Türkiye çok dinamik bir ülke. Öncelikle, çok değişken bir gündemimiz var. Bir de bu gündem maddelerinin öncelikleri, içerikleri devamlı değişiyor.
Örneğin dövizdeki dalgalanmaları, faizleri, enflasyonu nasıl sıralayalım. Televizyonun karşısına geçip ekonomi kanallarını, programlarını izlerken; oluşan değişimler için uzmanların, akademisyenlerin bile ortak bir görüşleri olmadığını görüyorum.
Ülkemiz çalkantılı bir dönemden geçiyor. Yeni kararlar alınıyor. Örneğin; asgari ücret 4.250 lira olarak, yüksek sayılabilecek oranda (%50 net) arttırıldı. Yıllardır konuşulan ama yapılmayan; asgari ücret, gelir vergisi dışında bırakılıyor. Bunun günlük hayatımıza ve enflasyona etkilerini hep birlikte göreceğiz. TÜİK’in verilerine göre Eylül ayı itibariyle, yıllık enflasyon TÜFE’de %19,58, Yİ-ÜFE’de %43,96 artmıştır.
İşsizlik konusunda çeşitli rakamlar, değişik açılardan analiz ediliyor. Burada da ortak bir sonuca varılamıyor. Ama bir gerçek var ki, onu kimse görmezden gelemiyor. Çevremiz işsiz insanlarla dolu. Özellikle genç işsizler, çok ciddi bir toplumsal sorun olarak karşımızda. Dövizde son günlerdeki yükselişin ihracatı arttıracağı, bunun yaratacağı üretim artışının da işsizlik sorununa bir çözüm yaratacağı söyleniyor. Otomasyonun gittikçe arttığı bir çağda, bunun ne kadar gerçekçi olduğunu göreceğiz.
TÜİK verilerine göre Eylül 2021’deki durum şöyleydi. +15 yaşındaki nüfus 63.918.000 kişi. Bunun işgücü karşılığı 33.898.000. İstihdam edilenler 30.144.000 ve işsiz sayısı 3.754.000 (%11,1).
İstihdam oranı %47,2 ve genç işsizlik oranı %20,2. Bu rakamlar dikkatle işlenmelidir.
Diğer bir husus; İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) %78,1 olmuştur. Sanayi üretimi Eylül 2021’de %8,9 artmıştır. Tüketici Güven Endeksi, yapılan anket sonucu Eylül ayında %1,8 artarak %79,7 olmuştur. Bu rakamın 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir. 2021 Ocak-Eylül döneminde 9,8 milyar ABD Doları düzeyinde Uluslararası Doğrudan Yatırım girişi (fiili/net) gerçekleşmiştir. Bu miktar azdır ama yine de önemlidir.
İnşaat sektörüne göz attığımızda görüntü şöyle gerçekleşmiştir.
-Yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü %36,4, bina sayısı %59,5, değeri %86,3, daire sayısı %33,4 artmıştır.
-2021 yılı Ocak-Eylül döneminde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 99,2 milyon metrekare; bunun 57,2 milyon metrekaresi (%57,7) konut, 23,2 milyon metrekaresi (%23,4) konut dışı ve 18,8 milyon metrekaresi (%18,9) ise ortak kullanım alanı olmuştur.
Ülkemizdeki ekonomik durumdaki dalgalanmalardan yapı sektörü de nasibini almış ve Yapı Kullanma İzin Belgesi verilen yapıların yüzölçümü %1,3 azalmıştır. Konut istatistikleri olarak zikredeceğimiz husus; Türkiye genelinde Eylül ayında 147.143 konut satılmıştır.
Hazır beton sektörüne gelince; Türkiye genelinde her ay, 75 hazır beton üreticisi firma ile gerçekleştirilen çalışmada, üretimde; küçük de olsa bir yükselme görülmektedir. Bundan anlayacağımız pandeminin yarattığı durgunluk yavaş yavaş aşılmaktadır.
Son olarak konut stoku konusuna değinmek istiyorum. TÜİK tarafından açıklanan “Yapı Kullanma İzinleri” verilerindeki “Daire” izinleri ve “İlk Konut Satışları” baz alınarak TCMB tarafından yapılan tahminlere göre (2008 öncesi veri yokluğu nedeniyle sıfır kabul edilerek) 2021 yılı ikinci çeyrek itibariyle Türkiye’deki konut stoku 3 milyonu geçmiştir. Bu çalkantılı dönemi, fazla hırpalanmadan atlatmamız en önemli temennimdir.
Sağlıklı, sıkıntısız günler diliyorum.