Rekabet Kurulu, 28 Ekim tarihli kararında, rekabete aykırılık suretiyle perakende ürün fiyatlarının tüketiciler aleyhine yükseltilmesinin sağlandığı gerekçesiyle; BİM, CarrefourSA, Migros, ŞOK, A101 ve Savola Gıda’ya toplamda 2.671.434.094,38 TL idari para cezası verdi. İki buçuk milyar TL’yi aşan bu ceza, Kurul’un şimdiye dek tek seferde verdiği en yüksek tutarlı ceza niteliğini taşıyor. Karara karşı idare mahkemesinde yargı yolu açık.
Kurul, bu teşebbüslerin Hub-and-Spoke (topla-dağıt) özelliği de sergileyen kartel niteliğindeki anlaşma veya uyumlu eylemlerine dikkat çekiyor. Peki bu ne demek?
Mümkün oldukça hukuki dilden uzak kalarak basitçe inceleyelim.
Rekabet, piyasadaki teşebbüslerin özgürce ekonomik kararlar verebilmesini sağlayan yarışı ifade eder ve rekabetin korunmasına ilişkin kurallar da Rekabet Hukuku’nu oluşturur.
Ülkemizdeki temel düzenlemesi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’dur. Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’na yakınlık gösterir, ki zira oluşturulması AB ile olan Gümrük Birliği’ne dayanır. Kanunun uygulamasını Rekabet Kurumu yürütür ve Rekabet Kurulu ise, Kurumun karar organıdır. Kanunun 4 ila 7. maddeleri arası yasaklanan faaliyetleri gösterir.
Soruşturma esasında Mayıs 2020’den beri devam ediyordu. Gerekçeli karar henüz yayımlanmadı, ancak Kurumun açıklamasındaki Hub-and-Spoke kavramından bahsedelim.
Bilgi değişimi yollarından biri olan bu kavramı örneklendirirsek: Bir marketiniz var ve gıda tedarikçilerinizden birine, “Şu ürünün perakende fiyatını haftaya 100’den 130’a çıkarıyorum” dediniz. Bunu bilerek söylediniz çünkü tedarikçinin, bunu diğer bir markete karşı ürün satarken koz olarak kullanacağını biliyorsunuz. Tedarikçi de bunu yapıp, diğer markete ürününü pazarlarken, sizin market fiyatınızda zam yapacağınız bilgisini iletiyor.
-Diğer market de bu bilgiyi kullanarak, aynı tarihte ürün fiyatını 130’a çıkarıyor. Böylece fiyatlar, meşru bir sebebi olmadan, geleceğe dönük fiyata dair “bilgi değişimi” yapılarak, rekabete aykırı şekilde artırılmış oluyor.
Dikey ve yatay ilişkide hassas ticari bilgilerin paylaşımı, başlıca bir hukuki konu. Her zaman hukuka aykırı olmayabilir ve olay bazında incelenir. Şirketler veriyi kullanırken; rakip satışları, fiyatlandırmaları ve diğer ticari verileri aldıkları yerlere, hangi bilgileri alıp alamayacaklarına, yazışmalarına dikkat etmelidirler. Özellikle piyasada rekabeti kısıtlama amacı taşıyan bilgi değişimleri, rakiplerin pazar stratejilerinin öğrenilmesi; rekabet hukukunun ilgisini çeken alanlardır. Kurul’un, şirketin yıllık cirosunun %10’una kadar idari para cezası verme yetkisi bulunur.
Zincir marketlerin; güncel teknolojiyi uygulayan, inovasyon getiren ve aslında yeterince takdir edilmeyen teşebbüslerden olduğunu düşünüyorum. Elbette ki cezanın hukuki niteliğini tartışamayız, zira bu ilgili uzmanların işidir.
Rekabet Kurumu’nda da çok kaliteli uzman isimler mevcut. Yalnızca, Kanunun 20. Maddesi’ndeki “Kurum görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurumun nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.” kuralının tamamıyla uygulanmış olduğunu ümit edebiliriz.