Adalet sistemimizde reform arayışları yeni de¬ğildir. Zaman içinde kısmi ya da kapsamlı reform çalışmaları yapılmıştır. Yargı Reformu Stratejisi’nin ilk kez hazırlandığı 2009 yılından itibaren ise pla¬na dayalı reform dönemine geçilmiştir. Bu dönemin ikinci reform belgesi, 2015 yılında hazırlanmıştır. Adalet Bakanlığı’nca yürütülen Yargı Reformu beşinci paketi olarak bilinen “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu 5’inci Yargı Paketini içeren kanunla icra sistemi ile icra sisteminde önemli değişiklikler öngörülmekte, velayet altındaki çocukların teslimi ve hakim savcı alımlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Adalet Bakanlığı’nın yargı reformu konusunda, geçen zaman ve teknolojideki gelişmeler çerçevesinde yürüttüğü yarı reformu çalışmalarının, olumlu sonuçlarının alınması, bu alandaki çalışmaların devamlılığına da haklılık kazandırmaktadır. Örneğin; yargıda alternatif çözüm yolları uygulamasında alınan olumlu rakamlar küçümsenemez.
Dolayısıyla, bu reform çalışmalarının sadece Adalet Bakanlığı’ndan beklenilmesini yeterli görmek mümkün değildir. Bunun yanında, diğer kurum, kuruluş ve kişilerin de katkı sağlaması önemli bulunmaktadır. Adalet reform çalışmaları; hukuk devleti, temel haklar (hak ve özgür¬lükler) ve cumhuriyetin temel organlarının güçlendirilmesi yanında, bu organlar içinde yer alan yargı erkinin bağımsız, tarafsız, hakimlik ve savcılık teminatı yanında, kaliteli bir yargılama sis¬temi ile şeffaflığının artırılmasının gerekliliğini de zorunlu kılmaktadır. Adalet sisteminde reform çalışmalarında, konulardan biri yargısal süreçlerin basitleştirilmesi ise, bunun eş konusu da makul sürede yargılanmanın gerçekleştirilmesi yani, etkin ve hızlı işleyen bir adalet sistemine gereksinim bulunmaktadır. Yeni Reform Paketi’nde üstte belirtilen hususlara yer verilmekte ve oluşturulacak “Yargı Re-formu Stratejisi İzleme ve Değerlendir¬me Kurulu” eliyle de bu çalışmalar yürütülecektir. Yargılamanın hızlandırılmasında, sadece görevli hakim ve savcılar değil, diğer mahkemede çalışan diğer kişilere de önemli görevler düşmektedir.
Özellikle, dava çeşitler başlığı altında meslek sahibi hakim ve savcıların temel hukuki bilgileri çerçevesinde ön değerleme safhasında, mahkemelerin görev ve yetkisi aşıldıktan sonra, dava çeşitlerinin sınıflandırılmasının yapılması ve her bir dava için delillerin toplanması ve diğer safhalar bakımından bir program halinde yürütülmesi mümkündür. Böylesi bir program; hakim ve savcıya dava dosyası veya şikayet geldikten sonra, bunların talimatı olmaksızın doğrudan yapılması gerekenler mahkemede yardımcı çalışanlar tarafından gerçekleştirilecek olup, hem delillerin toplanmasında noksanlık ya da fazlalık hem de zaman kaybı önlenmiş, isabetli hüküm verilmiş olacaktır. Böylece, hakım ve savcının mesleklerini daha güvenli ve etkin bir şekilde yapmaları sağlanmış olacaktır. Nihayette bu uygulamanın; dava tarafları, temsilcileri/vekilleri ve diğer ilgililer bakımından da katkılarının sağlanması ve güvenlerin kazanılması yönünden de yararları olacaktır. Siz ve değerli ailelerinize esenlik ve mutluluk dileklerimi iletir,saygılarımızı sunarız.