Sadece Sanayide Değil, YAŞAMDA DA DÖNÜŞÜM ZAMANI (4)

Birleşmiş Milletler Gıda-Tarım Örgütü, daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi çevre, daha iyi yaşam ve kimseyi geride bırakmadan, bu üretimlerin sürdürülmesini, hedeflemektedir. İklim Değişikliği, çiftçilikte üretim faktörü kadar, depolama, üretim türleri, lojistik gibi birçok faktörü etkilemeye başlamıştır. Peki, etkilenmeyi yavaşlatmanın veya dur demenin yolları nelerdir? Üretimde ürün deseninin farklılaşmasından, üretim modellerini değiştirmeye, teknolojiyi daha yoğun kullanmadan, tedarik zincirlerini yeniden oluşturmaya kadar alınabilecek birçok önlem var.

İnsanlığın +1,5C ısınma sonrası en çok etkileneceği iki alan, su ve gıdada, özellikle gıda tarafında yapılabilecek çok iş ve çok alternatif bulunuyor.

İklim Değişikliği ile mücadelede ve değişen şartlara uyum sağlamada özellikle çiftçilerin farkındalığa uyum sağlaması kaçınılmaz oluyor. Tabii bu uyumda çeşitli uygulamalara geçilmesi, ürünlerin hem kalitesinin bozulmaması hem de verimliliğin düşmemesi gerekiyor.

Tarım ve hayvancılık üretiminin verimini artırmak için küçük üreticilerin desteklenmesi şart olmaktadır. Bunun en etkin çözüm yolunu her vesile ile önünüze sererim, küçük çiftçilerin kooperatifleşerek büyümesi, güçlenmesidir, çiftçi çocuklarının da uygulamalı tarım meslek liselerinde eğitilmesidir. Tarım ve hayvancılıkta verimli üretimin, zengin olmanın en etkin yolu bu oluşumdur, en güzel örnek te Hollanda’dır ki bizim Konya ovasından biraz büyüktür, tarım toprakları derin drenaj sistemleriyle ancak tava gelir ama tarım zengini bir ülkedir, 2023 yılı tarım ürünleri ihracat rakamı 129 milyar dolardır, bizimki 39 milyar dolar. Bu vesile hem ülkemizi yönetenlere, hem de onları eleştiren muhalefet mensuplarına sesleniyorum, aranızda bir gurup oluşturun, gidin Hollanda’yı tarım ve hayvancılıkta dünyanın en zengin ülkelerinin başına oturtan sistemi öğrenin ve de ülkemizde uygulayın, uygulatın, emin olun hiç zor değil!!!

İklim Değişikliğinin toprak yapısında oluşturduğu verim düşürücü değişimi topraktaki organik madde miktarını artırıcı bitki türlerini tarlalara ekerek hem verimliliği artırmak, hem de karbon salınımlarını azaltmakla, sağlamak mümkündür. Çiftçilere sulama, ilaçlama, gübrelemedeki uygun yöntemleri öğretecek istasyonlar kurulabilir.

İklim Değişikliği küresel bir sorun, olumsuz etkilerini yaşadığımız bir sorun, bu sorunu sadece hava sıcaklığının artmasını düşürerek çözümü basitleştiremeyiz. Sonuçta hava sıcaklığının artması ekolojik dengeyi bozarken tarımsal üretim açısından baktığımızda ciddi negatif etkiler yaratıyor ama tarımsal üretimin de devam etmesi gerekiyor. İklim Değişikliğiyle birlikte, iklim adaleti kavramı da konuşulmaya başlandı. Bu değişim yer küre üzerinde üretim alanlarının kaymasına neden oluyor, bu nedenle de göçlerin yaşanmasına, başlanıyor.

Sürdürülebilir tarım yöntemleri, gıda israfı ile mücadele, üretimde kadınların güçlendirilmesi gibi konularda yapılan çalışmalar, tarımsal üretimde verimliliğin artırılması yolunda büyük önem taşımaktadır.

İklim Değişikliği karşısında dik durabilmemiz için gerekli adımlar atılmalı, tarım alanlarımız korunmalı, orman alanlarımız korunmalı, deniz kıyılarımız korunmalıdır.

Kentlerin oluşumunda da, yeşil alanların varlığı, korunması ve zenginleştirilmesi, enerji kullanımında tasarrufun sağlanması, üretimlerde verimliliğe önem verilmesi, kentlerin ulaşım sistemlerinin yenilenebilir enerji ile işletilmesi, atık yönetimlerinin doğru ve dikkatli yapılması, geri dönüşümlü atıkların sanayi ve yerleşimlerde ayrı toplanarak tekrar kullanıma sokulması, İklim Değişikliği ile mücadele hamleleri olarak ön sıralarda yer almaktadır.

Aslında çok değerli bir ülkede yaşıyoruz, belki pek farkında değiliz. Verimli toprak ve su kaynaklarıyla, çok yağış isteyen çaydan, çok sıcak isteyen narenciye ve muza kadar tüm tarım ürünlerinin yetiştirilmesine imkan veren dört mevsim iklim koşullarıyla, dağlarıyla, denizleriyle, gölleriyle doğa varlıklarına ve de çok yetenekli beyinlere sahip insanlarıyla, çok değerli bir ülkede yaşıyoruz. Bu değerlerimizin farkına varalım, kıymetini bilelim, gelecek nesillerimize bu varlıklarımızın kıymetini iyi anlatalım, korumalarını beyinlerine işleyelim.

Dört haftadır sizlere insanlığın yüz yüze geldiği İklim Değişikliği ile ilgili değerlendirmelerini aktardığım Bilim İnsanları: Prof.Dr. Itır Erhart, Prof.Dr. Hasan Nüzhet Dalfes, Prof.Dr. Levent Korkmaz, Aykut Aydoğan, Prof.Dr. Dursun Yıldız.