Mühendislik, verimlilik kabiliyetleri, kapasite ve insan kaynakları anlamında kendini kanıtlayan Türk otomotiv yan sanayii, ülkemize doğrudan yatırım aşamasındaki Çinli üreticiler için önemli avantajlar sağlıyor.
Otomotiv yan sanayi, elektrikli araçlara dönüşüme ayak uyduracak çalışmalara odaklandı. Firmalar, Çinli firmaların ülkemizde yapacağı yatırımlardan karlı çıkmak adına, yeni yatırımlara başladı.
Ayhan Korgavuş
Ünver Group YKB
Dönüşüme ayak uydurmak için yatırım yapılmalı
Çinli otomotiv üreticilerinin Türkiye'ye yatırım yapmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Türkiye'nin coğrafi avantajları, Gümrük Birliği üyeliği ve geniş pazar erişimi gibi faktörlerle birleşerek, sektörde iş birliği ve büyüme potansiyelini artırabilir. Bursa'nın otomotiv endüstrisinin merkezi olması ve güçlü sanayi altyapısı, Çinli yatırımcılar için çekici bir yatırım noktası haline gelebilir. Bu tür yatırımlar, yerel istihdamı artırabilir ve sektörün rekabetçiliğini güçlendirebilir. Bursa otomotiv yan sanayisi, sektördeki sağlam deneyimi ve güçlü altyapısıyla öne çıkıyor. Çinli otomotiv üreticilerinin yapacakları yatırımlara olumlu bir pozisyonda bulunarak, uygun kapasite ve hazır altyapısıyla bu yatırımlara hızla cevap verebiliriz. Dönüşüme ayak uydurmak için Bursa otomotiv yan sanayisi, teknolojik yeniliklere yatırım yapmalı, nitelikli işgücünü artırmak için eğitim programlarına odaklanmalı ve uluslararası standartlarda rekabetçi ürünler ve hizmetler sunmalıdır. Çin'in 2024'te otomotiv üretiminde lider olması beklenirken, Türk otomotiv sektörü rekabetçi kalmak için yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalı, çevreci çözümler geliştirmeli, global pazarlarda çeşitlilik sağlamalı ve uluslararası standartlara uygun ürünlerle dikkat çekmeyi hedeflemelidir. Bu adımları atarak sektördeki gücünü artırmalı ve geleceğin zorlu pazar koşullarına karşı hazırlıklı olmalıdır.
Osman Aşlav
Demircioğlu Group YKB
Üretim ve inovasyon kabiliyetimiz yeterli
Doğrudan yatırım olması durumunda pozitif bakıyorum. Bizler açısından piyasaya yeni giren firmalarla birlikte üretim pazarımızın büyüteceği ve olumlu etkisinin olacağını düşünüyorum. Yıllardır otomotiv ihracatı ile ön planda olan şehrimizin üretim ve inovasyon kabiliyetinin yeterli olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki değişimleri takip etmek ve güncel gelişmelere bağlı olarak kendini yenilemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Mevcut dinamik yapımız bu duruma son derece elverişli. 2024 yılı içerisinde Çin otomotiv sanayisinde liderle otururken biz de Türkiye otomotiv sektörü olarak hafif ticari kamyon ve otobüs grubunda üretimimizi arttırabiliriz diye düşünüyorum. Avrupa pazarı bu konuda Türkiye’den ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Taner Yılmaz
May Fren Genel Müdürü
Firmalar dönüşüme ayak uydurmalı
Çinli firmaların Türkiye'de yatırım yapmalarını olumlu olarak değerlendiriyorum. Çin’in şu anki yapısını düşündüğümüzde pil teknolojisindeki hakimiyeti ile dünyanın ihtiyaç duyduğu pazarın yüzde 90’nını tekellerinde bulunduruyorlar. Elektrikli araçları konusunda Çin ile rekabet edebilecek bir yapı olmadığı düşünüyorum. Bu ithalat şekliyle Çinli firmaların önü açılacak olursa da piyasayı domine edeceklerdir. O yüzden Türkiye’de yatırıma çağırabilmek ve yapmalarını sağlamak Türkiye'nin iç ve dış pazardaki rekabeti açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Bu yatırımlara Bursa otomotiv yan sanayi olarak hazır olduğumuzu düşünüyorum. Elektrikli araç ve eski nesil araç üreten şirketlerin altyapısında Bursa otomotiv yan sanayi firmaları yer almakta. Bu bağlamda Çinli üreticilerin de Türkiye’ye yatırım yapmasında Bursa otomotiv yan sanayinin ciddi kazanımları olacaktır. Elektrikli araçlarla beraber otomotiv sanayiinde ciddi bir farklılaşma beklenmekte. Bazı sektörler otomatik olarak yok olmakla karşı karşıya kaldı. Elektrikli araç sektörüne hizmet verecekler firmalar bu değişime ayak uydurarak kendilerine yeni iş alanları oluşturması gerekiyor. Şirketler kendilerini bu değişime ve dönüşüme hazırlayacak adımları atmalı. Çin’in bu yıl otomotiv liderliğine oturması bekleniyor. Çinli üreticilerin ülkemize çekebilirsek otomotiv yan sanayi olarak bu durumdan ciddi kazanımlar elde edeceğiz.
Yesari Süalp
Ermetal Şirketler Grubu CEO’su
Yan sanayi gücümüzün göstergesi
Çin’in sadece otomotivde değil tüm sektörlerde dünya üzerindeki etkilerinin sürdüğü gerçeği tüm dünyanın en yakından takip ettiği konuların başında geliyor. Bundan sonraki yıllarda da bu etki daha çok hissedilecek. Projelerdeki rekabetçilikleri her zaman ülkemizdeki tüm sektörleri zorladığı gibi otomotiv sanayinin de özellikle Avrupa’da projelerin az olduğu dönemlerde ciddi iş almalarına etken oluyor. Pandemi sonrası tüm dünya ülkelerinin yüksek enflasyonla mücadele ettiği yıllarda bu etkinin bizleri olumsuz yönde etkilemeye devam edeceğini öngörebiliriz. Özetle belirtmek gerekirse yan sanayiler dünya yan sanayileriyle ülkemizde yaşanan finansal zorluklar, yatırım maliyetlerinin yüksekliği, vasıflı eleman kısıtlarına, vb. rağmen rekabetlerini başarıyla sürdürmektedirler. Bu olumlu gelişmeler sonucunda da ülkemizde otomotiv sektörü son yıllarda maalesef yeni yatırımcı gelmemesine rağmen büyümeye devam etmektedir. Buna ek olarak ülkemizdeki bazı yan sanayilerin ülke dışında da yatırımlarının her geçen yıl artması da yan sanayinin gücünü gösteren diğer bir önemli gelişmedir.
Özgür Yıldız
SİFF Elektromekanik Genel Müdürü
Otomotiv yan sanayii yeni yatırımlara hazır
Sektörün detaylı ve dikkatli analizini yaparsanız, 5 yıl sonra Çin’in otomotivde ciddi anlamda söz sahibi olacağını ve şu anda sektörün önde gelen birçok firmasının Çinli firmalara karşı rekabet etmekte zorlanacağını görebilirsiniz. Batılı otomotiv devleri de şimdiden verimlilik artışı, robotikleşme, maliyet analizi konularında çalışmalar yaparak bir ölçüde bu tehdidi bertaraf etme ya da geciktirme yolunda ilerliyor. Günümüzde üretim süreçlerinde yaşadığımız baş döndürücü gelişmeler ışığında, önümüzdeki 5 yıl içinde her iki tarafın da elindeki tüm enstrümanları kullanarak rekabette avantajlı taraf olmaya çalışacağını düşünüyorum. Bu açından bakıldığında kızışan bu rekabet teknolojik anlamda hem yıkıcı hem de inovatif birçok gelişmeyi beraberinde getirecektir. Çinli otomotiv üreticilerinin doğrudan yatırım yoluyla Türkiye pazarında yer alması hem kendileri hem de Türk otomotiv sektörünü açısından kritik bir öneme sahip. Başta Bursa olmak üzere Türkiye’de otomotiv yan sanayii, mühendislik ve verimlilik kabiliyetleri anlamında tartışmasız şekilde kendini kanıtlamış durumda. Giderek artan navlun maliyetlerini ve gümrük regülasyonlarını da göz önüne alırsak, Türkiye doğrudan yatırım aşamasında Çinli üreticiler için bulunmaz avantajlar sağlıyor. Mühendislik ve verimlilik dışında kapasite ve insan kaynakları açısından da Bursa otomotiv yan sanayiinin yeni yatırımlara hazır olduğunu düşünüyorum. Doğrudan yatırımlarda düzenlenecek kontratların kritik maddelerinin ve piyasaya giriş şartlarının doğru şekilde belirlenmesi Türkiye’de otomotiv sektörünün geleceğini belirlemede birincil öneme sahip. Biz SİFF Elektromekanik olarak dünyada 22 ülkeye tamamen servo kontrollü, yüksek verimli, karbon ayak izi düşük, son teknoloji punta-projeksiyon kaynak makinaları başta olmak üzere üretim hatları tasarlıyor ve imal ediyoruz. Bu ülkeler arasında Çin de bulunmakta. Türkiye’nin makina tasarım ve üretim kabiliyeti oldukça gelişmiş durumda. Çinli üreticilerin sektöre girişinde başta makina ve ekipman yatırımı olmak üzere birçok alanda Türkiye’de faaliyet gösteren firmalardan belli oranlarda alım yapması şart koşulmalı. Bu şartlar sağlandıktan sonra Çinli üreticilerin doğrudan yatırımları ilerleyen yıllarda Çin-Türkiye işbirliği veya şirket birleşmeleri yoluyla sektörde rekabetin kurallarını değiştiren oyuncular ortaya çıkarabilir. Bu anlamda 2024 yılının fırsatlar yılı olacağını düşünmekteyim.
Ömer Tatar
İbraş Kauçuk YKÜ
Hızlı uyum süreci kritik öneme sahip
Çinli otomotiv devlerinin gerek Avrupa gerekse Türkiye'ye yönelik yatırım hamleleri hem küresel ticaretin hem de otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirebilecek önemli gelişmelerdir. Kuşak Yol Projesi perspektifi de düşünüldüğünde, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunarak istihdam artışına olanak tanıyabilir. Aynı zamanda, Çin'in yeni nesil otomotiv endüstrisindeki liderliği, Türk tedarik zincirleri için yeni teknoloji ve işbirliği fırsatları yaratma potansiyeline sahip. Ancak, bu gelişmelerin beraberinde getireceği dinamiklerin dikkatlice değerlendirilmesi gerekiyor. Çin-Türkiye ilişkilerindeki derinleşme ve rekabet koşulları, yerel firmaların rekabet gücünü etkileyebilir. Çinli otomotiv yatırımlarının Türk tedarikçilere etkisi ve sektördeki değişimler, stratejik bir perspektifle ele alınmalı, işbirliği olanakları ve rekabet avantajları doğru bir şekilde değerlendirilmelidir. Bursa'nın otomotiv yan sanayisi, geleneksel içten yanmalı araçlara sağlam bir altyapıya sahip olmasına rağmen, Çinli otomotiv üreticilerinin elektrikli ve hibrit araçlara yönelik yatırımları karşısında teknolojik uyum konusunda bir zorlukla karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel. Elektrikli araç teknolojilerine geçiş, yeni üretim metotları, batarya teknolojileri ve şarj altyapısı gibi konularda uzmanlık gerektiriyor. Bursa, bu teknolojik dönüşüme hızla adapte olmalı ve rekabet avantajını korumak için stratejik adımlar atmalıdır. Ancak, bu geçişin maliyeti ve yatırım ihtiyacı da dikkate alınmalıdır. Bursa'nın güçlü endüstri geçmişi, bu zorluğun üstesinden gelme potansiyeli taşıyor, ancak hızlı bir uyum süreci kritik öneme sahip. Türkiye, Avrupa ve Çin yatırımlarına uygun bir altyapı modeli oluşturarak küresel rekabette öne çıkabilir. Otomotiv yan sanayisi, geleneksel içten yanmalı araçlardan elektrikli ve hibrit araçlara geçişte stratejik bir plan oluşturmalı, iş gücünü eğitim ve beceri geliştirme programlarıyla yenilikçi teknolojilere hazırlamalı. İşbirlikleri ve ortaklıklar kurarak uluslararası teknoloji liderleriyle bilgi paylaşımını artırmak, finansman modellerini geliştirmek ve altyapıyı güçlendirmek, Türkiye'nin hem Avrupa hem de Çin pazarlarına etkin bir şekilde entegre olmasını sağlayabilir. Türkiye'nin coğrafi konumu, Avrasya'nın merkezinde bulunması, bu stratejik rolü daha da güçlendirerek ülkeyi küresel ekonomideki değişimlere hızlı bir şekilde adapte olabilen bir üretim üssü haline getirebilir. Elektrikli ve otonom araç teknolojileri, sadece otomotiv pazarını değil, aynı zamanda bir dizi sektörü etkileyerek yeni fırsatlar yaratıyor. Otonom araçlar, ulaşım ve lojistik sektörlerinde etkinliği artırabilir. Ayrıca, şehir planlaması, enerji sektörü, inovasyon, sigorta, sağlık hizmetleri ve eğlence endüstrilerinde de büyük değişikliklere yol açabilir. İşletmeler, bu teknolojik dönüşüme uyum sağlamak ve ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek için Ar-Ge ve teknoloji yatırımları yapabilirler.
Ümran ERTAŞ
SKE Otomotiv Genel Müdürü
Yatırımcıların ülkemize çekilmesi gerekiyor
Globalde Çinli üreticilere ciddi bir kısıtlama, ek vergi, vs. var. Dolayısıyla bu üreticiler bir çıkış yolu arayışında. Ürünlerini başka ülkelerde üretip bu kısıtlamaları aşmanın yollarını arıyorlar. Dolayısıyla bizde Çin ile rekabet yerine Çinin yanında olup birlikte kazan kazan mantığıyla bu işten fazlasıyla karlı çıkıp rakiplerimizin önüne geçmeliyiz. Bursa otomotiv sanayi Türkiye de çoğu yatırıma öncü olduğu gibi Çin merkezli yatırımları da her zaman hazır. Devletimizin bu konuya hassasiyetle yaklaşıp tüm imkanlarını kullanması ve Çin’li büyük yatırımcıları Bursa’ya ve Türkiye’ye çekmesi gerekiyor. Biz bu dönüşüme hazırız ve her zaman hazırdık. Burada önemli olan tek şey devletimizin de bunu istemesi ve hammadde ile işçilik pozisyonlarında bizlere destek olması. Çin, belirli bir süredir zaten otomotiv üretiminde dünyanın gizli lideriydi. Yapılacak tek şey Çinli büyük üreticileri Türkiye ye yatırım yapmaları konusunda ikna etmek ve destek vermek. Bunları planlarken amaç sanayimizi geliştirmek olmalı, kaynaklarımızdan faydalandırmak değil. Bursa otomotiv sanayi çok değerli firmalar tarafından zorluklarla mücadele ederek bu günlere gelmiştir. Dünyada gelişmiş sanayiler bu konuda hazırlanmış doğru stratejik hedeflerle bu kadar hızlı yol alabildiler.
Cihangir Yenice
Maysan Mando Gen.Mdr.Yrd.
İnovatif ürünlerini imalatına yönelmeliyiz
Ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de ekonominin lokomotifi olarak öne çıkan otomotiv sektöründe rekabet her geçen gün kendini daha da yoğun bir şekilde hissettirmektedir. Özellikle teknolojide yaşanan hızlı dönüşüm, çevre ve sürdürülebilirlik konusundaki yeni regülasyonlar otomotiv üreticilerinin çevik bir yapılanmaya itmektedir. Baktığımızda küresel otomotiv sektörü hızla elektrikli araçlara yönelik dönüşümünü sürdürürken, pandemiyle birlikte yoğun şekilde hissedilen tedarik zinciri problemleri, dünya ticaretinde hızla gelişmekte olan ve kaliteli iş gücünün yanı sıra jeopolitik olarak da önemli bir konumda olan Türkiye için önemli bir fırsat oluşturmuştur. Avrupa başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika gibi 3. Dünya ülkelerinin pazarına yakınlığımız, önemli imkanlar ve fırsatlar sunmakla birlikte; artan teşvikler de üreticilerin maliyetlerini azaltıcı birer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuşkusuz ülkemiz, Avrupa'ya açılan kapı olmasından dolayı Çin ve Uzak Doğu’daki diğer ülkeler nezdinde son derece stratejik bir konumda yer almaktadır. Elektrikli araç üretiminde dünyada lider konumda bulunan Çin, bu açıdan hedef pazarlarına yakın olma noktasında Türkiye’ye ağırlık vermeye başladı. Bu çerçevede Türkiye’nin, elektrikli araç üretim üssü haline gelme hedefi doğrultusunda ülkemize yapılacak her türlü yatırım çok önemli. Bu noktada rekabetçi ortamın ülkemizdeki otomotiv sektörünün gelişimi noktasında faydalı sonuçlar ortaya çıkaracağına inanıyorum. Bizler de ihracatımızın daha da artması için teknolojik gelişmelere odaklanarak, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vererek, inovatif ürünlerin imalatına yönelmeliyiz. Bu sayede katma değerli üretimin merkezi haline gelerek, gelecekte çok daha avantajlı bir konuma erişebiliriz.
Rengin EREN
Erener Otomotiv YKÜ
Stratejik işbirlikleri kurulmalı
Çin'li otomotiv üreticilerinin Türkiye'de yatırım yapmasının Türkiye ekonomisine etkilerinin neler olacağına baktığımızda, yerel iş gücü istihdamı, ekonomik büyüme ve ticaret dengesine yapacağı olumlu katkılardan bahsedebiliriz. Çin'li şirketlerin Türkiye'ye yapacağı yatırımların, teknolojik transferi ve inovasyonu destekleyip desteklemediği çok önemli bir husus. Türkiye, bu yatırımlar aracılığıyla teknik know-how ve yenilikçi teknolojiye erişim sağlayabilir. Çin'li otomotiv şirketleri, Türkiye'de faaliyet göstermek için yerel şirketlerle lisans anlaşmaları yapabilir veya stratejik işbirlikleri kurabilir. Çin'li otomotiv şirketlerinin Türkiye pazarındaki rekabet avantajını, pazar payını ve uzun vadeli stratejilerini değerlendirmek gerekir. Yerel pazarda nasıl bir konum alacakları ve rekabet ortamını nasıl şekillendirecekleri göz önüne alınmalıdır. Türk otomotiv sektörünün de Çin'in otomotiv üretiminde liderliğe oturmasından kazançlı çıkmak ve rekabet avantajını artırmak adına çeşitli stratejiler izlemesi gerekir. Çin, küresel otomotiv endüstrisindeki dengeleri etkileyebilecek büyük bir güç. Türk otomotiv şirketleri, yenilikçi teknolojilere odaklanarak, elektrikli ve otonom araçlar gibi geleceğin taleplerini karşılayan ürün ve çözümler alanında ilerlemelidir. Ar-Ge yatırımlarını artırarak, rekabet avantajı elde etmek çok mühim. Küresel pazarlara daha fazla açılarak ihracat stratejilerini güçlendirmelidir. Yeni pazarlara giriş yapmak, işbirlikleri kurmak ve uluslararası standartlara uyum sağlamak, rekabet avantajımızı artıracaktır. Ayrıca hükümetimiz, otomotiv sektörünü desteklemek için ilave teşvikler uygulamalıdır. Diğer yandan, sektörde faaliyet gösteren şirketler arasında stratejik ortaklıkların kurulması, birlikte güçlü projelere imza atılmasını da bu alanda kilit rol alacak stretejilerden biri yapacaktır.
Mehmet Mutlu
Üçel Kauçuk Genel Müdürü
Otomotiv endüstrisinin gelişimine katkı sağlayacak
Çinli otomotiv üreticilerinin Türkiye'ye yatırım yapması en büyük sebebi coğrafi konumuz ve Gümrük Birliği üyeliğimiz sayesinde geniş bir pazar erişimine sahip olmamızdır. Çinli şirketler, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Orta Doğu'ya kolayca ulaşabilir, bu da büyük bir pazar potansiyeli sunabilir. Ülkemiz yatırımları çekmek için çeşitli teşvikler sunan bir ülke olarak biliniyor. Çinli otomotiv şirketleri bu teşviklerden faydalanarak maliyetlerini düşürebilir ve rekabet avantajı elde edebilir. Türkiye'nin 28 farklı ülke ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, Çinli şirketlere geniş bir pazar ağı sunacağı ve ihracat olanakları sağlayacağı aşikardır. Çinli şirketlerin yerel üretim ve işbirliği ile sektöre katkı sağlaması, sektörde çeşitliliği artıracaktır ve Çinli otomotiv şirketleri, Türkiye'ye teknolojik know-how ve deneyim getirebilecektir. Bu, yerel otomotiv endüstrisinin gelişimine katkı sağlayabilir. Ayrıca, yerel ekonominin ve işgücünün bu yatırımlardan nasıl etkileneceği de dikkate alınmalıdır. Bursa’mız, Türkiye'nin otomotiv endüstrisinin önemli bir merkezi olarak bilinmekte ve birçok otomotiv ana ve yan sanayi şirketleri bölgemizde faaliyet göstermektedir. Ancak, Çinli otomotiv üreticilerinin yatırım yapması durumunda, bu yatırımın özellikle Bursa’mızın otomotiv yan sanayisi için uygunluğunu değerlendirmek önemlidir. Bursa'daki otomotiv yan sanayi, genellikle büyük otomotiv markalarına ve global üreticilere parça ve hizmet tedarik etmektedir. Bursa'daki şirketlerin teknolojik altyapısı ve yetenekleri, Çinli firmaların taleplerini karşılayabilecek düzeydedir. Bursa'daki otomotiv yan sanayi şirketlerinin, Çinli şirketlerle işbirliği yapma potansiyeli ve isteği çok önemlidir. Ortak projeler ve teknoloji transferi ile ilgili anlaşmalar, yatırımların başarılı olmasını sağlayabilir. Otomotiv sektöründeki bu dönüşüme ayak uydurmak için hem Bursa otomotiv yan sanayisi hem de bireyler veya şirketler bir dizi strateji benimsemelidir. Dijitalleşme, otomotiv endüstrisinde önemli bir trenddir. Bursa'daki otomotiv yan sanayisi, üretim süreçlerini iyileştirmek ve rekabet avantajı sağlamak için gelişmiş teknolojileri benimsemelidir. İnovasyona odaklanmak ve yeni teknolojileri keşfetmek için AR-GE çalışmalarına yatırım yapmak çok önemlidir. Yenilikçi ürünler ve süreçler geliştirmek, sektörde öncü olmaya yardımcı olabilir. Çevre dostu ürünler ve üretim süreçleri geliştirmek hem müşteri taleplerine cevap vermek hem de sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir. İşgücünü sürekli olarak eğitmek ve güncel trendlere uygun beceriler kazandırmak, sektörde rekabet avantajı sağlayabilir. Yerel şirketlerin küresel oyuncularla işbirlikleri kurarak, uluslararası pazarlara daha etkin bir şekilde ulaşmaları mümkündür. Çin'in otomotiv sektöründe liderliğe oturması, Türk otomotiv sektörü için bazı zorlukları beraberinde getirebilir ancak aynı zamanda fırsatlar da sunabilir. Türk otomotiv sektörü, bu değişime ayak uydurarak ve rekabet avantajlarını değerlendirerek, küresel pazarda güçlü bir konum elde edebilir. Dijitalleşme, otonom sürüş, elektrifikasyon gibi geleceğin otomotiv trendlerine odaklanarak yerel AR-GE faaliyetlerini güçlendirmek. Yenilikçi ürün ve süreçler geliştirerek uluslararası pazarda rekabet avantajı sağlamak. Elektrikli ve hibrit araçların üretimine yönelik kapasite artırımı yaparak, sürdürülebilir ulaşım trendine uyum sağlamak. Elektrikli araç teknolojilerine odaklanarak, Çin'in bu alandaki liderliğinden etkilenmeden kendi pazarını oluşturmak için TOGG, Amperino gibi kendi markalarımızın önünü açmak. Sektördeki yeni teknolojilere uyum sağlayacak yetenekleri geliştirmek adına eğitim programları ve mesleki kurslar düzenlemek. Üniversiteler ile işbirliği yaparak sektöre uygun nitelikli işgücü yetiştirmek. Satış sonrası servis ağının kurulabilmesi için teknik eleman eksiğini süratle gidermek, eğitim çalışmalarına hız vermek. Sadece iç pazara değil, yeni pazarlara açılarak Türk otomotiv markalarının küresel pazarda varlık göstermesini sağlamak. Otomotiv sektörünü desteklemek adına politika ve düzenlemelerde etkileşimde bulunmak. Geleneksel üretim yöntemlerimizi gözden geçirip esnek üretim modellerini benimseyerek, talep değişikliklerine hızlı bir şekilde adapte olmak. Tedarik zinciri yönetimini güçlendirmek ve küresel tedarik zincirlerine entegre olmak. Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojileri entegre ederek üretim süreçlerini optimize etmek. Sürdürülebilir üretim uygulamalarını benimseyerek çevresel etkileri azaltmak. Yenilenebilir enerji kullanımı ve atık yönetimi gibi konulara odaklanarak sürdürülebilirlik algısını artırmak. Çinli otomotiv firmaları ve diğer küresel oyuncular ile işbirlikleri kurarak ortak projeler geliştirmek. Küresel pazarda yer edinebilmek için uluslararası stratejik ortaklıkları değerlendirmek. Bu adımlar, Türk otomotiv sektörünün rekabet avantajını artırarak, Çin'in otomotiv endüstrisindeki liderliği ile başa çıkmasına ve küresel pazarda güçlü bir oyuncu olmasına yardımcı olabilir.
İpek Yalçın
Sage Diniz Genel Müdürü
İleri teknolojilere sahip şirketlerimiz var
Çin'li otomotiv üreticilerinin ülkemizde yatırım yapması, Türk otomotiv sektörü açısından büyük bir fırsat olabilir. Çin dünyanın en büyük otomotiv pazarlarından birine sahip ve özellikle elektrikli araçlar konusunda önemli bir üretici konumunda bulunuyor. Bu yatırımlar, Türkiye'nin otomotiv sektöründe, yenilikçi ve ileri teknolojilere sahip şirketlerin yer almasına olanak sağlayabilir. Türk otomotiv sektörü, Çin'in 2024 yılında otomotiv üretiminde liderliğe oturması durumundan kazançlı çıkmak adına çeşitli stratejiler izleyebilir. Bunların başında, Çin'li otomotiv üreticilerinin Türkiye'ye yatırım yapmasını teşvik edecek politikalar ve teşviklerin devlet tarafından oluşturulması olabilir. Ayrıca, Türkiye'nin jeostratejik konumu ve lojistik avantajları da dikkate alınarak, ihracat imkanlarının ve pazarlama faaliyetlerinin artırılması önemlidir. Türk otomotiv sektörü, Çin pazarına daha fazla odaklanarak, ihracatını ve rekabet gücünü artırabilir. Bu neden ile; sürdürülebilirlik, yeşil teknolojiler ve elektrikli araçlar gibi geleceğin trendlerine odaklanmalıdır. Bu alanda Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık vererek, inovasyon ve yeni nesil teknolojilerle rekabet gücünü artırabilir. Ayrıca, sektöre yönelik desteklerin ve teşviklerin devam etmesi, yatırımların ve istihdamın artırılması açısından önemlidir. Bursa otomotiv yan sanayisi, Türkiye'nin otomotiv üretim merkezlerinden biri olarak önemli bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesi için çeşitli adımların atılması gerekmektedir. Bursa'daki otomotiv yan sanayinin, Çin'li otomotiv üreticilerinin yatırımlarına hızla yanıt verebilecek kapasite ve yetkinlikte olması önemlidir. Bu nedenle, yetişmiş iş gücü, kaliteli üretim altyapısı ve Ar-Ge faaliyetleri için destek sağlanması gibi önlemler alınması gerekmektedir. Dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapılması önemlidir.