TKBB Başkanı Ufuk Uyan, ''Bankacılıkta hizmetin karşılığı olan masrafların alınması bankanın hakkı
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan, bankacılığın hizmet ürettiğini, bunun karşılığında masrafların almasının da bankanın en doğal hakkı olduğunu belirtti.
Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olan Uyan, Almanya'daki bankacılık başvurularından sonra başka ülkeye girişlerinin olup olmayacağına ilişkin soruya, ''Avrupa Birliği olduğu için Almanya'da bir banka kurarsanız artık ondan sonra sınır kalkıyor. Dolayısıyla istediğiniz ülkelerde şube açabiliyorsunuz. Avrupa'da böyle bir imkanınız var. Katılım bankalarından da Bosna Hersek'i ve benzer ülkeleri inceleyenler oldu. Biz Kazakistan'ı inceledik, fakat sermaye sınırlarını çok arttırdılar, ondan dolayı vazgeçtik. Çünkü 75 milyon dolar sermaye şartı koydular. Şimdi Almanya'da aynı rakamlarla şube açmak daha fizibıl bizim için. Dolayısıyla kaynakların da ekonomik kullanılması gerekiyor. Sermaye de maliyetli kıt ve az bulunan bir şey, ama bizim Katar ve Erbil çalışmamız var'' şeklinde karşılık verdi.
TKBB Başkanı Uyan, bankaların aldığı masraflar ile ilgili bir soruya ise Uyan, şöyle yanıt verdi:
''Bankacılıkta tabi ki hizmet üretiyorsunuz. Bunun karşılığında masrafların alınması da bankanın en doğal hakkı ama bunu abartıya götürenler varsa ki vardır, serbest rekabet ortamında bilinçli tüketici, yatırımcı, bilinçli bankayla iş yapsın. Eğer bir tasarruf sahibi gidip, kuyrukta bekliyor ve bir de masraf ödüyorsa, öbür tarafta bir banka ben masraf, hesap işletim ücreti almıyorum ve kuyruk da yoksa ve müşteri bunu tercih etmiyorsa ben ne yapabilirim. Doğrusu tasarruf sahibinin düşünmesi gereken imkanlar var, çünkü 49 tane banka var. Bu rekabet ortamında rekabeti de sunuyor bankalar bize. Kuveyt Türk olarak biz hesap işletim ücreti prensip olarak almıyoruz. Başka bankalar da var, dolayısıyla bunları tercih etsin tüketiciler. Ama aşırıya gidenlerle ilgili olarak otoritelerimiz de belki bir çalışma yapar. Öyle de beyanatları oldu. Serbest rekabet ortamında neler olabilir, nerelerde masraf olabilir- Bunun dışında bankalar kar, bir gelir üretiyorsa bu sermaye olarak kalıyor. Baktığınızda temettü dağıtımları çok sınırlı, buradan da tekrar kredi üretiyorsunuz. Karşılığında da kredi arz ediyorsunuz. Dolayısıyla masraflara karlara çok takmamak lazım.''

-''Tamamen KOBİ bankacılığı yapıyoruz''-

Fitch'in kararının enflasyon açısından etkileri hakkındaki ise Uyan, ''Parasal hareketleri etkileyecek bir gelişme. Kasım ayı itibariyle enflasyonun aşağı yönlü olacağı bekleniyordu. Belki kasım ayında daha büyük bir beklenti var. Geçen yıl aynı dönem yüksek bir giriş vardı. Şimdi düşük olarak daha düşük bir oran oldu. Para bollaşacak faizler gözden geçirilecek. Paranın bollaşma oranını görmek gerekecek. Merkez Bankası'nın (MB) enstrümanları var. Yapabileceklerini göreceğiz, enflasyon bekletimiz MB ile paralel olarak 7 ila 7,5 bandında'' dedi.
Uyan, KOBİ'lere yönelik açılımlara değinerek, şunları söyledi:
''Tamamen KOBİ bankacılığı yapıyoruz. Büyük ölçekli firmalara tabii ki hizmet sunuyoruz ama gelişen bir sektör olduğumuz için KOBİ'lere yönelik çalışıyoruz. Her bir katılım bankasının KOBİ programları var. Bizlerin de var. Son bir yıldır şöyle bir program yapıyoruz. Belirli illerde kendi tecrübelerimizi paylaşıyoruz. 25 yıldır bir databank oluşturduk. KOBİ'ler neden sıkıntıya giriyor, sıkıntıya girişlerindeki temel problemler nelerdir tespit ettik. Sadece KOBİ'leri çağırdık toplantılara ve bunları anlatıyoruz. Baktığınızda nakitlerini kontrol etmelerinden, kredi ve yatırımlarını kontrol etmelerine kadar yardımcı oluyoruz. Kısa vadeli krediyle uzun vadeli yatırım yapıyorlar. Tecrübelerimizle 55 bin tane KOBİ'den tek bir bilanço çıkartırken buradan yola çıkarak bu tavsiyeleri yapıyoruz paylaşıyoruz. Bir nevi eğitim danışmanlık tarzında çalışma yapıyoruz.''
Uyan, KOBİ'lerde ciro sınırının 25 milyon liradan 40 milyon liraya çekilmesi konusunda ise, ''Bankalarda buna yönelik segmentasyon var. Diyelim ki 25 milyon üzeri ise başka bir segmentasyona gider firma. Bu segment genişliyor demek ki KOBİ'ler de büyüyor. Ona yönelik bir çalışma. Bizi çok fazla etkilemez ama çok fazla standart olması önemli. Burada BDDK'nın bir standardı var. Farklı kurumların standartları da olmamalı, tek bir standart üzerinden standart yapar ve öne göre mukayese edersek sorunları daha iyi tespit eder ve çözümlerini daha kolay üretiriz. Çok önemli bir şey olmaz'' ifadelerini kullandı.
Katılım bankaları arasında uygulama farklılıklarına ilişkin olarak Uyan, ''TKBB olarak son zamanlarda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Tabi ki farklı fikirler olması önemli. Yani illa ki aynı yönde herkesin fikir sahibi olmasını beklememek lazım, ancak katılım bankacılığında bu tür şeyleri geliştirmek açısından bir akademi için çalışıyoruz. Üniversitelerle işbirliği çalışmalarımız var. Katılım bankacılığı kürsü gibi olan çalışmalarımız var ama bunlar zaman alan şeyler. 4 tane katılım bankası ve ekipleriyle gayret ediyoruz. Katılım bankacılığının daha da tanıtılması için sempozyum yaptık. 2013'te de uluslararası bir sempozyuma aracılık etme düşüncemiz var. Malezya ile işbirliği yapıyoruz. Malezya'nın bu konuda ciddi eğitim veren bir kurumu var. Oraya öğrenci gönderiyoruz. Her bir katılım bankası kendi içinde bir faaliyet yapıyor. Bunlar yapmamız gereken önemli şeyler, bundan sonrada devam edeceğiz'' diye konuştu.

-''Katılım bankaları ürün portföylerinde KMH benzeri karz-ı hasen ürünü var''-

TKBB Başkanı Uyan, KOBİ ve ihracatçı firmaların, katılım bankalarıyla çalışmak istemesine rağmen konvansiyonel bankalarda olan Kredili Mevduat Hesabı(KMH) ve Borçlu Cari Hesap (BCH) gibi ürünlerin katılım bankalarında olmamasından dolayı SSK, maaş ödemeleri, vergi ödemeleri ile çek ödemeleri gibi ihtiyaçlarına çözüm üretemedikleri ve özellikle ihracatçı firmaların, taleplerini karşılayacak ürünlerin yetersiz olmasından dolayı katılım bankaları dışındaki bankalara yöneldikleri yönündeki eleştirelere ilişkin düşüncelerini de şöyle ifade etti:
''Aslında bu sayılan sorunlara ilişkin katılım bankalarında birçoğuna çözüm var. Katılım bankaları ürün portföylerinde buna benzer bir ürün olarak karz-ı hasen ürünü var. Müşteri yeter ki istesin ve tercih etsin, verilir. Müşteri bizi tercih eder ve verimlilik yaparsa banka da karşılığında bu ürünü kullandırır. Tabi bankalardaki ürünlere benzer farklı bir ürün de geliştirilirse ki olmalı bunu da düşünelim. Bu yönde çalışmalarımız var.
İhracata yönelik de bir çalışma yaptık. Türkiye İhracatçı Meclisi (TİM) ile birlikte bütün katılım bankaları genel müdürleriyle bir çalışma yaptık. Oradaki sorunları tespit ettik. İhracatçının malının alınıp katılım bankasınca yurt dışına satılması mesela. Döviz girdisi var, neden biz burada olmayalım ki- Var bu ürün bizde. Bu konuda çalışıyoruz. İhracatçılara yönelik yapmayı planladığımız çalışmalar için projeksiyonumuz 2013. Eximbank müdürü 'hazırız' dedi. Mesela Eximbank kaynaklarından katılım bankalarının daha çok yoğun bir şekilde kendi içlerinde ulaşması lazım. Eximbank İslam Kalkınma Bankası'ndan faizsiz esaslı kaynak oluşturuyor ve bunu değerlendiriyor. Yine faizsiz esaslı Suudi Arabistan İhracat Destek Programı'ndan (SEP)katılım bankaları faydalanabilir. Çalışma grupları oluşturduk, ihracatın finansmanı önemli. Mesela bunlara yönelik kullandırılan döviz kredileri var, destek anlamında. Kur riskine girmeden bunu firmalara vermek önemli. O açıdan ihracatçılara ne yapsak yeridir. Hele bu not artışından sonra çok daha önem arz edecektir. İhracat yapmak daha da zor hale geliyor.''

-''İnsanın ihtiyacına yönelik bir bankacılık geliştirmemiz bu konuda çaba sarf etmemiz bizim görevimiz''-

Papa'nın finansal kriz akabinde faizsiz bankacılığı övücü açıklamaları ve bunun sektöre katkılarına değinen Uyan, ''Bu ilgi Avrupa'da var, Amerika'da var. Dünya bankasında da var. Mesela Uluslararası Finans Kuruluşu IFS, sukuk çıkarttı. Beni en çok etkileyen Amerika'da banka işgal etme eylemlerinde pankartlarda 'faizsiz bankacılık istiyoruz' yazılmasıydı. İnsanın ihtiyacına yönelik bir bankacılık geliştirmemiz, bu konuda çaba sarf etmemiz bizim görevimiz. Bu yönde çalışıyoruz'' dedi.
Kredi kartı portföy büyüklüğünde katılım bankalarının istenilen büyüklüğe ulaşılamadığı söylemine ve bu konuda eksiklik olup olmadığına yönelik bir soruyu ise Uyan, '' Bizim daha çok tasarrufları arttırma yönünde çalışma yapmamız lazım. Kredi kartı yeteri kadar var. Tabii ki bu sektörde olmamız lazım. Varız da... Hatta bir katılım bankamızın ciddi portföyü de var. Katılım bankaları kendi politikalarına göre sunuyorlar bu hizmeti. Taksit kart özelliği bugüne kadar uygulanamıyordu. Şimdi uygulanabiliyor. Şahsi görüşüm kontrollü büyüme hedefi. Saldırgan bir tutum içinde değiliz, normal bir büyüme amacındayız'' şeklinde yanıtladı.
Ada Bank'ın katılım bankacılığı lisansının iptali ve sektöre yeni bir katılım bankasının girip girmeyeceğine ilişkin soru üzerine de Uyan, şunları söyledi:
''Benim bildiğim kadarıyla yok. Kriterler ilan adilmiş. 300 milyon dolarlık asgari sermaye yatırımı ve ileriye dönük ilave sermaye artırımı yeni bankalardan isteniyor. Bankacılık sermaye ağırlıklı bir sektör. Sermaye koyabilecek yatırımcı olması gerekiyor. Lübnan'lı Odeabank sektöre giriş yaptı. Benzer şekilde Çin ve Japonya'da bir çalışma olduğunu duyduk. Katılım bankacılığı olarak biz memnun oluruz. Katılım bankacılığını sektör olarak büyümesi, yeni sermaye gelmesi farklı coğrafyaların ülkemize katılması son derece önemli. Sabit sermaye esas olan gelmesi gereken. Çünkü yatırımı üretecek ve geliştirecek odur.''

Sayı: 862 - Sayı'nın Kapağı