Suriye okumalarım

Değerli Okurlar,

ORTA DOĞU, yıllardır dünyada huzurun yeşermediği bir bölge. Afrika’da bahar rüzgârı diye başlayan ama çöl sıcağında sürekli kaotik kış yaşayan birçok ülke oldu. Bu değişim bizim komşularımızdan önce Irak ardından uzun süreli karmaşanın ardından da Suriye’de sahne aldı. Irak bir ülke olarak kalamadığı gibi (ne olduğu henüz belli değil), yıllar önce iç savaş yaşayan Suriye’de de değişim faklı bir hal aldı. Tüm olan bitene bakarak farklı açılardan gözlem ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak isterim.

Ülkelerin Suriye’deki durumu:

-Rusya: Ukrayna’da savaştığı için ikinci bir cepheye gücü yetmedi ve sahadan çekildi,

-İran: Bataklığa saplanıp kalmak istemedi ve sahadan çekildi,

-Esad ve ordusu: İnanılmaz bir şekilde kurşun atmadan, savunmadan, tek adam marifetiyle sadece hayatta kalmak için bırakıp gittiler. Buna erkeklik denmez ama herkes şunu hatırlamalı ki BURADA HERKES KARDEŞ, DÜŞMAN DEĞİL! Sorun liderdeydi…

-ABD: Ülkede sadece 800 askeri var (Bursa’da bizim sitede bile 2000’den fazla kişi var!) ama eğittikleri ve silahlandırdıkları söylenen 150 bin civarında terörist bir grup var,

-İsrail: Ülkesindeki şaibeli saldırının ardından çok cana kıyan ve bölgede birçok lideri öldüren, fırsattan istifade Suriye kuvvetlerinin insan dışındaki kaynaklarını yok eden iyi bir satranç oyuncusu

-TÜRKİYE: ülkeyle 911 km sınırı olup, muhalifleri destekleyip yönlendirdiği ve oyun kurucu olduğu söylenen güçlü bir ülke,

-Çin: O bölgede hiç olmadı, stratejik olduğunu düşünmüyor,

-BM: Öyle bir kurum mu var???

Bölgede hakimiyet:

-Sayısız gruptan oluşan muhalifler ülkenin kuzey doğusundaki teröristlerin bulunduğu bölgenin dışında tüm ülkeye hâkim olmak üzere,

-ABD’nin yeni lideri “biz karışmayacağız” açıklamasında bulundu, keşke ama kim inanır!

-Rusya yakında Ukrayna ile savaş sona erer, on sene sonra tekrar sahayı isteyecektir,

-İsrail için burası henüz büyük lokma ama nüfus ve tapu müdürlüklerini imha ettiğine göre, ev sahiplerine ispat hakkı bırakmak istemiyor. Yıllar sonra Türkiye’ye sınır komşusu olma olasılığı yüksektir,

-Ülkede eğitim seviyesi yok veya düşük, dini anlayışı bizim yobaz dediğimiz seviyede, parası ve silahı hakikaten dış güçlerce verilen sayısız grup var. DIŞ GÜÇLER BUNLARIN BİRBİRİNİ KIRMASINI BEKLEYECEKTİR.

Ülkemiz için tehditler:

-Ülkemizde milyonlarca olduğu ifade edilen Suriyeli vatandaşları ciddi bir kısmı ülkemiz sanayisinde ucuz iş gücü olarak faaliyet gösteriyordu. Ülkelerine döndüklerinde bizim sanayicimiz zor ama pahalı olan vatandaşımızla baş başa kalacak,

-150 bin kişilik terörist grup, sıkıştığı köşeden Irak’taki benzerleriyle ülke kurmaya ve bize karşı hareket etmeye kalkışabilir. Ülkemizde hapis tutulan sözde liderin, yakın gelecekte bu kitleyle buluşması söz konusu olabilir. Bunlar haindir ama satılık ve korkaktır da…

-Bugün çok cüret etmeyen İsrail, yıllar sonra bu emanetçilerle karşılıklı hareket ederek bize hasım olabilir. Bu durum 3. dünya savaşının başlangıcı olabilir,

-Bugün desteklediğimiz bu gruplar yarın bize kafa tutabilir (bence garanti, yakın tarih örnekleriyle dolu).

Ülkemiz için fırsatlar:

-Savaş bittiği için ülkemizdeki misafirlerin geçici koruma statüleri sonlandırılmalı ve ülkelerine hızlı dönüşü sağlanmalı ve sınırlarda artık kontrol altına alınmalı. Bu sayede milyarlarca para harcamak ve ülke içinde kendi vatandaşlarımıza uyguladığımız adaletsizlik sona erer, bu da ülke refahına olumlu yansır,

-Kiralar ucuzlar,

-Suriye’nin yeniden inşasında; başta inşaat olmak üzere, makine, otomotiv, beyaz eşya, gıda, aklınıza ne gelirse öncelik ülkemizde olacaktır. İhracatımız artacaktır,

-Ülkemiz yönetimi başarılı bir diplomasi ile süreci iyi yönetirse; ülke içinde ve dışında prim yapacaktır (anket yapsanız, eski verilerine yakın çıkar, çıkışta olan başka bir partinin ise elinde oyuncağı kalmaz),

-Petrolün paydaşı olabiliriz ve ucuza alabiliriz, ekonomimize büyük katkı sağlar…

Mustafa Kemal 1923 yılının temmuz ayında yabancı bir gazetenin yazarına diyor ki: “Bir gün Cihan harbinden sonra, Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz Cumhuriyetimizin yöneticileri; bu halkların değil, emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır” demiştir.

Şimdilik bu kadar yeter, olayları yaşadıkça yorumlamaya devam ederiz.

Bu arada; TEĞMENLERİMİZ GİBİ MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…

Saygılarımla