Yargılamaların yıllarca sürdüğü bizim gibi coğrafyalarda, güvenilir insanlarla iş yapmak daha da önemlidir. Bugün basit bir kiracı/kiralayan arası davada dahi bir sene sonrasına duruşma günü verilen yargı düzenimizde; güvenilir insanla iş yapmak, sözleşmeleri sağlam oturtmak ve hukuki kontrolleri baştan yapmak, sonradan baş ağırmaması için elzemdir. Kültürün oturmasıyla birlikte, bir şirketin ortağı/yatırımcısı olma girişiminde bulunan iş insanları; “rekabet yasağı” gibi hususları sözleşmeyle daha sık düzenleme gayreti içindeler.
Bugün ortağı olduğunuz şirketin diğer hissedarı, seneye başka bir şirket kurup, müşterilerinize olta atmaya başlayabilir. Daha da sık rastlandığı gibi, bunu açıkça değil, çeşitli dolanmalarla gerçekleştirebilir.
Yöneticinin rekabet yasağı, Türk Ticaret Kanunu’nda da düzenlenir. TTK 396’ya göre: “Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez.” Şirket, bu ticari işlerden doğan menfaatlerin şirkete devrini talep edebilir veya tazminat isteyebilir.
Yani, şirketin yöneticisi, şirketin faaliyet alanındaki bir işte, şirket dışı şahsi bir menfaat sağlayamaz. Kanun maddesindeki ince hususlardan biri: “Genel kurulun iznini almaksızın” ibaresi. Uyuşmazlıklar da en çok bu terimden kaynaklanıyor. Genel kurul kararı ile, bu rekabet yasağı kaldırılabiliyor. Ancak, TTK 436/1 maddesi gereği, yönetim kurulu üyesi bu konuda kendi lehine oy kullanamıyor. İlgili üyenin alt/üst soyu, eşi ve bunların hakim oldukları şirketler yönetim kurulundaysa, onlar da oy kullanamıyor. Bu konuda sık rastlanan davalarda; şirket yönetim kurulundaki aile bireyleri kendi aile bireylerinin bu rekabet yasağının kaldırılması için genel kurul kararı çıkartıyor. Ancak o kişilerin oy hakkı bulunmadığı için (çıkar çatışmasında şirketin korunması gereği), mahkeme, diğer ortağın talebi sonucunda, ilgili kişilerin oy hakkı çıkartıldığında yeterli çoğunluk ile kabul oyu sağlanmadığı gerekçesiyle, genel kurul kararının geçersizliğine karar veriyor.
Şirket içi kilitlenmelerin çözümü, başta belirttiğimiz gibi; güvenilir insanla iş yapmak, ve baştan tedbirleri almak. Duygular bazen gerçekleri örtmek için yeterli olmayabilir. James Bond, salona girdiğinde, tüm operasyondan önce, ilk olarak çıkış tabelasının yerini tespit edermiş. Yargılamalarda zaman, para ve enerji harcamaktan her daim daha iyidir.