Yapay Zeka ve Sözleşmeler

2018’den beri süregelen GPT modelinin üzerine GPT2, GPT3 derken 2022 Kasım’da OpenAI’ın insan etkileşim ve kullanımına odaklanan GPT3.5 tabanlı ChatGPT uygulamasını piyasaya sürmesiyle beraber uygulama, tarihte en hızlı şekilde 100 milyon kullanıcıya ulaşan uygulama oldu. Bugün ayda 300 milyon aktif kullanıcı ChatGPT’yi kullanıyor, ve günde 1 milyardan fazla mesaj iletiliyor. Dünya nüfusunun yüzde 3,7’si ChatGPT’yi kullanıyor anlamına gelir. Yapay zekayı gündelik işlerde kullanmak hiç de nadir rastlanan bir durum değil artık.

Üstelik elbette pek çok alternatifi de var ve kullanıcılar bununla sınırlı değil. ChatGPT’nin 4o modeli ile o1 modeli, Claude, Gemini uygulamaları arasında güçlü yanlarına göre gidip geliyorum.

Avukat, doktor veya mühendisler, bu yapay zeka uygulamalarını görüyor ve soruyorlar. Bu konulardaki en temel soru olabilir: İşimiz gitti mi? Hayır, gitmedi. İşin tanımına göre değişir daha doğrusu. Eğer işiniz neredeyse tamamen taslak metin doldurma, A girdisine B çıktısını verme gibi; çoğu durumda uzmanlık yetisini kullanacağınız bir “iş” değilse evet, gidebilir. Ancak hukukçu olarak rahatça söyleyebilirim ki, hukukun pek az dalı bu taslak işlerle ilgilidir. Zaten bu taslak ve sabit işlere odaklanmış avukatlar, istisnalar hariç olmak üzere, pazarda çok büyük bir rekabet havuzuna girerler. Her işte böyle değil mi?

Sözleşmelerden örnek vermek istiyorum. Her şirketin hayalidir; taslak 5-10 tane sözleşmemiz olsun, her işte 4-5 yerini dolduralım, imzalayalım, bitsin. Eğer sabit tüketici sözleşmeleri değilse, ya da Apple değilseniz; maalesef bu hayal genelde imkansız oluyor. Çünkü sözleşme, adı üzerinde “bir pazarlığa dayalı, tarafların istek-arzularını içeren, hak ve yükümlülükleri düzenleyen, karşılıklı anlaşma belgesidir”. Taslak sözleşmelerin hukuki yükümlülükleri değiştirilmediğinde, zaten bizim hukukumuzda da globalde de, hukuki sözleşme olmaktan çıkıp hiç de azımsanmayacak sıklıkta geçersiz kılınır.

Zira bazen önümüze gelen sözleşmelerin, o alanın uzmanı olmayan kişilerce yapay zekaya yazdırıldığını ilk bakışta görebiliyoruz. Sözleşmede “x unsurunu kesinlikle yerine getirecektir” “y’yi asla yapmayacaktır” yazıyor. Bu metinler alanın uzmanı olmayan kişilerce ilk bakışta çok profesyonel ve doğru görünüyor, ama o alanda çalışan kişiler anında sözleşmenin aslında yok hükmünde olduğunu görüyorlar. Zaten “şu aşamada” sorun da bu. Örneğin ben bir hekim değilim, ancak o kadar ikna edici yazıyor ki (bunun terimi dahi var: yapay zeka modelinin aşırı özgüven efekti) tamam diyorsunuz, ama alanın uzmanı olmayan kişiler bu özgüven ile doğruluğu ayırt edemiyorlar ve “vay be, mükemmel cevap verdi; artık bu alana ihtiyacım yok” düşüncesine kapılıyorsunuz. Aynı durum yazılım geliştiricileri için de geçerli; model size kodu veriyor, ama her şey kod değil ve üstelik o kodun kafanızaki gereksinimlere uygunluğunu ölçemiyorsunuz; sonuç olarak bir deneyden öteye geçmesi epey zor oluyor.

Elbette bu değerlendirmelerin hepsi “bugünkü” duruma dayalı değerlendirmeler.