Cumhuriyet döneminde çıkan vergi aflarının tarihleri 1924-28-34(iki kez)-38-46-47-60-61-63(üç kez)-65-66-70-74-81-82-83-85-88-90-92-97-98-2001-2002-2003-2008-2011-2014-2016-2020-2021-2022. Eğer yasalaşırsa 2023 ile toplam 37 düzenleme. Hemen hepsi de bir kereye mahsus diyerek çıkarılmakta.
Alışkanlık haline gelen mali aflar, iktidarlar tarafından gündeme getirilirken, “vergi mükelleflerinin bu yöndeki beklentisi karşılanmaktadır” bahanesi kullanılır. Adaleti yok ettiği bilindiğinden de “bir kereye mahsus” denilerek amaç farklı gösterilmeye çalışılır. Gerçek ise bu meselenin siyasi rant olarak kullanılmasıdır. Sanki her kurulan yeni hükümete “bir kez de sen affet” hakkı verilmiştir. Seçim yakın ise de “oy kaygısı” ile gündeme gelir. Siyasiler bu beklentiyi yaratmasa bu konu hiç kimse tarafından suistimal edilmeyecek, büyük bir oranda mükellef ödemesini gününde yapacaktır. Gerçekten zor duruma düşerek ödeme gücünü kaybedenler için ise, yapılacak araştırma sonucu, yeniden ekonomiye kazandırmak adına özel tedbir ve uygulamalar, ya da farklı yöntemler geliştirilebilir. Böylece yıllardır dürüst mükellefleri yaralayan, ticari ahlakı bozan, adaletsiz, yanlışa mükafat dürüste ceza veren uygulamalardan vazgeçilebilir. İş dünyası, işletmesi için öz kaynak oluşturmak, bu öz kaynağı ile yeni yatırımlar yaratmak ve sonuç olarak müessesesini geliştirmek ister. Ancak vergi ve sigorta primlerinin yanında enflasyonun ve banka kredi faizlerinin yüksekliği karşısında, düşük faiz ve vade sağlayan af beklentisi, iş adamına nakit maliyetini düşürme adına bir tercih yolu gibi görünecek, eldeki parasını vergi ve sigorta ödemeleri yerine, cari harcamalara ve yatırımlara kanalize ederek çok düşük faizli ve vadeli kredi gibi kullanmayı düşünecektir. Niyet yanlış da olsa siyasilerce yöntem legal hale getirilmişse, ucuz kaynak kullanılarak ciddi haksız kazanç elde edilecektir.
Her türlü af için, benzer bir mantık geçerlidir. Gerçek mağdurlar için bir lütuf olsa da yapılanın adaleti ciddi manada yaraladığı, ticari ahlakı onarılmaz şekilde bozduğu gerçeği ortada ve aflar özellikle iktidarda olan politikacılar için siyasi bir rant ve vazgeçilmez bir mali kaynak olarak görülmeye devam etmektedir. 2018 yılında “İmar Barışı” adı ile çıkarılan imar affı da tipik bir örnektir. Süresi depreme kadar defalarca uzatılmıştır. Binlerce denetimsiz, kaçak binaya ruhsat verilerek milyarlarca lira toplanmıştır. Bir benzeri için de hazırlık yapılırken Maraş depremi yaşanmış, bu arada kaçak bina sektörü ve tarım arazilerine kaçak fabrika inşaatları tavan yapmıştır. İleriyi göremeyen hatta bakmayan talancı zihniyet 70 yıldır değişmedi. Küçük menfaatler uğruna geleceğe verilen zararı ne yazık ki göremiyorlar.
Aflar, milletin imkanlarının, doğru yapanı cezalandırıp, yanlış yapana mükafat verenler lehine pervasızca kullanıldığı, kul hakkı içeren uygulamalardır ancak ihale yasaları ile farklı alanlar yaratıldığı da ortada. Görevi denetim olan devlet kurumları yapılan israf boyutundaki devasa harcamaları, kısmen gözler önüne serse dahi suiistimallerin aldırmaksızın devam etmesi, aflarla bozulan adalet ve ticari ahlak zafiyetini ne yazık ki gölgede bırakmıştır.
Siyasetçi için en önemli önceliğin sadece koltuk olduğu iyice tescillenmiştir. Yakınlara koltuk temini de “ailenizi, yakınlarınızı koruyup kollayınız” hadisleri ile açıklanmış, kendilerine yine kendileri tarafından tanınmış aşırı imtiyazlardan faydalanmaları doğalmış gibi davranış sergilenmiştir. Demokratik işlerlik ve adalet tecelli ettiğinde gelinen noktadaki reel durum net olarak ortaya çıkabilirse, hangi noktada olduğumuzu anlama, güvenli veriler alma şansı elde edebilecek ve gelecek için doğru planlar yapabileceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında yeni bir seçime gidiyoruz. Galiba tarihimizde ilk kez herkesin sloganı aynı. “Yeter! Artık söz milletin.” Bu gerçekten ilginç bir gelişme. Ancak cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimi olacağı ortada. Milletimiz ve ülkemiz için en hayırlı, en yapıcı sonuçları getirmesi dileğiyle.