Otomotiv ana ve yan sanayi sektörleri, yılı beklentinin altında kapatmanın gelecek yıl ile ilgili hedefleri de düşürmesinden endişeli. Sektör temsilcileri 2013 yılından daha olumlu bir tablo bekliyor.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, otomotiv pazarında sürdürülebilir büyüme için gelecek yıl ki otomotiv pazarının, bu yılın düzeyinde olmasını beklediklerini bildirdi. Kudret Önen, 2012 yılı 9 aylık dönemde otomotiv sanayinin, pazar, ihracat ve üretim açısından düşüş eğilimi gösterdiğini hatırlattı.
2011 yılında rekor taleple büyüyen otomotiv pazarının, 2011 sonundan itibaren küçülmeye geçtiğini ve 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiğini dile getiren Önen, böylece 2012 Ocak-Eylül döneminde toplam üretimin, azalan iç talep ve ihracat nedeniyle yüzde 10 oranında gerilediğini kaydetti. Otomotiv sanayisinin, ihracat, iç pazar ve bunlara bağlı olarak üretim açısından eylül ayında da düşüş eğilimini devam ettirdiğine işaret eden Önen, bu yılın 9 aylık döneminde toplam pazarın, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 558 bin adede gerilediğini hatırlattı. Önen, ihracat açısından yılın ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv sanayi yüzde 10, otomobil ihracatının ise yüzde 9 oranında azalarak toplam otomotiv ihracatının 536 bin adet, otomobil ihracatının ise 300 bin adet düzeyinde gerçekleştiğini ifade etti.
İç ve dış pazarlardaki talep azalmasının üretime de yansıdığını belirten Önen, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv üretimi ve otomobil üretiminin yüzde 10 oranında azaldığını, bu dönemde, toplam otomotiv üretiminin 794 bin adede, otomobil üretiminin ise 428 bin adede gerilediğini dile getirdi.
Önen'in bu söylemlerinden ve Avrupa krizinin daralttığı otomotiv ana ve yan sanayi sektörü temsilcilerinin Christmas tatilini 10 güne çıkaracağı söylentilerinden de hareketle Bursalı otomotivcilere hem yıl sonu ile ilgili son durumu, hem de yeni yıl başındaki üretim süreci ile ilgili hedeflemelerini sorduk.
Otomotiv yan sanayinin Bursalı aktörleri, bu yılın geçtiğimiz yıla göre rakamsal bazda daha iyi bir olduğunu ama yine de mevcut krizin sarsıntısı ile hedeflerin yüzde 10-15 altında kalındığını belirttiler. Avrupa'daki müşterilerin de işlerinde gözle görülür bir yavaşlama olduğunu belirten sektör temsilcileri, global ekonomik ortamda yaşanacak toparlanma sürecinin direkt olarak Türk yan sanayinin işlerine de yansıyacağını belirttiler. Otomotiv yan sanayi üreticilerinin sektörün genel durumu ile ilgili değerlendirmelerini sizlerle şöyle paylaşıyoruz.
Şahap Aktaş-Aktaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı
2012 yılının sonuna geldiğimiz şu dönemde otomotiv sektörü gelecek yıl için planlamalarını tamamlamak üzere. Bu açıdan baktığımızda AB ülkelerindeki ekonomik iyileşmenin 2015 yılından önce olmayacağını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu çerçevede Türkiye pazarı ve alternatif pazarlar için çalışmaların sürdürülmesi gerekiyor.
İç Pazar için değerlendirdiğimizde özellikle belirli bir motor gücünün altındaki araçlara yönelik ÖTV artışının 2013 yılı için ana sanayide yavaşlatıcı etki gösterebileceğine inanıyorum. 2011'de yaşanan hızlı artışın, 2012'de temkinli ve daha yatay bir seviyede gittiği çok açık. 2013'te de dünya şartları değerlendirildiğinde benzer bir seyir izleneceğini öngörebiliyoruz. Temkinli bir şekilde sektör ilerleyecektir.
Diğer tarafta özellikle yan sanayi için her zaman söylediğim alternatif pazar avantajı bir çıkış olabilir. Türk otomotivcisi 2008 sonrası krizde alternatif pazarların önemini anladı. Bu çerçevede kendi uzmanlık alanımız olan hava süspansiyon körüklerinde alternatif pazarlara yönelerek 2012 yılında da hedeflerimizi yakalayarak ilerledik. 2013 yılı hedefimiz de şirketimizin 2023 yılı hedefine uygun büyüme planımıza sadık kalmak.
Bülent Sevinç-Grammer A.Ş. Genel Müdürü:
2012 yılı ilk çeyreği iyi başlamasına rağmen daha sonra bir düşüş başladı. Bu daralmanın bu yıl sonuna kadar bu seviyede devam edeceğini öngörüyoruz.
2013 yılı ise 2012 gibi olacak görünüyor. Piyasalara rahat bir nefes aldıracak durum olmayacak kanaatindeyim. En azından şu ana kadar gelen bilgiler, eğilimler bu düşüncemi destekliyor.
Biz Grammer olarak her ne kadar negatif bir yıl bekliyor olsakta, yeni projeler ve işlerle bu olumsuz durumu pozitife çevirmeye ve işlerimizi artırmaya çalışıyoruz.
Orhan Sabuncu-OİB Yönetim Kurulu Başkanı:
Öncelikle 2012 yılının ilk 9 ayını değerlendirdiğimizde yılın otomotiv sektörümüz açısından genel olarak zorlu ve sıkıntılı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Yılın dörtte üçünü geride bırakırken otomotiv ihracatımız geçen yıla göre %6 gerileyerek 14 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Mal grupları açısından bakıldığında Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatımız %19, binek otomobiller ihracatımız %9 azalmıştır. En çok ihracat yaptığımız ilk 5 ülkenin dördüne yönelik ihracatımız düşüş göstermiştir. İtalya'ya yönelik otomotiv ihracatımız %28, Fransa'ya yönelik otomotiv ihracatımız ise %15 düşmüştür. En önemli pazarımız olan AB ülkelerine yönelik ihracatımız %13 gerilerken, AB'nin otomotiv ihracatımızdaki payı %72'den %68'e gerilemiştir Yılın ilk dokuz ayında parite kaynaklı kaybımız da 1 milyar USD'yi aşmıştır. Sonuç olarak 2012 yılını her bakımdan sıkıntılı bir yıl olarak geride bırakacağız.
Biz yılbaşında geçen yılki ihracat rakamına ulaşmanın başarı olacağını söyleyerek 20 milyar USD'lik ihracat hedefi koymuştuk. Yılın son çeyreğinde bir miktar toparlanma bekliyoruz. Böylece yılı 19-20 milyar USD aralığında bir ihracat rakamı ile kapatabileceğimizi tahmin ediyoruz. 2013 yılı ile ilgili henüz bir çalışma yapmadık. Ancak AB pazarında önümüzdeki birkaç yılda da çok büyük değişimler beklenmiyor. Dolayısıyla otomotiv ihracat rakamlarının da 2011 ya da 2012 yıllarından çok büyük farklılıklar göstereceğini düşünmüyoruz. AB pazarındaki durgunluk devam ettikçe ihracat rakamlarında da çok büyük değişimler yaşanmayacaktır.
Bunun dışında 2013 yılında da alternatif pazarlara yönelik ihracat artılarının devam edeceğini tahmin ediyoruz. 2012 yılının dörtte üçünü geride bırakırken bu dönemde Türk Cumhuriyetlerine yönelik ihracatımız %56, Afrika ülkelerine yönelik ihracatımız %24 artış göstermiştir. Ülke bazında baktığımızda ABD'ye ihracatımız %23, Irak'a yönelik ihracatımız %95, Arjantin'e yönelik ihracatımız %47, Fas'a yönelik ihracatımız %51 artış göstermiş. Bu durumun 2013 yılında da benzer bir seyir izlemesini, alternatif pazarlara yönelik artışların otomotiv ihracatçılarımızı biraz olsun rahatlatmasını bekliyoruz. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi AB pazarındaki durgunluk devam ettikçe ihracat rakamlarında önemli bir toparlanma yaşanmayacaktır. Rekabetçi bir kur politikası izlenir ve alternatif pazarlara yönelik artışlar devam ederse 2013 yılını da 2012 veya 2011 ihracat rakamlarına yakın bir rakamla kapatabileceğimizi tahmin ediyoruz.
Erdal Elbay-Maysan Mando Genel Müdürü:
Bugün herkesin kabul edebileceği gibi otomotiv sektörü başta ihracat olmak üzere Türkiye'nin lokomotif sektörü olmayı başarmış ve sektörler arasında liderlik koltuğuna oturmuştur.
Sektörün ihracat, istihdam ve vergi dışında da ülke için kazanımları büyüktür. Özellikle kalite kavramının gelişmesi ve yaygınlaşmasında büyük rolü olan otomotiv sektörü, yan sanayi olarak genelleyebileceğimiz ve çoğunluğu kobilerden oluşan pek çok işletmenin kurum kültürü, laboratuvar, Ar-Ge, inovasyon, iş disiplini ve daha sayamayacağımız pek çok gelişmişlik göstergesi sayılabilecek faaliyetler ile tanışmasına ve meşgul olmasına katkı sağlamaktadır.
Ülke için bu kadar çok katkısı olan bir sektörün de elbette devlet tarafından korunması ve desteklenmesi bence şarttır. Bugün sektörden yerli otomobil üretilmesi ve 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı gibi son derece önemli katılımlar bekleyen devletimizin akaryakıt ve otomotiv satışını doğrudan etkileyecek vergilerde uyguladığı artışların sektöre destek yerine köstek olduğunu düşünüyorum. OSD verilerine göre iç pazarda 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde toplam pazar, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 559 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki düşüş yüzde 8 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 380 bin adede geriledi. İhracatta ise 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde toplam pazar, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 559 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki düşüş yüzde 8 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 380 bin adede geriledi.
Veriler bize doğru yolda olmadığımızı açıkça gösteriyor. Tabii bu değerlendirmeyi yaparken Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın yaşadığı ekonomik krizi de bahane olarak kabul edebiliriz. Ancak bize bahaneler değil çözümler gerekli. Bizler otomotiv sektörünün aktörleri olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yaptığımızı düşünüyoruz. Dünya kazan biz kepçe ne kadar uluslararası fuar varsa geziyoruz, standlar açıyoruz, reklam yapıyoruz, makine ve teknoloji yatırımları yapıyoruz, Ar-Ge yatırımları yapıyoruz ve kazandığımız her biri kuruşun da vergisini hiç bekletmeden devletimize ödüyoruz.
Evet bir yandan cari açık dengesinin iyileştirilmesi, bir yandan da enflasyon hedeflerine sadık kalınması gibi makro ekonomik zorunluluklar var ama küçülen ve soğuyan bir ekonominin yaratacağı psikolojik çöküntünün, meydana getireceği olumsuzlukları da hesaba katmak gerekir diye düşünüyorum. Bu noktada ekonominin canlandırılmasını savunan Sayın Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan'ı desteklediğimi açıklıkla söyleyebilirim.
Bu fotoğrafa göre sektör olarak 2012 yılını hedeflerin ortalama %10 gerisinde kapatacağımızı ve 2013 hedeflerimizi bu sonuçlara göre revize edeceğimizi söyleyebilirim.
İrfan Demirdüzen-TKG Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı:
Her yıl 15 gün kadar yılbaşı tatili söz konusu oluyor. Dolayısıyla bu tatil çok da büyük etkiler göstermeyecektir. 2012'yi yılın başında hedeflediğimiz rakamların yüzde 15'inde geri kalarak bitirmek bile bizim için önemli.
İhracat: Bizim her şeyimiz Euro'ya göre, yani Euro ile alıp Euro ile satılıyoruz. Dolayısıyla iniş çıkışlar bizi olumlu yada olumsuz şekilde etkilemiyor ancak genel olarak düşünüldüğünde sanayicilerimize etkileri ortada. Biz işçilik ve genel giderler hariç Euro ile çalışıyoruz. Sıfır stokla çalışmamız da olası aksaklıkların önüne geçiyor.
Yesari Süalp-Ermetal CEOS'su:
Otomotiv sektöründe 2012 yılının ilk 9 aylık dönemini 2011 yılının aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda
7,5-10 %Oranların da bir düşüş gerçekleşti. Bu oluşan değerler 2012 yılı başında yapılan öngörüler çerçevesinde olduğundan söz konusu daralma sektör için sürpriz olmamıştır.
Sadece ihracat olarak yılbaşında hedeflenen 22 milyar $ değeri Avrupa' da ki düşüşün etkisiyle 20 milyar $' a yakın bir değerde gerçekleşeceğinden beklentilerin altında kalacaktır.
Bu verilerin ışığında, ana sanayilerin 2013 yılı öngörüleri, hükümetin orta vadeli program verileri ve Avrupa' da ki ekonomik beklentiler çerçevesinde 2013 yılının da 2012 yılı gerçekleşen verilerine yakın (+,- 2 -3%) değerlerle gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Ancak daha gerçekçi bir değerlendirme için yılbaşını beklemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
ERMETAL Otomotiv ve grubun diğer bir üyesi olan PLASMOT' ta ise yeni projelerin etkisiyle yukarıdaki tablonun aksine 2013 yılında büyüme gerçekleşecektir. ERMETAL' deki büyüme %25-30, PLASMOT' ta ki büyüme ise %60-70 oranlarında olacaktır. 2013 yılının son çeyreğinde devreye girecek diğer bir projeyle de büyümemize olumlu yönde katkıda bulunarak 2014 yılındaki büyüme oranlarımızı daha da arttıracaktır.
Necdet Demir-HSS Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi:
Belirsiz bir sürecin içindeyiz. Avrupa'da özellikle İspanya, Yunanistan ve Portekiz'de yaşanan daralma ve parasal sıkıntılar Türkiye'yi ve dolayısıyla sektörümüzü ciddi anlamda olumsuz etkiilyor.
Durgunluk sene başından bu yana süregeliyor ve herhangibir artış da yaşamıyoruz. Bu sıkıntılı süreçte oldukça temkili ve planlı yaklaşıyor ve çalışmalarımızı bu tavır doğrultusunda değerlendiriyoruz. 2013 yılı ile ilgili daha iyimser bir bakış açısına sahip olduğumuzu söyleyebilirim.
Ama bu yıl ile ilgili bir yükseliş beklemiyoruz piyasalardan son çeyrek için de. Bu yıl sonuna kadar 2011 yılında elde ettiğimiz rakamları koruyabilmek ile ilgili efor sarfetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ar-Ge faaliyetleri o kadar arttı ki, bunun da doğal sonucu olan sıkıntı ana üreticilerin Ar-Ge sorumluluklarını yan sanayiye yüklemeleri olarak meydana çıktı.
Bu genel kanıyı doğru da kurgularsak, o zaman ekonomik anlamda son çeyrekte ne olacağı daha iyi ortaya çıkar.
k, Bursa'yı otomotiv, tekstil ve turizm taşıyor. Onun için üç sektörü bir arada değerlendirmek lazım.
Mustafa Oran-Orven Kauçuk Yönetim Kurulu BaşkanıOtomotiv sektörü 2012 yılında oldukça git-gel'li bir süreç yaşadı. Yılın ilk yarısında üretim ve satış adetleri, hem Avrupa merkezli yavaşlamanın etkisi ile hem iç piyasada yaşanan durağan eğilim sebebi ile ciddi bir soğuma gösterdi. İkinci çeyrek iç piyasanın görece bir miktar canlanması, mevsimsel talep artışı etkisi ve Avrupa'da Euronun yaşatılabileceğine dair artan ümitlerin etkisi ile özellikle ilk çeyreğe nazaren toparlanma gösterdi.
Ama bu toparlanma yine de geçen yılın aynı dönemine yıllık toplam döneme dair yavaşlama ve azalma etkisini engelleyemedi.
Hedeflerimizin oldukça altında bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Sektör için başarılı gösterilecek bir yıl olmadı.
Umarım 2013 yılı daha hızlı başlayacağımız ve ilerleme ile ilgili daha başarılı olacağımız bir yıl olarak geçer.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, otomotiv pazarında sürdürülebilir büyüme için gelecek yıl ki otomotiv pazarının, bu yılın düzeyinde olmasını beklediklerini bildirdi. Kudret Önen, 2012 yılı 9 aylık dönemde otomotiv sanayinin, pazar, ihracat ve üretim açısından düşüş eğilimi gösterdiğini hatırlattı.
2011 yılında rekor taleple büyüyen otomotiv pazarının, 2011 sonundan itibaren küçülmeye geçtiğini ve 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiğini dile getiren Önen, böylece 2012 Ocak-Eylül döneminde toplam üretimin, azalan iç talep ve ihracat nedeniyle yüzde 10 oranında gerilediğini kaydetti. Otomotiv sanayisinin, ihracat, iç pazar ve bunlara bağlı olarak üretim açısından eylül ayında da düşüş eğilimini devam ettirdiğine işaret eden Önen, bu yılın 9 aylık döneminde toplam pazarın, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 558 bin adede gerilediğini hatırlattı. Önen, ihracat açısından yılın ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv sanayi yüzde 10, otomobil ihracatının ise yüzde 9 oranında azalarak toplam otomotiv ihracatının 536 bin adet, otomobil ihracatının ise 300 bin adet düzeyinde gerçekleştiğini ifade etti.
İç ve dış pazarlardaki talep azalmasının üretime de yansıdığını belirten Önen, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv üretimi ve otomobil üretiminin yüzde 10 oranında azaldığını, bu dönemde, toplam otomotiv üretiminin 794 bin adede, otomobil üretiminin ise 428 bin adede gerilediğini dile getirdi.
Önen'in bu söylemlerinden ve Avrupa krizinin daralttığı otomotiv ana ve yan sanayi sektörü temsilcilerinin Christmas tatilini 10 güne çıkaracağı söylentilerinden de hareketle Bursalı otomotivcilere hem yıl sonu ile ilgili son durumu, hem de yeni yıl başındaki üretim süreci ile ilgili hedeflemelerini sorduk.
Otomotiv yan sanayinin Bursalı aktörleri, bu yılın geçtiğimiz yıla göre rakamsal bazda daha iyi bir olduğunu ama yine de mevcut krizin sarsıntısı ile hedeflerin yüzde 10-15 altında kalındığını belirttiler. Avrupa'daki müşterilerin de işlerinde gözle görülür bir yavaşlama olduğunu belirten sektör temsilcileri, global ekonomik ortamda yaşanacak toparlanma sürecinin direkt olarak Türk yan sanayinin işlerine de yansıyacağını belirttiler. Otomotiv yan sanayi üreticilerinin sektörün genel durumu ile ilgili değerlendirmelerini sizlerle şöyle paylaşıyoruz.
Şahap Aktaş-Aktaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı
2012 yılının sonuna geldiğimiz şu dönemde otomotiv sektörü gelecek yıl için planlamalarını tamamlamak üzere. Bu açıdan baktığımızda AB ülkelerindeki ekonomik iyileşmenin 2015 yılından önce olmayacağını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu çerçevede Türkiye pazarı ve alternatif pazarlar için çalışmaların sürdürülmesi gerekiyor.
İç Pazar için değerlendirdiğimizde özellikle belirli bir motor gücünün altındaki araçlara yönelik ÖTV artışının 2013 yılı için ana sanayide yavaşlatıcı etki gösterebileceğine inanıyorum. 2011'de yaşanan hızlı artışın, 2012'de temkinli ve daha yatay bir seviyede gittiği çok açık. 2013'te de dünya şartları değerlendirildiğinde benzer bir seyir izleneceğini öngörebiliyoruz. Temkinli bir şekilde sektör ilerleyecektir.
Diğer tarafta özellikle yan sanayi için her zaman söylediğim alternatif pazar avantajı bir çıkış olabilir. Türk otomotivcisi 2008 sonrası krizde alternatif pazarların önemini anladı. Bu çerçevede kendi uzmanlık alanımız olan hava süspansiyon körüklerinde alternatif pazarlara yönelerek 2012 yılında da hedeflerimizi yakalayarak ilerledik. 2013 yılı hedefimiz de şirketimizin 2023 yılı hedefine uygun büyüme planımıza sadık kalmak.
Bülent Sevinç-Grammer A.Ş. Genel Müdürü:
2012 yılı ilk çeyreği iyi başlamasına rağmen daha sonra bir düşüş başladı. Bu daralmanın bu yıl sonuna kadar bu seviyede devam edeceğini öngörüyoruz.
2013 yılı ise 2012 gibi olacak görünüyor. Piyasalara rahat bir nefes aldıracak durum olmayacak kanaatindeyim. En azından şu ana kadar gelen bilgiler, eğilimler bu düşüncemi destekliyor.
Biz Grammer olarak her ne kadar negatif bir yıl bekliyor olsakta, yeni projeler ve işlerle bu olumsuz durumu pozitife çevirmeye ve işlerimizi artırmaya çalışıyoruz.
Orhan Sabuncu-OİB Yönetim Kurulu Başkanı:
Öncelikle 2012 yılının ilk 9 ayını değerlendirdiğimizde yılın otomotiv sektörümüz açısından genel olarak zorlu ve sıkıntılı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Yılın dörtte üçünü geride bırakırken otomotiv ihracatımız geçen yıla göre %6 gerileyerek 14 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Mal grupları açısından bakıldığında Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatımız %19, binek otomobiller ihracatımız %9 azalmıştır. En çok ihracat yaptığımız ilk 5 ülkenin dördüne yönelik ihracatımız düşüş göstermiştir. İtalya'ya yönelik otomotiv ihracatımız %28, Fransa'ya yönelik otomotiv ihracatımız ise %15 düşmüştür. En önemli pazarımız olan AB ülkelerine yönelik ihracatımız %13 gerilerken, AB'nin otomotiv ihracatımızdaki payı %72'den %68'e gerilemiştir Yılın ilk dokuz ayında parite kaynaklı kaybımız da 1 milyar USD'yi aşmıştır. Sonuç olarak 2012 yılını her bakımdan sıkıntılı bir yıl olarak geride bırakacağız.
Biz yılbaşında geçen yılki ihracat rakamına ulaşmanın başarı olacağını söyleyerek 20 milyar USD'lik ihracat hedefi koymuştuk. Yılın son çeyreğinde bir miktar toparlanma bekliyoruz. Böylece yılı 19-20 milyar USD aralığında bir ihracat rakamı ile kapatabileceğimizi tahmin ediyoruz. 2013 yılı ile ilgili henüz bir çalışma yapmadık. Ancak AB pazarında önümüzdeki birkaç yılda da çok büyük değişimler beklenmiyor. Dolayısıyla otomotiv ihracat rakamlarının da 2011 ya da 2012 yıllarından çok büyük farklılıklar göstereceğini düşünmüyoruz. AB pazarındaki durgunluk devam ettikçe ihracat rakamlarında da çok büyük değişimler yaşanmayacaktır.
Bunun dışında 2013 yılında da alternatif pazarlara yönelik ihracat artılarının devam edeceğini tahmin ediyoruz. 2012 yılının dörtte üçünü geride bırakırken bu dönemde Türk Cumhuriyetlerine yönelik ihracatımız %56, Afrika ülkelerine yönelik ihracatımız %24 artış göstermiştir. Ülke bazında baktığımızda ABD'ye ihracatımız %23, Irak'a yönelik ihracatımız %95, Arjantin'e yönelik ihracatımız %47, Fas'a yönelik ihracatımız %51 artış göstermiş. Bu durumun 2013 yılında da benzer bir seyir izlemesini, alternatif pazarlara yönelik artışların otomotiv ihracatçılarımızı biraz olsun rahatlatmasını bekliyoruz. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi AB pazarındaki durgunluk devam ettikçe ihracat rakamlarında önemli bir toparlanma yaşanmayacaktır. Rekabetçi bir kur politikası izlenir ve alternatif pazarlara yönelik artışlar devam ederse 2013 yılını da 2012 veya 2011 ihracat rakamlarına yakın bir rakamla kapatabileceğimizi tahmin ediyoruz.
Erdal Elbay-Maysan Mando Genel Müdürü:
Bugün herkesin kabul edebileceği gibi otomotiv sektörü başta ihracat olmak üzere Türkiye'nin lokomotif sektörü olmayı başarmış ve sektörler arasında liderlik koltuğuna oturmuştur.
Sektörün ihracat, istihdam ve vergi dışında da ülke için kazanımları büyüktür. Özellikle kalite kavramının gelişmesi ve yaygınlaşmasında büyük rolü olan otomotiv sektörü, yan sanayi olarak genelleyebileceğimiz ve çoğunluğu kobilerden oluşan pek çok işletmenin kurum kültürü, laboratuvar, Ar-Ge, inovasyon, iş disiplini ve daha sayamayacağımız pek çok gelişmişlik göstergesi sayılabilecek faaliyetler ile tanışmasına ve meşgul olmasına katkı sağlamaktadır.
Ülke için bu kadar çok katkısı olan bir sektörün de elbette devlet tarafından korunması ve desteklenmesi bence şarttır. Bugün sektörden yerli otomobil üretilmesi ve 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı gibi son derece önemli katılımlar bekleyen devletimizin akaryakıt ve otomotiv satışını doğrudan etkileyecek vergilerde uyguladığı artışların sektöre destek yerine köstek olduğunu düşünüyorum. OSD verilerine göre iç pazarda 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde toplam pazar, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 559 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki düşüş yüzde 8 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 380 bin adede geriledi. İhracatta ise 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde toplam pazar, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 559 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki düşüş yüzde 8 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 380 bin adede geriledi.
Veriler bize doğru yolda olmadığımızı açıkça gösteriyor. Tabii bu değerlendirmeyi yaparken Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın yaşadığı ekonomik krizi de bahane olarak kabul edebiliriz. Ancak bize bahaneler değil çözümler gerekli. Bizler otomotiv sektörünün aktörleri olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yaptığımızı düşünüyoruz. Dünya kazan biz kepçe ne kadar uluslararası fuar varsa geziyoruz, standlar açıyoruz, reklam yapıyoruz, makine ve teknoloji yatırımları yapıyoruz, Ar-Ge yatırımları yapıyoruz ve kazandığımız her biri kuruşun da vergisini hiç bekletmeden devletimize ödüyoruz.
Evet bir yandan cari açık dengesinin iyileştirilmesi, bir yandan da enflasyon hedeflerine sadık kalınması gibi makro ekonomik zorunluluklar var ama küçülen ve soğuyan bir ekonominin yaratacağı psikolojik çöküntünün, meydana getireceği olumsuzlukları da hesaba katmak gerekir diye düşünüyorum. Bu noktada ekonominin canlandırılmasını savunan Sayın Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan'ı desteklediğimi açıklıkla söyleyebilirim.
Bu fotoğrafa göre sektör olarak 2012 yılını hedeflerin ortalama %10 gerisinde kapatacağımızı ve 2013 hedeflerimizi bu sonuçlara göre revize edeceğimizi söyleyebilirim.
İrfan Demirdüzen-TKG Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı:
Her yıl 15 gün kadar yılbaşı tatili söz konusu oluyor. Dolayısıyla bu tatil çok da büyük etkiler göstermeyecektir. 2012'yi yılın başında hedeflediğimiz rakamların yüzde 15'inde geri kalarak bitirmek bile bizim için önemli.
İhracat: Bizim her şeyimiz Euro'ya göre, yani Euro ile alıp Euro ile satılıyoruz. Dolayısıyla iniş çıkışlar bizi olumlu yada olumsuz şekilde etkilemiyor ancak genel olarak düşünüldüğünde sanayicilerimize etkileri ortada. Biz işçilik ve genel giderler hariç Euro ile çalışıyoruz. Sıfır stokla çalışmamız da olası aksaklıkların önüne geçiyor.
Yesari Süalp-Ermetal CEOS'su:
Otomotiv sektöründe 2012 yılının ilk 9 aylık dönemini 2011 yılının aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda
7,5-10 %Oranların da bir düşüş gerçekleşti. Bu oluşan değerler 2012 yılı başında yapılan öngörüler çerçevesinde olduğundan söz konusu daralma sektör için sürpriz olmamıştır.
Sadece ihracat olarak yılbaşında hedeflenen 22 milyar $ değeri Avrupa' da ki düşüşün etkisiyle 20 milyar $' a yakın bir değerde gerçekleşeceğinden beklentilerin altında kalacaktır.
Bu verilerin ışığında, ana sanayilerin 2013 yılı öngörüleri, hükümetin orta vadeli program verileri ve Avrupa' da ki ekonomik beklentiler çerçevesinde 2013 yılının da 2012 yılı gerçekleşen verilerine yakın (+,- 2 -3%) değerlerle gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Ancak daha gerçekçi bir değerlendirme için yılbaşını beklemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
ERMETAL Otomotiv ve grubun diğer bir üyesi olan PLASMOT' ta ise yeni projelerin etkisiyle yukarıdaki tablonun aksine 2013 yılında büyüme gerçekleşecektir. ERMETAL' deki büyüme %25-30, PLASMOT' ta ki büyüme ise %60-70 oranlarında olacaktır. 2013 yılının son çeyreğinde devreye girecek diğer bir projeyle de büyümemize olumlu yönde katkıda bulunarak 2014 yılındaki büyüme oranlarımızı daha da arttıracaktır.
Necdet Demir-HSS Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi:
Belirsiz bir sürecin içindeyiz. Avrupa'da özellikle İspanya, Yunanistan ve Portekiz'de yaşanan daralma ve parasal sıkıntılar Türkiye'yi ve dolayısıyla sektörümüzü ciddi anlamda olumsuz etkiilyor.
Durgunluk sene başından bu yana süregeliyor ve herhangibir artış da yaşamıyoruz. Bu sıkıntılı süreçte oldukça temkili ve planlı yaklaşıyor ve çalışmalarımızı bu tavır doğrultusunda değerlendiriyoruz. 2013 yılı ile ilgili daha iyimser bir bakış açısına sahip olduğumuzu söyleyebilirim.
Ama bu yıl ile ilgili bir yükseliş beklemiyoruz piyasalardan son çeyrek için de. Bu yıl sonuna kadar 2011 yılında elde ettiğimiz rakamları koruyabilmek ile ilgili efor sarfetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ar-Ge faaliyetleri o kadar arttı ki, bunun da doğal sonucu olan sıkıntı ana üreticilerin Ar-Ge sorumluluklarını yan sanayiye yüklemeleri olarak meydana çıktı.
Bu genel kanıyı doğru da kurgularsak, o zaman ekonomik anlamda son çeyrekte ne olacağı daha iyi ortaya çıkar.
k, Bursa'yı otomotiv, tekstil ve turizm taşıyor. Onun için üç sektörü bir arada değerlendirmek lazım.
Mustafa Oran-Orven Kauçuk Yönetim Kurulu BaşkanıOtomotiv sektörü 2012 yılında oldukça git-gel'li bir süreç yaşadı. Yılın ilk yarısında üretim ve satış adetleri, hem Avrupa merkezli yavaşlamanın etkisi ile hem iç piyasada yaşanan durağan eğilim sebebi ile ciddi bir soğuma gösterdi. İkinci çeyrek iç piyasanın görece bir miktar canlanması, mevsimsel talep artışı etkisi ve Avrupa'da Euronun yaşatılabileceğine dair artan ümitlerin etkisi ile özellikle ilk çeyreğe nazaren toparlanma gösterdi.
Ama bu toparlanma yine de geçen yılın aynı dönemine yıllık toplam döneme dair yavaşlama ve azalma etkisini engelleyemedi.
Hedeflerimizin oldukça altında bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Sektör için başarılı gösterilecek bir yıl olmadı.
Umarım 2013 yılı daha hızlı başlayacağımız ve ilerleme ile ilgili daha başarılı olacağımız bir yıl olarak geçer.
Sayı: 861 - Sayı'nın Kapağı