Semih AYDIN
Ülke sanayimizin yüzde 65’inin bulunduğu Marmara Bölgesi’nde yaşanması muhtemel bir depremin olası kayıplar gündeme oturan konulardan oldu. Bursa’daki fabrikaların depreme karşı risklerini ve bölgelerdeki deprem hazırlıklarını OSB başkanları ve alanının uzman isimleri Ekohaber için anlattı.
Bursa OSB YK Başkanı
Marmara’da özel çalışmalar yapılmalı
Bursa Organize Sanayi Bölgemiz ülkemizin ilk ve örnek bölgesi durumu da olup planlı bir yapılaşmaya sahiptir.
Bu arada Bölgemizde uzun yıllar öncesinde faaliyete geçen fabrikalar üretim teknolojilerinin gelişmesi, kapasitelerinin artması nedeniyle zaman içerisinde kendilerini yenilemiş durumdalar.
Ülkemizi yasa boğan merkez üssü Kahramanmaraş olan ve bölgedeki 10 ilde can ve mal kaybına sebep olan son deprem ve ardından yapılan açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda sadece bölgemizde ve konutlarda değil Marmara Bölgesi’nin tamamında ve devletimizin öncülüğünde daha özel çalışmalar yapılmalıdır.
Bursa OSB olarak uzun yıllardan bu yana yangın başta olmak üzere sel, deprem gibi afetlere karşı çok iyi donanımlı bir itfaiye ve arama kurtarma ekibine sahibiz. Bu ekibimiz bölge içerisindeki fabrikaların katılımıyla sık sık tatbikatlar yapmaktadır. Bursa’daki sanayi bölgelerinin kentsel dönüşüm tarzı bir uygulamaya tabi tutulması takdir edilmelidir ki devletimizin kararı ve durum tespiti ile ihtiyaç analizi sonrası yapılabilir.
Her şeyden önce firmalar ve fabrikalar kendi içlerinde gerekli tedbirleri almalı, özel ekipler kurmalı, çalışanlarını afetlere karşı bilgilendirmelidirler.
Biz de Bursa OSB olarak yangın ve deprem tatbikatlarımız, ilkyardım eğitimlerimizin yanı sıra uzun yıllardan bu yana bilgilendirme toplantılarına devam ediyoruz.
Hepimizce büyük üzüntü yaratan son deprem bir kez daha gösterdi ki, deprem başta olmak üzere bütün doğal afetler için bilimsel çalışmalar yoluyla tespit edilecek sorunların düzenlenecek mevzuat değişiklikleri ile çözülmesi için faaliyetlere bir an evvel başlanılmalıdır
NOSAB YK Başkanı
Eylem planımız hazır
Ülkemizin 10 kentinde yıkıma sebep olan deprem hepimizi derinden yaralamıştır. Deprem uzmanlarının uyarılarına göre, kentimiz de deprem riski taşıyan kentler arasında yer alıyor. Bu durumda, tüm şehirde olduğu gibi sanayi bölgelerinde de alınması gereken birtakım önlemler bulunuyor. Organize sanayi bölgelerinin, şehrin diğer bölgelerinde yer alan sanayi kuruluşlarına göre daha kontrollü ve planlı olduğunu vurgulamak faydalı olacaktır. NOSAB, 21 yılını doldurmuş ve yüzde 97 doluluk oranına ulaşmış bir bölgedir. OSB unvanı alındıktan sonra inşa edilen tüm yapılar zemin etütleri yapılarak ve uygun hazırlanmış projelerin yapı denetim firmaları tarafından denetlenmesiyle yapılmıştır. Acil durumlar için hazırlanan NOSAB Acil Durum Eylem Planı, olası bir afeti en az zararla atlatmak için uzmanlar tarafından hazırlanmıştır. Firmalarımız tarafından da acil durum eyem planları hazırlanmakta ve Bölge Müdürlüğümüzde toplanmaktadır. Bu planların güncel tutulması ve AFAD ile iş birliği yapılması konusunda firmalarımıza hatırlatma yapmaktayız. AFAD ile iş birliği içerisinde olmak, olası bir acil durum için önem taşımaktadır. NOSAB olarak eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla firmalarımızın hazırlığını desteklemeye devam edeceğiz.
Bu felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bu yaranın bir an önce sarılması için NOSAB olarak elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz.
Uludağ OSB YK Başkanı
Eski binaların yüzde 80’ini kamulaştırdık
2001 yılında Uludağ Organize Sanayi Bölgesi kurulduğunda deprem yönetmeliği çıktığı döneme denk gelmesi sebebi ile yapılan bütün yapılar bu yönetmelik kapsamında yapılmıştır.
Genellikle çelik konstrüksiyon ve prefabrik yapılar yapıldığı için güvenilirliği ve sağlamlığı konusunda bir endişemiz bulunmamaktadır. Fakat 2000 yılından önce yapılan eski evlerden çevrilerek işletme olarak çalışan bazı üretim tesisleri var. Bu işletmeler tehlike arz etmektedir. Onlarında bir an önce yıkılıp yerine yeni mevzuata yer alan deprem yönetmenliğine uygun şekilde binaların yapılması için çalışmaları yapıyoruz.
Son 10 yılda 877 adet deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların kamulaştırmalarını yaparak yıkılmasını sağladık. Yönetmelik öncesi yapılan eski binaların güçlendirilmesine çok sıcak bakmıyorum çünkü hem sanayi tesisi olarak yapılmamış konut şeklindiler, hem de dokuma atölyeleri olarak kullanılmaktalar. Onların yıkılıp yerine deprem yönetmeliğine uygun sanayi tesisi yapılması daha mantıklı.
Bölge olarak olası afetlere karşı aldığımız önlemlerin başında afet toplanma olanları oluşturduk. Deprem ve yangınlarda itfaiyelerin ve kurtarma ekiplerinin gerekli yolların kapatılmaması için her türlü tedbirin alınmasını sağladık. Kamulaştırma yaparak riskli olan binaların kamulaştırmasını sağlayıp yıkımını gerçekleştirdik. Bursa’da en büyük kentsel dönüşüme ihtiyacı olan Uludağ OSB olmadan önce Gürsu Bölgesi’nde yer alan GÜSAB’dı. Bununla ilgili Gürsu Belediyesi ile 3 defa protokol yapıldı ancak Belediyelerin çok ağır davranması ve konuyu anlamadaki sıkıntılarından bir türlü protokol yapılaması ve proje hayata geçirilemedi. Bu durumda Uludağ OSB olarak kamulaştırmalara başladık ve bu eski binaların yüzde 80 kamulaştırdık. Eğer kentsel dönüşüm yapılmış olsaydı hem şehrin doğu yakası kazanmış olacaktı hem yapılan proje kapsamında binaların yenilenmesinin yanı sıra sanayicilerimiz kendi sergileyebileceği alanlar olacaktı hem de ülkemizin ihracata yönelik uluslararası pazarda payımızı arttıracak bir toptan satış merkezi olacaktı. Bu projelerden biri de Çarşı Vişne projesiydi. Fakat bunları yerel yönetimlere anlatmakta sıkıntı yaşadık. Deprem yönetmenliğine haiz olmayan binaların tamamının yıkılıp yeni binaların yapılması gerekiyor. Bizdeki fabrikaların yüzde 90’ını deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapıldı olmayan binaların çoğunu OSB olarak kamulaştırdık. Geri kalan binaları da sanayiciler bir an önce deprem yönetmeliğine hazır şekilde yeniden yapılanmasını sağlamalılar.
Kayapa OSB YK Başkanı
Yeni tedbirler gündeme gelmeli
Bölgemiz 1999’daki büyük depremden sonraki yeni yönetmeliklere göre yapıldığı için olumsuz bir durum yaşayacağımızı düşünmüyorum.
Yaşanan büyük deprem bu konuda alınacak tedbirleri bizim de gündemimize getirdi. Bunla ilgili bir çalışma yapacağız. Acil durumlarda toplanma bölgesi oluşturacağız. Her fabrikaya bilgilendirmelerde bulunduracağız. Bunun yanında her fabrikaya yazı göndererek acil durum eylem planlarını hazırlamasını isteyeceğiz. 1999 Depremi’nden önce yapılan sanayi yapılarında bir dönüşüm yapılmalı. Yaşlı, 50 – 60 yıllık OSB’lerimiz var. Bunların durumlarını bir daha teyit etmeleri lazım. Kurumsal firmaların deprem ve afet durumlarında müdahale etmek için kendi içlerinde ekipleri var.
Bu firmaların kendi içlerindeki eğitim durumlarını tekrar gözden geçirmeleri lazım. Her firmanın kendi içinde yangında, depremde yapılması gerekenler konusunda ilk yardım eğitimi alması lazım. Halihazırda birçok firmada da bunlar yapılıyor.
GÖRSİAD YK Başkanı
Bölgenin detaylı olarak çalışılması gerekiyor
Derneğimiz geniş bir alanı kapsıyor, Görükle bölgemiz yoğunluğun en çok olan ve bir kısmı küçük sanayi imarı olduğundan bitişik nizam fabrikaların yapıldığı alan. Bölgemizde yapılaşma 80’li yıllarda başlamış. Hala yeni firmalar yapılmakta. Bölge envanterinin detaylı olarak çalışılması gerekiyor.
Gökçeköy - İrfaniye alanımız daha geniş alanlara yayılmış, yatay boyutta fabrikaların bulunduğu alanımız.
Başköy Bölgemiz 90’lı yıllarda yapılaşma başlamış olup, 2016 yılından itibaren organize sanayi niteliğinde parseller oluşarak daha bilinçli yapıların bulunduğu bölgemiz. Fabrikalar arasında bulunan çekme mesafeleri, yol mesafeleri OSB niteliğinde olup geniş alanlar mevcut.
Her fabrika için olmayabilir ama detaylı bir inceleme sonrası, güçsüz çıkan fabrikalar için güçlendirme çalışmaları mutlaka yapılmalıdır.
Bölgemiz eski bir bölge olsa da maalesef organize sanayi olmadığı için bu konularda resmi önlemlerimiz olamıyor. Bu noktada bağlı olduğumuz ilçe belediyemizi takip edeceğiz. Görükle bölgemizin yapılaşması tamamlanmış durumda. Ama Başköy bölgemizin planlarını yaparken afet durumları göz önünde bulundurularak bölge alanında geniş park alanları, yeşil alanlar bırakılmıştır. Buralar olası durumlarda toplanma alanı olarak kullanılacaktır.
Bursa, Türkiye sanayisinin İstanbul ve Gebze’den sonra en önemli damarlarından biridir. 17 adet OSB bulunmaktadır. BTSO verilerine göre şehrimiz 12,9 milyar dolarlık ihracatı ile ülke büyümesine katkı sağlayarak, Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 10’luk kısmını tek başına gerçekleştirmiştir. Bu durumda olası yıkıcı bir deprem sonrasında ülke ekonomisine olacak zararın çok büyük ölçüde olacağını gösteriyor. Şehrimiz deprem bölgesi ve fay hatları üzerinde. Aslında bunu hepimiz biliyoruz; fakat son yaşadığımız Güneydoğu Anadolu depremi bu konunun ciddiyetini bir kez daha gösterdi ve farkındalığımızı acı bir tecrübe ile arttırdı. Bu zamana kadar maalesef depremle ilgili bir çalışma yapmamıştık. Bundan sonraki faaliyetlerimizin en önemlisi üyelerimizi ve çalışanlarını deprem konusunda bilinçlendirmek olacak.
Her firmanın kendi özelinde iş güvenliği uzmanları ile birlikte acil eylem planının olması ve çalışanları ile beraber bu konuda belirli aralıklarla tatbikatlar yapmaları gerektiğini düşünüyorum.
İMO Bursa Şubesi Bşk.
Deprem odaklı planlar yapılmalı
Yaşadığımız deprem hepimize birçok şey öğretecektir. Deprem bölgesindeki illerin çoğunda sanayi yapıları ve OSB’ler mevcut. Henüz can kayıplarımızla meşgulüz tabi ki ama sanayi bölgelerimizdeki yapılarda da çeşitli hasarlar ve göçmeler var. Ancak, henüz bunlar raporlanmadı. Bu raporların ardından Bursa’da da sanayi yapılarında oluşabilecek sorunlar görülecektir. Olası bir Marmara Depremi’nin sanayi yapılarını nasıl etkileyeceğini söyleyebilmemiz için ayrıca yapılarımızın envanterine ihtiyacımız bulunmaktadır.
Her yapı gibi sanayi yapılarının da güçlendirmeye ihtiyacı varsa, tespit edilirse güçlendirmesinin yapılması şarttır. Yerine AVM yapacağımız, OSB’lerin taşınmasına yönelik bir dönüşüm doğru değil. Bu düşüncenin aklımızdan bile geçmemesi gerekir. Bu fikirleri kimlerin hangi nedenle geliştirdiği sorgulanmalıdır. Deprem odaklı gelecek planları yapılmalı. Teknik açıdan yapılacaklar ile ilgili eylem planları yaşadığımız depremin sonuç raporlarının değerlendirmesi ile gelişecektir.
İMSİAD YK Başkanı
Sanayi yapılarının sağlam olması çok önemli
Bursa bir sanayi şehri. İmalat yapılan fabrikaların sayısı oldukça fazla. Dışarıdan gözlemlediğimiz kadarıyla bu binaların bir kısmı iptidai usullerle yapılmış, depremde risk barındıracak ölçekte sanayi yapıları söz konusu. Ancak sonuç itibariyle buralarda 3 vardiya çalışan fabrikalar da var. Buralar nüfusun, insanların yoğun olarak bulunduğu yerler. Fabrikaların tamamını değerlendirmelere tabii tutulup, risk oluşturup, oluşturmadığını tespit etmek gerekiyor. Burada can güvenliğinin haricinde fabrikaların aynı zamanda ürün tedarik zincirinin kırılmasında da bir risk oluşturuyor. Bir afet anında ürün tedarik zincirinde yaşanması muhtemel aksaklıklar sanayi, ekonomi ve ihracat açısından olumsuzluklar yaşanmasına yol açabilir. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda sanayideki yapıların sağlam olması çok önemli. Fabrikalar belirli bir güce ve finansmana sahip şirketler. Eğer sanayi yapılarında bir dönüşüm yaşanacaksa firmaların buna kendileri çözüm üretmeli. Bu noktada kamu da çeşitli desteklerle firmalara kolaylıklar sağlayabilir. Aksi takdirde her ömrünü tamamlamış binanın, konutun, fabrikanın kamu tarafından yapılmasını beklersek dönüşümün gerçekleşmesini beklemek hayal olur.
Sanayi yapılarının sağlam olup olmadığını belirlemek için bu alanda yetkin, kamunun belirlediği firmalar tarafından fabrikaların depreme dayanıklılığı tespit edilmeli. Riskli yapılar bir an evvel dönüştürülerek güvenilir hale getirilmeli.
Geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Bld.Bşk
Tarım toprakları üzerine yeni OSB’ler kuruldu
Bursa’daki yapılaşma düzeni, halen yenisi Büyükşehir Belediye Meclisi’nce onaylanmadığı için, dönemimde İmar İskan Bakanlığı ile beraber hazırladığımız, o günkü sınırlarımız içinde bulunan Yıldırım, Osmangazi ve Nilüfer ilçeleri bölümü Büyükşehir Meclisi’nce, Kestel’den Demirtaş’a, Çalı’ya, Kayapa’ya, Hasanağa’ya uzanan bölümleri de İmar İskan Bakanlığı’nca onaylı 1/100.000 ölçekli İmar Planı ile uygulanmaya devam ediyor.
O yıllarda Bursa OSB’nin henüz yarısı bile dolmamışken, şehir plancılarımız sanayinin gelişmesini göz önünde tutarak plana NOSAB’ı yerleştirdiler. Ama bugün o anayasa delik deşik edildi, tamamı Gölbaşı, Demirtaş, Çalı, Kayapa, Hasanağa barajları ve yeraltı su kaynaklarından sulanan birinci sınıf değerli tarım toprakları üzerinde yeni OSB’ler kuruldu. Bu topraklar üzerine kurulan OSB’ler ve onların etkisiyle büyüyen yerleşimler, eğer derin temel sondajları yapılıp zeminin taşıma gücü iyi hesaplanmadan inşa edilmedilerse, ki birçoğunda fore kazıklar çakılarak üzerine temel yapıları oturtulmadıysa, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın hareketlenmesinden etkileneceklerdir.
Geçmiş dönem İnşaat Müh. Odası Başkanı
Ülkemizde depremdeki en büyük tehlike
Marmara ve Ege bölgelerindeki endüstri yapılarımız.
İnsan hayatını hariç tutarsak ülkemizi bekleyen en büyük tehlike; 1. derece deprem bölgesi olan Marmara ve Ege bölgelerinde meydana gelecek depremde; endüstri yapılarımızda meydana gelecek yıkımlarda ekonomimizim trilyon dolarla karşılanmayacak bir potansiyel tehlikenin vahametidir.
Endüstri gücümüzün yüzde 65’i Marmara Bölgesi’nde, yüzde 20’si de Ege Bölgesi’ndedir. Ne yazık ki bu iki bölgemizde tarihte büyük depremlerin yaşandığı 1. derece deprem bölgesindedir.
Bursa özelimizi ele alırsak; bugün mevcut organize sanayi bölgelerimizden BOSB ve NOSAB hariç diğer sanayi bölgeleri kaçak sanayi binalar ile başlayarak, sonrasında ıslah planlarla OSB kimliğine kavuşmuşlardır.
Bu sanayi bölgelerinin büyük bölümü ovalarda, tarım alanlarında, sıvılaşma potansiyeli olan alanlarda, alüvyonlu zeminlerde yapılmış olması yapı güvenliği açısından büyük handikabımızdır.
Halen tamamı ova koruma alanında kaçak olarak yapılmış yüzlerce sanayi tesisimiz faaliyetlerine devam etmektedirler.
BUÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi
Endüstri yapısı yapım kriterleri belirlenmeli
Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturan endüstri /sanayi/fabrika yapıları, aralarında Bursa’mızın da yer aldığı deprem kuşağı üzerinde bulunan yerleşim alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu yapıların olası bir depremde hasar görmesi halinde üretimin durması nedeniyle ülke ekonomisine büyük zararlar getireceği açıktır. Ayrıca bu yapıların büyük/geniş açıklıklı olarak düzenlenmesi başta mimari tasarım kararları ile başlayan deprem güvenliği ve bununla birlikte gelişmesi gereken taşıyıcı sistem tasarımına önem verilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.
1960’lı yılların başında planlı döneme geçen ülkemizde 1963 yılında yapılan ilk kalkınma planının adı ‘sanayileşme planı’dır. Bu sanayileşme planında öne çıkan en önemli husus İstanbul’un Türkiye’nin lokomotif sanayi kenti olarak belirlenmesi ve aynı zamanda bu lokomotif sanayi kentini destekleyen yan sanayilerin kurulacağı iller olarak aralarında Bursa’mızın da olduğu kentler belirlenmiştir. Bu önemli kararın yansıması olarak 1963 yılında ülkemizin ilk organize sanayi bölgesi Bursa’mızda kurulmuştur.