Daha çok taze günler, şunun şurası 1 ay oldu olmadı. Ancak adam tecrübeli. Dünya ise sanki tanımazmış gibi Trump dalgası ile şaşkın. Ne oluyoruz derdine düştü. Sahnede Trump kadar çılgın ikinci isim ise Musk. Elon Musk ve ailesi. Dünyanın en zengin ismi. Donald Trump’ın en yakın müttefiklerinden. Her hareketi konuşuluyor. Kendisi ve Beyaz Saray’daki oval ofiste Trump konuşurken arkasında, parmakları çalışan ve burnunun derinliklerinde gezerek dünyaya mesajlar veren oğlu.
Şimdide anne Maye Musk eleştirilerin hedefine girmiş. Elon Musk annesi ve oğlu ile ABD başkanını taşımak için kullanılan Air Force One uçağında fotoğraflar vermişler. ABD başkanı Trump tarafından Hükümet Verimliliği Bakanlığı görevine getirilmesinin ardından kitlesel kesintilerin yapıldığı bir dönemde, Musk’ın başkanlık uçağına ailesi ile binmesi “hükümet israfı” olarak eleştirilmiş.
Bu durum Musk’ın Beyaz Saray’daki gücünün endişe yarattığı yönünde, ABD medyasında çıkan haberlerin ardından gelmesi sorular gündeme getirmiş.
ABD ve dünya medyası geçen hafta boyunca da Ukrayna Başbakanı Zelenski’ye, Trump’un attığı fırça ile doluydu. Uzun yıllardır görmediğimiz enteresan bir tavır. Olanları TV’de izlerken “eyvah!” dedim, “şimdi dövecekler adamı”. Zelenski’nin eski bir komedyen olduğu ve bu yapımın bir kurgu olabileceğini, hatta Trump’un, Zelenski’nin “silaha harcamaktan bir takım elbise ile kravat bile alamıyorum” mesajı içeren kıyafetine kızıp, “Biden sana 350 milyar dolar vermiş, ne yaptın parayı” sorgusu yapabileceğini bile düşünmedim değil.
Ama olanların hepsi gerçekmiş. Anlaşılan Trump, Putin’e hak vermiş, anlaşmış ve Ukrayna’daki savaşı durdurmaya karar vermiş. Şimdi Dedeağaç’a, Girit’e yığılan silahlar ne olacak dersiniz? Avrupa ülkeleri de pek çok silah, para ve sözler vermişti Ukrayna’ya. Bakalım onların nihai kararı ne olacak. Yazık oldu güzelim Ukrayna’ya. Kapitalizm’ den çarpıcı bir örnek daha. “Kullan, at”.
Avrupa dedim de anmadan geçmeyelim. ABD dahil 5 Avrupa ülkesi Paris’te Suriye konulu bir toplantı yaptı. Türkiye yok. Riyad’da ve daha önce Lübnan’da da Türkiye’nin katılımı olan Suriye konulu toplantılar var. Ancak Paris toplantısı çok anlamlı. Düşünülen, konu Suriye olunca pek çok nedenden Türkiye’siz hiçbir toplantıdan bir sonuç alınamaz şeklinde bakılması. Öyle değil mi? Ama 5 ülke öyle düşünmüyor anlaşılan. ABD, İngiltere. Fransa, Almanya ve İtalya. Çok tanıdıklar yani. Peki Suriye’ye en fazla sınırı olan, en fazla Suriyeli göçmen barındıran Türkiye neden yok bu toplantıda acaba? Sanıyorum cevap, “Türkiye’yi doğal olarak kendilerinden görmemeleri. Belki de Papa’ya yakın bir yerlerde bir sohbet yapalım demişlerdir. Konu önemsizdir yani.
“Beklentimiz ise, bizi istemeseler bile saygı duymaları. Peşinde olmamız gereken bu. Diplomatik, Sosyolojik, Tarihi, Ekonomik, Demokratik, Askeri, Hukuki, İnsani, Bilimsel, Güven veren güçlerimiz olacak. Eğitim seviyemiz yüksek olacak ve başta ABD olmak üzere güçlü lobi faaliyetlerimiz olacak. İşte o zaman karşılıksız saygı duyacaklardır kesinlikle.