Yasada düzenlenen ayrık durumlar dışında taşınırlar, ancak zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle rehnedilebilir (TMK m.939/I). Söz konusu ayrık durumlar TMK'nın 940'ıncı madde hükmünde düzenlenmiştir. Ayrık durumlardan hayvanlar ile ilgili olanı TMK'nın 940/I'inci madde fıkrasında düzenlenmiştir. Bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallarla ilgili ticari işletme rehni ise, TMK m.940/II'de düzenlenmiştir. TMK'nın 940/II'nci madde fıkra hükmü uyarınca; “Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir…” Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, yasa gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir. Örneğin; motorlu taşıtlar trafik siciline kayıt edilmektedir. Banka kredisi kullanılarak motorlu taşıt satın alınması işlemlerinde, istenildiği takdirde rehin veya ticari işletme rehni kurulabilir. Ticari işletme rehni, ticari işletmeye ait taşınırların, Rehinli Taşınır Sicili’ne yapılan tescil ile alacaklıya teslim edilmeksizin rehin edilmesini ifade eder. Sınırlı bir ayni hak olan ticari işletme rehni, alacağın devri sözleşmesine konu edilebilir. Böylesi bir durumda, alacağın devri sözleşmesine konu alacak, tescili zorunlu taşınır mal rehni ile teminat altına alınmış olmakta ve devreden, zilyedi bulunduğu taşınır rehni konusunu, alacağı devralana teslim etmeksizin rehnin devri gerçekleşmiş olacaktır.
Aynı yönde görüş içeren Yargıtay içtihat metni şöyledir:
"Dava, lehine ticari işletme rehni kurulan tarafta meydana gelen değişikliğin davalı yanca sicile işlenilmesi talebine ilişkindir. Dava dışı şirket ile dava dışı banka arasında 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu (TİRK) uyarınca usulüne uygun olarak kurulmuş ve sicile tescil edilmiş bir ticari işletme rehni mevcuttur. Davacı taraf ile dava dışı banka arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesi gereği, alacağın teminatı olan ticari işletme rehninin de davacı adına tescili talep edilmektedir. Ticari işletme rehni asıl alacağa bağlı fer'i nitelikte bir hak olduğuna göre rehnin de alacağı temlik alana devrinde yasal bir engel bulunmamaktadır. 1447 sayılı TİRK 2/1 maddesi "Ticari işletme rehni sözleşmesi, tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri, kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müesseseler ve kooperatifler ile ticari işletmenin maliki bulunan gerçek ve tüzel kişiler arasında yapılır." hükmünü haiz olup, bu durum münhasıran rehnin kuruluş aşamasına ilişkin bir sınırlama ve belirleme getirmektedir. Açıklanan bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir."[1]
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.
[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 20/10/2014 Tarih, 2014/6984 Esas ve 2014/16049 Karar Sayılı içtihat metni, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 22.02.2025)