Verginin de adaletlisi

Değerli Okurlar,

Geçtiğimiz günlerde TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) tarafından yayımlanan Bütçe İzleme Bültenine göre; ülkemizde toplanan verginin kaynağıyla ilgili çarpıcı rakamlar ortaya çıktı. Paylaşılan verilere göre; toplam gelir vergisinin yüzde 65,4’ünü çalışanlar, küçük esnaf ödüyor, üstelik yük geçen yıla göre 5,5 puan artmış (2023’te bu pay yüzde 59,9 seviyesindeydi). Tutar olarak bakıldığında, 2024 yılında 1 trilyon 527,6 milyar TL olan gelir vergisinin 1 trilyon 426,6 milyar TL’si çalışanlar tarafından ödenmiş. Sadece gelir vergisinin yüzde 93,4’ünü ücretliler ödüyor.

Faiz ve enflasyonun yüksek, bazı ürünlerde sıra dışı fiyat artışlarının olduğu 2024 yılında; tüm gelir- kazançlardan alınan vergi kalemleri dikkate alındığında, gelir vergisinin üçte ikisini çalışanlar ödedi.

Gelir vergisi tevkifatının (ağırlıkla doğrudan ücretlerden kesilen) 2024’te bir önceki yıla kıyasla yüzde 123 artarken, kurumlar vergisindeki artış sadece yüzde 10. “Kurumlar vergisinde düzenlemelerin 2025’e bırakılması, önemli sayıda yapısal nitelikli düzenlemeden vazgeçilmesi ve enflasyon muhasebesi uygulamasındaki tereddütler ise ayrıca değerlendirilmeli.

TEPAV bülteninde, 2024’te vergi gelirlerindeki yüzde 62,3 artışa gelir vergisi tevkifatının yüzde 28,1’lik katkısına dikkat çekildi. Toplam vergi gelirleri tahsilatı içinde yaklaşık yüzde 35’ler seviyesinde olan dolaysız vergilerin yüzde 41’ine ulaşan kısmı ücret nitelikli gelir elde edenler tarafından ödenmektedir. Gelir vergisi tahsilatı içinde ücretlilerin payı 2024 yılında tahmini olarak yüzde 65’lere çıkmıştır” yorumuna yer verilmiş.

“Özellikle istisna dışında olan işletmeler ile haneler açısından önemli bir ilave finansman maliyeti anlamına gelmektedir. Bu da vergide adalet ilkesi açısından meşruiyeti sorgulayan bir politika uygulaması haline dönüşmektedir, bu durum hanelere ek finansman maliyeti getirmektedir.” bilgisi verildi.

Her zaman şöyle söylenir; “sanayici, işveren, işletme sahibi olmak cesur yürekliliktir” ki bu yoruma katılıyorum. Ülke ekonomisine ve istihdamına katkı, kalkınma ve büyümeyi sırtlanmak, vergileri ödemek…. Bunlar hep önemli sorumluluklar ve para kazanmakta bu işlemleri yapanlarında hakkıdır ama çalışanlarında hakkını gözetmek kaydıyla. Ancak hayat hep toz pembe değil ve zor zamanlar var, tamda içerisinden geçtiğimiz süreçler gibi. Sanayiciler kendi gemilerini mürettebatıyla beraber yüzdürme gayretindeler fakat bu sadece onların çabalarıyla olamaz. Hem işveren hem de çalışanların şartlarını kollayıp, oyunun kurallarını belirleyen ve yöneten hükümet ve devlet var.

Eğer herkes mutsuz ve ekonomik olarak zorluk çekiyorsa ve bu durum günümüzde olduğu gibi dengede olmayıp adaleti de tartışılıyorsa, vergide artışı ücretli sırtlıyorsa, kurumlar konkordato ve kapanmaya gidiyorsa; kural koyucular ve ülkeyi yönetenler tekrar tekrar düşünmeli ve doğruyu bulmalılar.

Süleyman Demirel’in bir sözüyle bitirirken boşlukları doldurma işini size bırakıyorum; “Boş tencerenin yıkamayacağı ……. ……”.

Saygılarımla.