Japonya’da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahtta oturan İmparator Nintoku, bir gün yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğünü ve bu yüzden kimsenin evinde pirinç bile pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkın üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayın çalışanlarını da evlerine gönderir. Sadece kendileri için çalışan ve vergi de ödemeyen halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur.
İmparator üç yıl sonra tekrar kuleye çıktığında, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan görür ve yanındaki eşine “Artık zenginiz” der.
İmparatoriçe ise bakımsızlıktan her yeri eskiyen, çatısı akan, bakımsız sarayı göstererek “Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?” diye sorar…
Nintoku’nun cevabı yüzyıllardır Japonların aklından çıkmaz;
“Halkın fakirliği bizim fakirliğimiz, zenginliği de bizim zenginliğimizdir…”
Efendim, duyamadım sevgili okurlar; aynı biz mi dediniz?
Saygılarımla.