Son yıllarda SAHA İstanbul adını her yerde duyuyoruz. Adını savunma ve havacılık kelimelerinden alan SAHA İstanbul, Türkiye’nin ve Avrupa’nın dev sanayi kümelenmesi konumunda.
Türk savunma, havacılık ve uzay sektörünün, yerlilik oranının arttırılması, sahip olmadığı kritik teknolojilere kavuşturulması ve uluslararası rekabette üst seviyelere gelebilmesi için üyelerinin teknolojik ve sektörel yetkinliklerini geliştirmek, üyeleri arasında iş birliğini destekleyip güçlü bir ekosistem oluşturmak için kurulan topluluk, bugün başlayacak (22-26 Ekim arası) SAHA EXPO Fuarı için yoğun hazırlık dönemi geçirdi.
SAHA İstanbul, aralarında Aselsan, TUSAŞ, Roketsan, STM, ASFAT ve askeri tersanelerin yanında Baykar gibi yüklenicilerin olduğu 45 şehirde faaliyet gösteren 1200’ü aşkın firmayla ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine büyük katkı vermektedir. SAHA İstanbul aralarında İTÜ, YTÜ ve Sabancı Üniversitesi’nin de olduğu 29 üniversite ve tüm enstitüleri ile TÜBİTAK’ın katkılarıyla üniversite ve sanayi iş birliğinin arttırılması amacına da destek vermektedir.
Tarsuslu kadın sanayici
Boeing’in de tedarikçisi
Son yıllarda SAHA İstanbul adını her yerde duyuyoruz. Adını savunma ve havacılık kelimelerinden alan SAHA İstanbul, Türkiye’nin ve Avrupa’nın dev sanayi kümelenmesi konumunda.
Türk savunma, havacılık ve uzay sektörünün, yerlilik oranının arttırılması, sahip olmadığı kritik teknolojilere kavuşturulması ve uluslararası rekabette üst seviyelere gelebilmesi için üyelerinin teknolojik ve sektörel yetkinliklerini geliştirmek, üyeleri arasında iş birliğini destekleyip güçlü bir ekosistem oluşturmak için kurulan topluluk, bugün başlayacak (22-26 Ekim arası) SAHA EXPO Fuarı için yoğun hazırlık dönemi geçirdi.
SAHA İstanbul, aralarında Aselsan, TUSAŞ, Roketsan, STM, ASFAT ve askeri tersanelerin yanında Baykar gibi yüklenicilerin olduğu 45 şehirde faaliyet gösteren 1200’ü aşkın firmayla ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine büyük katkı vermektedir. SAHA İstanbul aralarında İTÜ, YTÜ ve Sabancı Üniversitesi’nin de olduğu 29 üniversite ve tüm enstitüleri ile TÜBİTAK’ın katkılarıyla üniversite ve sanayi iş birliğinin arttırılması amacına da destek vermektedir. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Haluk Bayraktar’ın yaptığı bu oluşumun yönetim kurulu üyeleri arasında tek kadın olan Pınar Özozan Okyay dikkat çekiyor. Hikayesi şöyle başlıyor;
Pınar Hanım, Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde 50 yıl önce kurulan ve 2020 yılında havacılık için gerekli olan AS 9100 sertifikasını alan bölgedeki ilk firma olmayı başaran Özen İş Makine Sanayi adlı firmada ilk önce satış müdürü göreve başlamış. Daha sonra genel müdürlüğe terfi etmiş. Pınar Hanım, Türkiye Kalite Derneği Ulusal Kalite Hareketi Programı Üyesi ve EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Derneği) Üstün Performansta İlerleme Belgesine sahip, iki çocuklu bir anne.
10 yıldan bu yana savunma sanayine yönelen Özen İş Makine ASELSAN, ROKETSAN, BMC, MKE, TUSAŞ, TEI gibi firmaların hem milli ve yerli hem de ticari projelerine mekanik parça ve mekanizma üretimleri yapıyorlar. Altay ve Fırtına silah sistemlerinde, ROKETSAN’ın Atmaca projesinde de ürettikleri bazı parçalar bulunuyor. Mekanik ve elektromekanik sistem tasarımı ve talaşlı imalat yöntemiyle yapısal parça, mekanizma ve sistem üretimi üzerine çalışmalar yaptıklarını anlatan Özen İş Makina Genel Müdürü Pınar Okyay, savunma sanayi gibi gereklilikleri çok zor olan sektör için yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek şöyle konuştu;
“Sektörle tanışmamız SAHA İstanbul sayesinde oldu. Şu an için ASELSAN, ROKETSAN, BMC, MKE, TUSAŞ, TEI gibi platform üreticilerine mekanik komponent ve parçalar üretmekteyiz. BMC’nin tank taşıyıcıları ve obüslerinde, Altay’ın ve Fırtına’nın silah sistemlerinde, ROKETSAN’ın Atmaca projesinde, MKE’nin 120’lik havanlarında, ASELSAN’ın Hisar projesinde kullanılan mekanik parçaları tedarik etmekteyiz. Ayrıca mekanik ve elektromekanik tasarım yeteneğine sahip bir firma olarak da çeşitli sistemler geliştirmekteyiz. Bu parçalar; bazen bir füzenin mekanik bir parçası ya da gövdesi olabilirken, bazen bir tankın alt sistemini oluşturan parça ve braketleri, bazen de bir Boeing uçağının çelik bir parçası olabilir. Yani mekanizma olarak hem hareketli hem de sabit yapısal parçalar üretmekteyiz”
ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, Hollanda, Portekiz gibi ona yakın ülkeye ihracat yaptıklarını sözlerine ekleyen Özen İş Makine Genel Müdür Okyay “Üretimimizin yüzde 30-35 civarı ihracattır. Henüz savunma sanayine yönelik bir ihracat yapmıyoruz, ancak artık hedefimiz bu yöndedir” diye konuştu.
Çocuklarına mesleki anlamda rol model olduğunu söyleyen Pınar Hanım sözlerini şöyle noktaladı: “Evliyim ve iki oğlum var. Savunma sanayinde kadın olmanın zorluğunu hiçbir zaman yaşamadım, çünkü zaten yıllardır sanayinin içindeydim. Sanayi sektöründe kadın görmek insanların pek alışık olduğu bir durum değil. Zorluğundan ziyade ayrıcalıklı hissediyorum, çünkü bir kadın olarak olaylara bir erkekten daha detaycı gözle bakabiliyorum. İletişim yönüm daha gelişmiş olduğu için problem çözmeye daha yatkın olduğumu düşünüyorum. Yoğun ve yurtiçi/yurtdışı seyahatler gerektiren bir sektör... Çocuklar ufakken işten feragat edip onlara daha fazla zaman ayırıyordum, ancak çocuklar da artık büyüdüler ve işime ilgi duymaya başladılar. Hatta büyük oğlum mühendislik okuyor. Onlara bu anlamda rol model olmak da benim için ayrıca gurur verici…”
Ülke ekonomisi böyle başarılı iş kadınlarının omuzlarında yükselecek.
Mutlu yarınlar Türkiyem…