet avantajlarımız ile önce Türkiye’den otomotiv endüstrisinin ihracatını üreteceğimiz elektrikli araç komponentleri ile Avrupa, Amerika gibi bölgelere taşıyabiliriz.

Bizler Yeşilova olarak otomotiv çözümleri sunan Grup şirketlerimizde 2017 yılında ürün geliştirme faaliyetlerimizi ve hedef ürün gruplarımızı elektrikli araç ürün grupları olarak belirlediğimiz için; otomotiv endüstrisinin elektrikli araç dönüşümü ve buna sağlanan teşvikler nedeniyle, global otomotiv üretim sayıları düşse de elektrikli araç üretim adetleri artmaya devam ettiğinden aslında bu otomotiv endüstrisindeki daralma risklerini de bertaraf etmeye yönelik strateji oluşturmuş olduk.

Dünya otomotiv endüstrisi inanılmaz bir hızla dönüşüyor, belki de olması gerekenden fazla hızlı olduğu söylenebilir.

Dolayısıyla otomotiv yan sanayi firmalarımızın da ürün ve teknolojilerini bu elektrikli araç dönüşümüne uygun şekilde güncellemeleri gerekmektedir.

Sevda KESKİN GÜLMEZ

Güleryüz Otomotiv YK Üyesi

Toplu taşıma araç kullanımı artabilir

Türkiye’nin Avrupa pazarına yakın olması dolayısıyla tedarik süreçlerinin kısalması ve kaliteli ürüne hızlı erişimin sağlanabilmesi ihracatta kırılan rekor için en önemli etkenlerden oldu. Türkiye’nin bu konuda yakaladığı ivmeyi önümüzdeki dönemde de sürdüreceğini düşünüyorum.

Avrupa’da yaşanan enerji krizinin etkileri tüm ülkeleri etkilediği gibi ülkemizi de etkileyecektir. Enerji sorunu yaşamayan diğer ülkelerde imalat yapılmasına ilişkin adımların atılması durumunda söz konusu durum ülkemiz için avantaja dönüşebilir.

Binek araç taleplerinin karşılanamaması toplu taşıma araç kullanımının artışını tetikleyebilir. Ülkemizde aynı zamanda toplu taşıma araçları imalatı gerçekleştiren yerli üreticilere olan talebin artacağını öngörmekteyiz.

Güleryüz olarak biz bitmiş kullanılabilir haldeki otobüsler üretmekteyiz ve üretim adetlerimizi siparişlerimiz doğrultusunda önceden planlayarak minimum 3 yıllık üretim planları yapmaktayız. Değişen ve gelişen teknolojileri Ar-Ge merkezimiz ile yakından takip ederek üretim planımıza uygun komponent seçimlerimizi ve satın almalarımızı bu doğrultuda gerçekleştirmekteyiz. Tedbirli ve emin adımlarla ilerlemeyi tercih ediyoruz.

Emel ÖZKAN TAŞYAKAN

Destek Amortisör YK Üyesi

Tedarik sıkıntılarına karşı temkinli olmalıyız

Pandemi, lojistik, tedarik sıkıntıları, enerji krizi ve savaşın gölgesinde geçen 3 - 4 yıllık uzun bir dönemden sonra otomotiv ihracatı eski günlerini yakalamaya başladı.

2022 yılındaki toplam ihracat rakamlarına baktığımızda bu başarı kayıpların telafisi bile sayılmaz ancak sektörün dinamizmi, risklere karşı hazırlık ve alternatifleri ile çevik yaklaşımı her koşula uyum sağlamayı kolaylaştırıyor.

Enerji krizine bağlı olarak 2023 yılı için Avrupa’da otomotiv sektöründe yüzde 40’lık bir düşüş öngörülmüştü. Bu tablo sadece otomotiv yan sanayimizin ihracatını değil Avrupa’dan ithal edilen tüm otomotiv parçalarını ve bağlı diğer sektörleri negatif yönde etkiliyor.

Öngörülerin gerçekleşmesi durumunda ani ve ciddi bir düşüş maliyetlere ve terminlere birebir yansıyacaktır.

Yeni yılda tedarik sıkıntılarına karşı temkinli olmak lazım. Özellikle bu yıl yurt içinden ve yurt dışından taleplerde artış söz konusu ancak Avrupa müşterilerimizdeki belirsizlik ve taleplerdeki dengesizlik halen devam ediyor.

Büşra DEMİROĞLU OKUR

Burçak Metal Genel Müdürü

Sektörümüz için avantaj olabilir

Türk sanayisi 2022 yılında otomotiv sektöründe yüzde 25 oranında ihracat payını artırırken bizlerde buna paralel olarak ihracattaki payımızı yüzde 45 oranında artırdık. Enerji fiyatlarının tüm dünyada ki artışı sebebiyle, uzak doğudan temini sağlanan ürünlerin lojistik masraflarının artmasıyla birlikte eskisi kadar ekonomik olmaması, Avrupa’da enerji arzındaki güvenlik problemleri gibi nedenler Avrupalı üreticilerinin ve sanayicilerinin yönünü Türkiye pazarına döndürmesine sebep oldu. Bu durum da Türk sanayisinin ihracattaki rolünü arttırdı. Bizler de Avrupalı müşterilerimizden yılın son yarısında çok daha fazla talepler aldık. Avrupa’da yaşanması beklenen üretim düşüşü Türkiye otomotiv sanayisinde ciddi ekonomik krizler oluşturabildiği gibi sektörümüze avantajda sağlayabilir. Otomotiv üreticilerinin çoğunluğu bildiğimiz gibi Avrupalı üreticiler tarafından oluşmaktadır.

Elektrikli araçların otomotiv pazarına sürülmesiyle Asya, Uzak Doğu ve Amerikalı üreticiler pazarda etkilerini artırmış olsalar da Avrupalı üreticiler hala pazarda çoğunluğu oluşturmaktadır.

İsmail ÖZCAN

Ottonom Mühendislik YK Başkanı

Talep lokasyonları genişletilmeli

Türkiye otomotiv ve otomotiv yan sana­yisinde belli bir kapasiteye ulaşmış iyi ülkelerden biri. 30 milyar dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Otomotiv ve buna bağlı olarak yan sa­nayimiz de oldukça aktif çalışıyor. Sadece 2022 yılında 13 milyar dolarlık yan sanayini ürününü 200’den fazla ihraç etmiş bir ülkeyiz. Pandemi ile başlayan belirsiz­likler riskleri ve çoklu krizleri ortaya çıkardı. Bu sü­reçte çip krizi, tedarik krizi, enerji krizi ve Rusya-Uk­rayna savaşı gibi olayları yaşadık. Dünya otomotiv sektörü bu krizlerden doğrudan etkilenen büyük bir ekonomi. Ancak Türkiye’nin lojistik olarak erişimi ve yan sanayi kapasitesi düşünüldüğünde dara­lan bir pazar için sunabildiği çözümler gelen ta­lebe cevap verebildi ve aktif olmayan pazarları bile harekete geçirdi. Otomotiv yan sanayi ihra­catında Avrupa en önemli pazarımız. 2022’de erişilen 13 milyar dolarlık ihracatın yüzde 42’sini sadece Avrupa bölgesine yapmış durum­dayız. Yaşanan krizlerin yarattığı büyük belirsiz­lik ülkelerin ve bölgelerin ekonomilerini belir­gin bir durağanlığa soktu ve bu nedenle talebin daha da düşeceği aşikar. Domino etkisi ile bu talebin düş­mesi ihracat ayağında da daralma kaçınılmaz olacak. Devam eden krizlerin çıktıları finansal olarak birçok kalemde bizleri de etkilediği için bu olumsuz etkiyi en aza indirmek adına talep lokasyonlarının geliştiril­mesi gerekecektir. Ottonom Grup olarak 2023 yılında hizmet ve ürünlerimizi yeni bölgelere açmak ve iş ge­liştirme faaliyetlerimizi yeni lokasyonlara odaklamak konusunda ilerleyeceğiz.

İbrahim ŞERİFHASAN

İbraş Kauçuk YK Üyesi

Fırsat yılları olacak

2022 yılında Covid’in etkisi ile Uzak Doğu’dan ithalatın Doğu Avrupa ülkele­rine kaymasının ve müşteriler ile görüşmelerin, anlaş­maların sonuçlandırılması sonucu ticaretin başlatılma­sının ihracatta rekor rakamlara ulaşılmasında en büyük etken olmuştur. Bununla birlikte Türkiye’deki üretim kalitesi, üretim kapasitesi ve ürün fiyatı paritelerinin öne çıkması ihracatın rekora gitmesini sağlamıştır.

Avrupa’da müşterilerimiz ve başka kanallar üzerin­den yapmış olduğumuz araştırma ve görüşmelerde 2023 yılı ve sonrası için yeni araç pazarında yaşanacak­ları mercek altına aldık. Çıkan sonuçlarda yeni araç üretiminin düşüş sebebi sadece enerji kay­naklı olmadığı yönündedir. Resesyon ve ekono­mik kaygı yeni araç talebini düşürdüğü, insanla­rın ekonomik kaygılarının ortadan kalkana kadar mevcut araçlarını kullanma eğiliminde oldukla­rını gözlemledik. Bununla birlikte yeni araç alım finansına sahip olan kişilerin de içten yanmalı motorlu araç mı, elektrikli araç mı arasında se­çimde zorlandıklarını söyleyebiliriz. Çünkü tüm Avrupa kıtasını düşündüğümüz zaman bazı kesimin elektrikli araç için henüz erken olduğu ve gözlemleme yapacağı­dır. Tüm bu etkenler ışığında Türkiye otomotive yan sa­nayi pazarının yeni rekorlara imza atmasını bekliyoruz. Otomotiv yedek parça için riskten ziyade fırsat yılları olacağı kanısındayız. Sadece risk olarak Covid ve diğer sebepler ile pazarda talebi azalan Çin’in pazarı tekrar­dan güçlü zorlaması olarak görüyoruz.

Rengin EREN

Erener Otomotiv YK Üyesi

Düşüş yan sanayiye yansıyacak

Dünya ticaretinde olumsuz gelişmelerin yaşandığı ve büyümeye dair negatif yönde tahminlerin yapıldığı bir dönemden ge­çerken 2022’de otomotiv yan sanayinde ihra­catta rekor seviyelere ulaşılmış olması ülkemiz ve bu ihracatın yapıldığı ilk 5 ilden biri olan Bursa adına çok önemli bir gelişme. Bugün oto­motiv sektörünün geldiği nokta itibariyle üre­tim ve pazarlama alanlarında “küresel enteg­rasyon”un tamamlandığının bir göstergesi olarak düşünülebilir. Fakat çip krizi nedeniyle siparişlerin geriden teslim edildiği düşünüle­cek olursa, Avrupa’da yaşanacak bir resesyona bağlı olarak üretim adetlerindeki düşüş, yan sanayi sektöründe de negatif etki yaratacaktır. Bütün bunların sonucuna baktığımızda Batı Avrupa ülkelerinde otomotivde de üretim ve talep daralması kaçınılmaz. Fakat şu andaki uluslararası kuruluşların tahminleri Avru­pa’da 2023 ve sonrasında bir miktar artışın söz konusu olacağı yönünde.

Mustafa SAMANCI

Teknotrim Genel Müdürü

Sıkıntıyı fırsata çevirmeyi planlıyoruz

2022 yılı sektörümüz açısından olumlu geçti. Her türlü olumsuzluğu rağmen yılı başarıyla kapattık. İşçilik maliyetleri 2022 yı­lında düşük seviyede. Ama enerji maliyetleri­miz ve genel giderlerimiz diğer kalemlerde artsa da işçilik maliyetlerinin etkisiyle Av­rupa’daki birçok firmadan talepler aldık. Sektö­rümüzde hiç ihracat yapmamış firmalar bile 2022 yılında ihracata başladı. 2022’nin so­nunda ve 2023’te gelen işçilik zamlarıyla bir­likte birim/işçilik maliyetlerindeki avantajımızı yitirmiş olduk. Ancak bir yandan da burada ya­şadığımız kaybı kârımızdan feragat ederek, müşterilerimizi kaybetmemek adına koru­maya çalıştık. Bu bizim kârlılığımızı, sürdürüle­bilirliğimizi etkileyecek ama beklentimiz 2023 yılında seçimlerin ardından kurun bir miktar rahatlamasıyla buradaki kaybımızı telafi et­mek. Avrupa’daki büyük üreticilerin imalatla­rını düşürmesi ülkemizi tabii ki etkileyecek ama bu bir yandan da fırsat barındırıyor. Biz bu sıkıntıyı fırsata çevirmeyi planlıyoruz.

Tülay HACIOĞLU ŞENGÜL

Maysan Mando Genel Müdürü

Daha güçlü hedefleri başarabiliriz

Bilindiği üzere sektörümüzün en büyük pazarı Avrupa. Tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi Avrupa’da da yaşanan yavaşlama ve talep değişimlerine rağmen ortaya çıkan bu ihracat rakamları ve yükseliş ivmesi, sektörün geleceği açısından son derece umut verici.

Yıl boyunca gerek Rusya-Ukrayna savaşının etkileri gerek yarı iletken çip krizi gerek artan enerji maliyetleri gerekse de küresel resesyon gibi risk faktörlerine rağmen sektörümüzün gösterdiği bu performansın, yeni yılda da artarak devam etmesi en büyük temennimiz…

Türk otomotiv endüstrisi, üretim kabiliyeti ve potansiyeli ile bugünkünden çok daha güçlü hedefleri başarabilecek düzeyde.

Bu süreçte, Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi Maysan Mando olarak büyüme ivmemizi korurken, rekabetçi olabileceğimiz her coğrafya için iş geliştirme faaliyetlerimizi kararlı bir şekilde sürdürdük. Yeni yılda da bu yöndeki çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek.

Otomotivde oyunun kurallarının tekrar belirlendiği bu dönemde, Maysan Mando olarak tüm paydaşlarımıza değer katan ürünlerimizi tasarlarken, geliştirirken, üretirken ve pazarlarken ihtiyaç duyduğumuz teknolojilere yatırım yapıyor ve 2024 sonunda dijital olgunluk seviyemizi “akıllı şirket” seviyesine taşıma stratejisi ile ilerliyoruz.

Aynı zamanda, otomotiv sektöründeki yeni trendlere paralel, ürünümüzün ağırlığını artırmadan, sürüş konforunu ve yolcu güvenliğini artırmaya yönelik amortisör sistemleri üzerinde çalışmalarımız da devam ediyor.

Ürün tasarımı ve üretim süreçlerimizde çevre dostu bakış açımız ve sürekli iyileştirme prensibimiz ile karbon emisyonunun azalmasına yönelik çalışmalara odaklanıyoruz.

Mehmet MUTLU

Üçel Kauçuk Genel Müdürü

Rekabetçi fiyatlarımızı kaybedebiliriz

Yan sanayi ihracatında bu başarıyı getiren 2022 yılın ilk yarısında da devam eden, 2021 yılından gelen döviz kurunun yükselmesi, Avrupa’da da enflasyonun artması ile beraber Çin navlun fiyatlarının 2021 yılındaki artışlarının 2022 yılı ilk yarısında da devam etmesi ve “0” Covid-19 yasakları sebebi ile ihracatında sıkıntılar yaşanmasıdır.

Avrupa’daki durağanlık bizleri de etkileyecek ancak bizce en önemli sıkıntı kurun baskılanması sonucu yükselen maliyetlerimizi güncellememiz gerekecektir. İhracatta 2021 yılına kadar yaklaşık 10 yıldır hiç fiyat değiştirmeden ürünlerimizi satıyorduk.

2021 yılında emtia fiyatlarının dünya genelinde de artması sonucu ilk zamları yapmak zorunda kaldık ve 2022’de pazar şartlarına göre küçük ayarlamalar yapabildik.

Özellikle 2022 ikinci yarısında dövizin stabil kalması 2023 fiyatlarımıza döviz bazında zam yapmamıza sebep olacak ve Çin’in de navlun fiyatlarının normale dönmesi sonucu rekabetçi fiyatlarımız kaybedeceğimizden kesinlikle ihracat satışlarımız düşecektir.

Öncelikle işletme içi verimliliğimiz arttırmak için son 2 yıldır BTSO-Bursa Model Fabrika işbirliği ile aldığımız eğitimleri, firmamız içinde yaygınlaştırarak devam ediyoruz. Bu iyileştirmeler maliyetlerimizi düşürmek açısından bize çok büyük katkıda bulunuyor.

Ayrıca yılın 2’nci yarısında devreye girecek olan 2 mWp GES yatırımız ile de enerji maliyetlerimizi de düşüreceğimiz için rekabetçi fiyatlarımıza devam edebileceğimize inanıyoruz.

Bunlar ile beraber üretim hatlarımızda manuel yapılan operasyonları da otomasyon ve robotik çözümlerle hızlandırarak, iç fire oranlarımızı da düşürerek üretim adetlerimizi artırıyoruz ve artırmaya devam ederek maliyetlerimiz düşürmeyi ve bu şekilde rekabetçi fiyatlarımızın sürdürülebilirliğini sağlamayı planlıyoruz.

Ayrıca Güney Amerika gibi yeni açıldığımız pazarlardaki fuarlara katılarak pazar payımızı artırmayı da planlıyoruz.

Mehmet KAZANGİL
NSK Group ROTA İcra Kurulu Başkanı

Türkiye küçülmeden az etkilenecek

Ülkemizde otomotiv endüstrisi artık kendi ekosistemini oluşturdu. Bu ekosistem ülke içerisinde üretilen araçların parça ihtiyacı karşılarken aynı zamanda büyük oranda da ihracata katkı sağlamaktadır. Bu başarılı ekosistem; yaşanan tedarik zinciri krizlerine ve karşılaştığı sorunlara daha hızlı çözümler bulmaktadır. Avrupa ülkelerinin cevap veremediği talebe de bu ekosistem yine daha hızlı cevap vermektedir. Otomotiv endüstrisinin sağladığı ihracat başarısına bu ekosistemin önemli katkılar sunduğunu düşünüyorum.

Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı Avrupa başta olmak üzere küresel ekonomilerde küçülme beklentileri olsa da ülkemizin rekabetçi üretim gücünün bu küçülmeden en az seviyede etkileneceğini değerlendiriyoruz. Şu anda otomotiv ürünlerine talep tüm dünyada yükselmiş durumda, 2023’ün ikinci yarısı itibari ile de çip krizinde önemli çözümler bekleniyor. Bu biriken talebinde etkisi ile 2023 yılında ülkemizin otomotiv endüstrisi büyük bir etki ile karşılaşmayacağını düşünüyoruz.

NSK Group olarak ROTA markası ile ticari araçlar, zirai araçlar, iş makinaları ve diğer bazı sektörler için direksiyon, süspansiyon, hidrolik ve dövme parçaların üretimini yapıyoruz. Üretimimizin yüzde 70’ini aftermarket, yüzde 30’unu ise OEM/OES kanalına tedarik etmekteyiz. Söz konusu krizlerde kişiler ve şirketler yeni araç tüketim masraflarını minimize etmekte ve eldeki araçlarına daha iyi bakım yapma eğilimi göstermektedir. İkinci el araçların bakım için gerekli olan parça ihtiyacı da bizim aftermarket üretimi yaptığımız kanallardan karşılamaktadır. Şirketimizin yaptığı üretimin bu iki alanda dağılım göstermesinden dolayı bu tip krizlerden genel olarak çok az etkileniyoruz.