Sosyonomi ne diyor?

Toplumsal trendlerde değişim ani hareketlerle olmaktadır. Her şeyin bittiğinin düşünüldüğü an, ufak bir etkiyle dinamik birdenbire bozulur. O an artık yeni bir trendin doğuşuna işaret eder.

Trendin sonlanması için aşırılığa ulaşılması, gerçeklikten kopuş yaşanması ve artık yeni bir düzenin geçerli olduğunun nüfusun ezici çoğunluğu tarafından benimsenmesi gerekir.

Aşırılık normalleşirken, her şeyde gerçeklikten kopulur. Duygu nasırlaşması bu noktada kendisini gösterir, insanlar donuklaşır. Elde ümitsiz, mutsuz bir toplum kalır.

Sözü edilen süreç nasıl ilerledi? 23 yıllık bir yükseliş trendi toplumumuzun DNA’sını etkilemiştir. Yaşam tarzı, tüketim kalıpları, değer yargılarının değişmesine neden olan bu trend sonucunda çok şey anlamını yitirmiştir.

Bugün çalışarak hayat standardı geliştirilemediği için toplumda büyük bir memnuniyetsizlik hakimdir.

Otomobil, ev almak, mütevazi bir tatil yapabilmek dahi imkan dahilinde değildir.

Peki bu duruma nasıl gelinir?

“Aman kriz çıkmasın” diye, hukuk dahil her konu geri plana atılır. İstikrar diye Anayasa’nın temel ilkelerinin görmezden gelindiği süreçte toplum savrulur.

İstikrar illüzyonuna kapılmanın nedeni bu trendin arka planında coşkunun olmasıdır. Coşku varlık değerlerinde yükselişi beraberinde getirir. Varlık değerleri öyle yükselir ki bir balona ulaşır. Toplum artık varlık balonuna bağımlı hale gelmiştir.

Ne olursa olsun, ancak varlık değerlerinin artması gerektiğine inanılır.

İşte bu şekilde çalışmanın anlamı kalmaz, ev- araba alınmaktan çıkar.

Gerçeklikten kopulduğu noktada, ani bir hareketle trend sonlanır ve varlık değerleri çakılmaya başlar.

Normalleşme dediğimiz süreç, hayal kırıklığı yaratır. İşte bu noktada yeni trend kendi kahramanını yaratmaya başlar.