Yaz mevsiminde ve özellikle bu yıl yağışsız geçen uzun sürede, orman yangınları canımızı daha çok yakıyor. Konuya geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum.
Öncelikle; halkın bilinçlenmesi için çeşitli eğitimler ve kampanyalar gerçekleştirmek gibi sorumluluklarda daha hassas ve güçlü bir koordinasyonla var olmak gerekiyor. Özellikle yaz aylarında yangın çıkma ihtimalinin yüksek olduğu Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizdeki belediyeler vakit kaybetmeden bu konuya eğilip kurumsal kapasitelerini artırmak zorunluluğundadır.
Unutulmamalıdır ki orman yangınları siyaset üstü bir sorundur ve ormanlar tüm millete ait olan bir varlıktır. Bu nedenle tüm kurumlar milletin çıkarlarını öncelikli tutmalı ve iş birliği içinde hareket etmelidir.
Orman yangınlarıyla mücadelede bir diğer hassas konu ise yanlış bilgilendirmelere karşı tetikte olma durumu. Ne yazık ki yangınlarla ilgili süreçte bazı çevreler tarafından yayılan dezenformasyon, kamuoyunu yanıltabiliyor ve yangınla mücadeledeki bilgi akışını sekteye uğratabiliyor. Özellikle yangın söndürme araçlarının yetersiz olduğu ya da yangınlara müdahale edilmediği yönünde gerçek dışı iddialar ortaya atılıyor. Devlet tüm imkanlarıyla “Yeşil Vatan”ın müdafaası için büyük bir özveri gösteriyor. Teknolojik ve lojistik kapasitemiz her geçen yıl artarken bu konudaki toplumsal bilincimizi de aynı oranda yükseltmeliyiz. Unutmamalıyız ki orman yangınlarının %90'ı insan kaynaklı olmaktadır. Bir anız ateşi, bir izmarit, ormanlık alana atılmış bir cam şişe, yakılmış ama ayrılırken yeterince söndürülmemiş bir piknik ateşi; büyük felaketlere neden olabiliyor. ABD'de aylarca süren orman yangınları buna somut örnektir.
Ormanları korumak sadece bugünü değil geleceği de güvence altına almaktır. Ormanlar bize miras, kıymetli birer emanettir. Yeşil Vatan’ı gelecek nesillere aktarmak için 86 milyon olarak hepimiz aynı derecede sorumluyuz. Öncelikle birey olarak ilk adımı kendimiz atarak duyarlılığımızı yaptıklarımızla topluma yansıtmalıyız.
Bu konu sadece yangınların artış gösterdiği yaz aylarında değil, yılın tümünde gündemimizde olmalıdır. Evde, okulda, iş yerinde, sokakta, çarşıda, ibadethanede, spor tesisinde ve nerede insan var ise orada gündemde olmalı, bu bilinç diri ve güçlü kılınmalıdır.
Orman yangınları; milli bir dayanışma ve kenetlenme konusudur. Ülkemizin, dünyanın buna çok ihtiyacı var.