Doktrinde ve yargı uygulamasında "zamanaşımından feragat", daha önce işlemiş olan zamanaşımı süresinden kısmen veya tamamen feragat edilmesi veya zamanaşımı süresinin kararlaştırılan süre kadar uzaması olarak anlaşılmaktadır.[1]
Başka bir ifadeyle zamanaşımından feragat, zamanaşımı süresinin uzamasına yol açar. Böylece zamanaşımı süresi, uzatılan sürenin sonuna kadar işlemeye devam eder.[2]
Zamanaşımı süresinin uzamasına yol açacağı kabul edilen “zamanaşımından feragat” kavramından farklı olarak “zamanaşımı definden feragat”in, usule ilişkin bir etkiye sahip olduğu kabul edilmektedir. Buna göre zamanaşımı definden feragat, kanuni zamanaşımı süresinin dolmasından sonra zamanaşımının gerçekleşmesini engellemez. Başka bir ifadeyle böyle bir feragat, zamanaşımı süresinin dolmasına engel olmaz. Zira bu halde borçlu, sadece usule ilişkin bir savunma aracından vazgeçmektedir.[3] Burada feragatin, zamanaşımı süresinin itibari uzunluğuna bir etkisi bulunmaz. Böylece alacak, feragat edilmesinden öncekiyle aynı anda zamanaşımına uğrar. Borçlu, aradaki sürede zamanaşımı definden feragat etmiş olsa da olmasa da alacak, kanuni (veya sözleşmesel) zamanaşımı süresinin dolmasından sonra zamanaşımına uğrar. Ancak borçlu artık, bu feragati nedeniyle yargılama sırasında zamanaşımı define başvuramaz. Bununla borçlu gerçekte sadece, alacaklının açmış olduğu alacak davasında usule ilişkin bir savunma aracından vazgeçmektedir.[4] Borçlu, kararlaştırılan sürede zamanaşımı defini ileri sürmekten feragat ederek alacaklıya, zamanaşımı gerçekleşmiş olsa dahi alacağını söz konusu süre içerisinde ileri sürebilme imkânını tanımış olur. Ancak, zamanaşımı definden feragat edilmiş olmasına rağmen, kanuni zamanaşımı süresi dolduktan sonra zamanaşımı gerçekleşmiş olacağından, geri kalan feragat süresi içerisinde alacaklının zamanaşımının kesilmesi veya durmasına yol açması artık mümkün olmaz.[5]
TBK m.160, zamanaşımından feragat bakımından bir şekil şartı öngörmemektedir. Bu nedenle, borçlar hukukunda geçerli şekil serbestisi[6] ilkesi feragat beyanı bakımından da geçerlidir. Doktrinde de asıl sözleşme şekle tâbi olsa dahi, zamanaşımından feragat beyanı bakımından herhangi bir şekil zorunluluğunun bulunmadığı görüşü hâkimdir. Buna göre, örtülü bir irade beyanıyla[7] veya kanaat verici davranış yoluyla[8] dahi zamanaşımından feragat edilebilmesi mümkündür.[9] Öyle olmakla birlikte doktrinde, feragat beyanının örtülü olarak gerçekleştiğinin kabulü sıkı koşullara bağlanmakta, borçlunun bu yöndeki iradesinin açık olması gerektiği belirtilmektedir. Söz gelimi böyle bir feragat, güvence verilmesi halinde söz konusu olabilir.[10]
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler en içten saygılarımızı sunarız.
[1] Wildhaber Isabelle/Dede Sevda: “Verzicht auf die Verjährungseinrede”, Das neue Verjährungsrecht, Tagung vom 29, Oktober 2019; Luzern, Walter Fellmann (Hrsg.) : Stämpfli Verlag, Bern, 2019 (Verzicht), (Gürer, H.A.: Zamanaşımından Feragat, TBBB Dergisi, S.162, 2022, s.288-289 Naklen) (Ergün, M.: Sözleşmeler Hukuku Genel Hükümler, C.2, Ankara 2024, s.1161 Naklen)
[2] Müller, Christoph: “Verjährungsverzicht: 13 praxisrelevante Fragen unter dem neuen Recht”, Aktuelle Juristische Praxis (AJP), 2020, s. 293 (Gürer, agm., s.289 Naklen) (Mevci, age., s.1161 Naklen)
[3] Fellmann, HAVE, s. 156; Wildhaber/Dede, Berner Kommentar OR, Art. 141, N. 34; Fellmann, ZBJV, s. 224. Aynı yönde bkz. Berger, s. 493, N. 1477; Antalya, G.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. V/1, 2, B.2, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019, s. 609 (Gürer, agm., s.290 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[4] Müller, s. 293-294 (Gürer, agm., s.290 Naklen) (Mevci, age., s.1161 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[5] Wildhaber/Dede, Verzicht, s. 143-144; Fellmann, ZBJV, s. 224; Berger, Bernhard: Allgemeines Schuldrecht, 3. Aufl., Stämpfli Verlag, Bern, 2018, s. 493, N. 1477; Fellmann, HAVE, s. 156 (Gürer, agm., s.290 Naklen) (Mevci, age., s.1161 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[6] Tercier/Pichonnaz/Develioğlu, N. 1587b; Kocayusufpaşaoğlu, s. 50; Erdem, Zamanaşımı, s. 384; Paksoy, s. 60; Özkaya, s. 199; Akçay, s. 159-160 (Gürer, agm., s.321 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[7] Däppen, BSK OR, Art. 141, N. 5; Killias/Wiget, CHK OR, Art. 141, N. 8; Koller, OR AT, s. 1244, N. 71.21; Reisoğlu, s. 436; Tutumlu, s. 342; Paksoy, s. 59; İnan/ Yücel, s. 647; Bilgen, s. 173. Borçlunun, zamanaşımına uğramış olduğunu bildiği bir borcu ikrar etmesi halinde zamanaşımı definden örtülü olarak feragat etmiş sayılacağına ilişkin olarak bkz. Paksoy, s. 61; Reisoğlu, s. 436. Bu yönde bkz., Yarg. HGK, 18.12.2002, E. 2002/15-1061, K. 2002/1070 (Bilgen, s. 176 vd.) (Gürer, agm., s.321 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[8] Tercier/Pichonnaz/Develioğlu, N. 1587b; Erdem, Zamanaşımı, s.384 (Gürer, agm., s.321 Naklen)
[9] Belirtelim ki, zamanaşımından feragatin bir sözleşmeyi gerektirip gerektirmediği, bu anlamda tek taraflı, varması gerekli bir beyanla da yapılıp yapılamayacağı doktrinde tartışmalıdır. İsviçre doktrinindeki baskın görüş, feragatin ancak alacaklı ve borçlu arasında yapılacak bir sözleşmeyle mümkün olabileceğini savunmaktadır (Koller, ZBJV, s. 695; Fellmann, HAVE, s. 159; Koller, OR AT, s. 1244, N. 71.19; (Gürer, agm., s.321 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)
[10] Däppen, BSKOR, Art. 141, N.5. Kısmi ödeme bakımından yapılan değerlendirmeyle aynı görüşte bkz. Koller, OR AT, s. 1244, N. 71.21. Ayrıca bkz. Oğuzman/Öz, s. 647 (Gürer, agm., s.321 - 322 Naklen) (Mevci, age., s.1162 Naklen)