AYDIN DAĞTEKİN – GÖKSEL BAŞARAN

Bursalı ev tekstili firmaları da, taşları yerinden oynatması beklenen bu yeni döneme yönelik hazırlıklarını hummalı bir şekilde sürdürüyor. Bursa’da faaliyet gösteren ev tekstili işletmelerinden bazıları, tesislerini döngüsel ekonomiye göre geliştirmek için çalışmalarını yapıyor. Bazıları da geri dönüşümlü iplik ile doğal boya kullanımına başladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından 11 Aralık 2019’da deklare edilen ve Yeşil Dönüşüm olarak bilinen Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa’yı 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının net olarak sıfırlandığı dünyanın ilk iklim-nötr kıtası haline getirmeyi hedefliyor. AB’nin bu yeni büyüme stratejisi, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Gittikçe büyüyen iklim krizinin etkilerini yavaşlatmayı hedefleyen plan, özellikle Avrupa’ya ihracat yapan firmaları etkileyecek.

Tekstil sektörü şemsiyesi altında üretim yapan ev tekstili firmaları da, bu büyük plandan etkilenecek kesimler arasında. Firmalar, etkisini her geçen gün daha fazla hissettikleri ve karşı karşıya kaldıkları yeşil dönüşüm konusuna adım atmaya başladılar. Ekohaber gazetesi olarak, ev tekstili firmalarının bu kapsamda yaptığı çalışmaları mercek altına aldık.

Barış Mert

Korteks Genel Müdürü

Tesislerimizi döngüsel ekonomiye göre geliştiriyoruz

Korteks olarak Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı rehber alan Grubumuzun Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda, sürdürülebilirliği iş yapış biçimi haline getirmiş bir şirketiz.  Sürdürülebilir bir dünya hedefiyle, iş süreçlerimizi yürütüyoruz.

Zorlu Holding, Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda 2030 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı ve 2050 yılına kadar bu hedefi tüm değer zincirini kapsayacak hale getirmeyi hedefliyor. 2030’a kadar kullanılan suyun yüzde 50’sini, 2050’ye kadar yüzde 100’ünü geri kazanmayı amaçlıyor. Kurulacak insan odaklı ekosistemlerle 2030’a kadar yüzde 100 sürdürülebilir tedarik zinciri de hedeflerimiz arasında yer alıyor. Biz de Korteks tarafı olarak bütün çalışmalarımızı bu hedefler doğrultusunda gerçekleştiriyoruz.

Korteks olarak bir yandan sürdürülebilirliği iş yapış biçimi haline getirirken, bir yandan da tesislerimizi döngüsel ekonomiye uygun şekilde geliştirmeye devam ediyoruz. Bu vizyon ile devreye aldığımız Polimer Geri Dönüşüm Tesisi ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek yüzde 100 PET şişeden TAÇ REBORN® markamız ile polyester iplik üretmeye başladık. Toplam 17 bin metrekare kapalı alanda aylık 600 ton üretim kapasitesine sahip olan Polimer Geri Dönüşüm tesisimiz sayesinde bir yandan kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanırken, bir yandan da her geçen gün daha da büyük bir küresel sorun haline gelen plastik atıkların yarattığı çevresel etkinin azaltılmasını sağlıyoruz. 1 ton geri dönüştürülmüş iplik üretimi için doğada biyolojik olarak parçalanamayan, tüketici atığı olan yaklaşık 110 bin adet plastik şişenin azaltılmasına katkıda bulunuyoruz. Bu yatırım sayesinde döngüsel ekonominin doğası gereği enerji tasarrufu sağlayarak, sera gazı emisyonumuzu da azaltmış oluyoruz.

Korteks olarak yeşil dönüşüme hazırız ve Türkiye’de tekstil sektörüne bu konuda örnek olabilecek işlere imza atmayı sürdüreceğiz.

Akıllı Hayat 2030 stratejisi

Korteks olarak, Grubumuz şirketlerinin de ortak stratejisi olan Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda, sürdürülebilirliği iş yapış biçimi haline getiren, tüm üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği odağına alan bir şirketiz. Gelecek nesillere daha iyi bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gelecek bırakmak için yaptığımız tüm çalışmalarımızı “Gelecek İçin Bugün” mottomuz altında sergiliyoruz. Gelecek için bugünden başlayarak hayata geçirdiğimiz çevre dostu ürünlerimizle daha yaşanabilir bir dünyanın inşasına katkı sağlıyoruz.

 

Bülent Yaşar

Prestige Mensucat YKB

Geri dönüşümlü iplik üretiyoruz

Yeşil dönüşüm konusunda firma olarak biz de çalışmalar yapıyoruz. Sonuçta özellikle ihracatçı firmaların önüne konulacak bu konular ve bu da sektörü etkileyecek. Bu nedenle firma olarak geri dönüşümlü iplik üretiyor ve ürünlerimizde kullanıyoruz. Bu arada Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB) bulunan fabrikamızda GES yatırımı yaptık, kısa sürede devreye girecek.

Ali Güzeldağ

AG Mensucat YKB

Sektörü ileride etkileyecek

Şu anda yeşil dönüşüm, sektörü etkilemiyor ama ileride etkileyecek gibi görünüyor. Onların istediği şartları bir şekilde uydurmamız, oluşturmamız, geliştirmemiz lazım. Bu prosedür olmasa da, ev tekstilinde doğal kumaşlarla, geri dönüştürülmüş ürünlerle girmeye başladı. Bunun karbon ayak iziyle de taçlandırılması lazım. Sanayi bölgelerimiz bu konuda iyi çalışıyor, altyapıyı oluşturuyorlar. Bursa tekstili bu dönüşümün hazırlığına başladı. Ben, yeşil dönüşümün sektörü ciddi anlamda etkileyeceğini düşünmüyorum.

Erdoğan Akyıldız

Ustaoğlu Tekstil Gen. Md.

Bizi biraz devlet zorluyor

Daha yeni başladık yeşil dönüşüme. Giyimciler bu konuda bizden çok daha iyiler, çünkü teşvik eden işte çalıştıkları gruplar… Biz daha yeni yeni giriyoruz. Yani bizim daha çok yolumuz var yeşil dönüşümle alakalı. Ama bizi de birazcık devlet zorluyor; bacalarımız olsun, mal sattığımız yerlerde kurşunla, kağıtla, plastikle ilgili, geri dönüşümle ilgili şeyler isteniyor ama desem ki, tekstil kadar mıyız, değiliz ama yapılması gerekiyor.

Ayhan Denizci

Ayhan Denizci Tekstil sahibi

Henüz çalışma başlatmadık

Yeşil dönüşümle ilgili çok fazla bir etki yok. Şöyle diyeyim; müşteriden ya da herhangi bir ülkeden bir zorunluluk yok şu anda. O bakımdan bu firmaların tercihine kalmış durumda. Firma olarak daha herhangi bir çalışma başlatmadık bu nedenle.

Aydın Şair

Akarca Tekstil İhracat Bölge Sor.

Ülke olarak da hazır değiliz

Ülke olarak yeşil dönüşüme çok hazır değiliz ancak hazır olabileceğimizi düşünüyorum. Bu konuda en büyük sıkıntımız, geri dönüşüm işi çok çok önemli gelecek için. Her sektörde geri dönüşüm ürünleri daha ucuzken, bizim sektörümüzde biraz pahalı. Çünkü hammadde belirli ellerde geziyor. İnşallah ülkemiz daha farklı, hükümet ya da devlet bazı olmak üzere daha farklı boyuta getirirse, gelecekte bunlar da ucuzlayıp, tam tersi duruma geçip, daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.

Fatma Ayyıldız

BFS Tekstil

Eksileri de, artıları da olacak

Yeşil dönüşüm şu anda sektörü etkilemiyor ama yaptırımlar uygulandıkça, tabi ki de firmaların eksileri ve artıları olacak. Yapılırken eksileri olacak, yapıldıktan sonra artıları olacak malı satarken. Sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakatta olacak bunlar.

Altay Ocak

Güleser Tekstil YKÜ

Biraz daha zamana ihtiyacımız var

Firma olarak yeşil dönüşüm konusunda bütün adımları atmaya çalışıyoruz, çünkü bu da farklılaşmanın ve geleceğin fark yaratan şirketi olma adına burada en öncelik verdiğimiz, karbon salınımları aşağı indirmeye çalıştığımız bir süreçteyiz. Bunun içinde filtreleme, atık sular, inditeks gibi firmayla çalışıyor olmanın getirdiği denetimsel şeyler mevcut. Onların hepsini harfiyen yerine getirip neler yapabileceğimize dair sürekli alternatif arayışındayız. İplik tarafında da yatırımlarımız mevcut. Yeşil dönüşümde zamana ihtiyacımız var, daha iyi olabiliriz. Elimizden geldiğince bu işlere hazırlanıyoruz şu anda. Gelecekte bizim için Avrupa, Amerika’ya ihracat yapan firmaların bu konuyu önceliklendirip, ona göre yatırım yapmaları gerektiği düşüncesindeyim.

Hasan Moral

İhracata yeni strateji şart İhracata yeni strateji şart

Moral Tekstil YKÜ

Daha az su tüketip kendi enerjimizi üretiyoruz

Pandemiden sonra firma olarak yeşil dönüşüm yatırımlarımızı yaptık. Bütün üretim tesisimizi yeniledik, yeni bir yere taşındık. Daha az su tüketip kendi enerjimizi üretmeye başladık. Çünkü Avrupa’daki birçok firmanın beklentisi bu yönde. Biz de firma altyapımızı ona göre hazırladık, dönüşümü sağladık. İnşallah dönüşlerini de alırız. Bu dönemi biraz yatırımla, kendimizi yenilemekle geçirdik. Hem de gelecekteki şeylere ayak uydurmamız lazım sektör ve firma olarak. Biz de üçüncü kuşak olarak, oturup bu işi yapacak mıyız, yapmayacak mıyız diye konuştuk ve yapacağız dedik. O zaman geleceğe hazırlanmamız lazım dedik. Seviyoruz mesleğimizi de.

İsmail Arda İrman

Minteks YKÜ

Elektronik kataloğa geçtik, doğal boyalar kullanıyoruz

Yeşil dönüşüm konusunda ciddi adımlar atıyoruz. Fiziksel kataloglarımız yok örneğin, tamamı elektronik katalog. Fiyat listelerimiz de aynı şekilde, hiçbir şekilde kağıt kullanmıyoruz. Onun dışında kumaşlarımızda doğal boyalar kullanıyoruz, özellikle çocuk ürünlerinde. Genelde boyasız ürünler tercih ediyoruz. Bizim şu anda en çok odaklandığımız konu, bebeklerin cildine daha iyi, daha yumuşak, doğal kumaşların dokunması.

Şule Sağıroğlu

İpekiş Rooms Satış ve Paz. Md. Yard.

Global markaların yaptırımı da etkili

Ev tekstili sektörü yeşil dönüşüme geçmiş yıllara göre çok daha hazır noktada. Bunda birçok global markanın bu konuda getirdiği yaptırımlar da pozitif yönde etkili oldu. Şirketimizde ürünlerimizin içeriklerinde sertifikalı, çevreye duyarlı, geri dönüşümlü ürünler kullanmaya özen gösteriyoruz.

Berk Noyan

Berteks YKB

Çevresel ayak izimizi azaltıyoruz

Ev tekstili sektöründe sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konusunda birçok yatırım yapılıyor. Berteks olarak biz de daha sürdürülebilir üretim yöntemleri benimseyerek çevresel ayak izimizi azaltırken, üretim ve tasarımda yeni teknolojileri kullanarak verimli bir iş modeli oluşturuyoruz. Ar-Ge merkezimizin ana gündemlerinden biri Temiz Enerji, Sürdürülebilir Sanayi, Kirliliğin Ortadan Kaldırılması kapsamında projeler gerçekleştirmek.

Avrupa Yeşil Mutabakatı nedir, Türkiye’yi neden ilgilendiriyor?

 

İklim krizi ve çevre kirliliği ile mücadele edebilmek için dünya, bireysel çabaların yanı sıra daha büyük ölçekli politika değişikliklerine ihtiyaç duyuyor.

Avrupa Birliği’nin (AB) Paris İklim Anlaşması’nın gerektirdiği yeşil dönüşüm sürecine yönelik yol haritası, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile ortaya konuldu. AB Yeşil Mutabakat adımı ile küresel çapta bir değişim ve karbon salınımında büyük oranda azalma hedefleniyor. Bu anlaşma, Avrupa’nın 2030 yılına kadar karbon salınımlarını yüzde 55 oranında azaltma ve 2050 yılına kadar dünyanın ilk karbon-nötr kıtası olma hedefini pekiştiren bir stratejiler bütünü. Bu plandaki ana başlıklar; kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir sanayi ve üretim, biyoçeşitliliğin korunması, sürdürülebilir ulaşım, temiz enerji ve doğa dostu inşaat olarak listeleniyor.

Yeşil Mutabakat çerçevesinde her ülke kendi içinde 2050 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadele için yapabileceklerine dair bir eylem planı oluşturuyor. Doğal kaynaklarının bilinçsiz tüketiminin önüne geçmek ve iklim krizini bir nebze olsun hafifletmek için oluşturulan bu eylem planında Türkiye’nin de imzası bulunuyor. Bu anlaşma ile karbon salınımının belirlenen sektörlerde en aza indirilmesi ve daha çevre dostu teknolojilerin üretim süreçlerine entegre olması bekleniyor. Uluslararası bir anlaşma olan Yeşil Mutabakat, 193 ülkenin katılımıyla gezegenin geleceğini olumlu yönde değiştirme gücüne sahip.

Sınırda karbon düzenlemesi

Orijinal adı Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM) olan Sınırda Karbon Düzenlemesi ise Yeşil Mutabakat kapsamında 1 Ocak 2023 yılında uygulanmaya başlayacak olan bir regülasyon sistemi. Bu regülasyon çerçevesinde Avrupa Birliği ülkelerinin, daha düşük emisyon hedefi olan ülkelerde üretim yapmasının ve bu ülkelerden ürün ithal etmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

Sınırda Karbon Düzenlemesi ile ürünlerini AB dışı ülkelerde üreterek bir nevi karbon kaçağı oluşturmayı düşünen firmalar için ithal edilen bu ürünlere bir vergi ekleniyor. Bu verginin karbon kaçağı oluşma riskinin en yüksek olduğu gübre, demir-çelik, alüminyum, elektrik ve çimento sektörlerinde uygulanması planlanıyor. Böylece üretim süreçlerinin AB içinde tamamlanmış olması da amaçlanıyor.

2023-2026 yılları bu uygulama için bir geçiş dönemi olarak adlandırılıyor ve ithalatçılar için bir mali yükümlülük gerektirmiyor. Bu 3 yıllık süreçte ithalatçılar, yaptıkları ithalat süreçlerindeki karbon emisyonları ile ilgili yılın her çeyreğinde raporlamak durumunda olacak. İthalatçıların, 2026 yılından sonra ise ithal ettikleri ürünler için CBAM sertifikası almaları gerekiyor.

Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki ticaret ilişkilerinin, Sınırda Karbon Düzenlemesi mekanizmasından etkilenmesi bekleniyor. İhracatçıların bu durumdan daha az etkilenebilmeleri için üretim süreçlerini olabildiğince düşük emisyonlu ve çevre dostu olacak şekilde yeniden düzenlemeleri büyük önem taşıyor.

Editör: DİLEK ATLI