Öğrencilerin staj yapması tam bir eziyete dönüşmüş

Hükümet kontrolünde, bir devlet dairesi olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yaptığı “Hane halkı işgücü araştırması” ile, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayı­sını 2022 yılı Nisan ayında 3 milyon 853 bin kişi olarak be­lirlemiş. Böylece işsizlik oranı da %11,3 olmuş.

Devletin resmi rakamları böyle diyor ama, gerçek işsiz sa­yısı bunun üstünde.

Konuya işsizlikten girmekteki amacım mezun olup iş bek­leyenlerin yanı sıra, bir de mezun olabilmek için “staj” yap­mak zorunluluğu olan on binlerce gencin içinde bulunduğu duruma değinmektir.

Hani, yazdıklarımızı beğenmeyip, sosyal medyada bize “Halkın sorunlarını yazın” diyerek eleştiri getirenlere cevap olsun.

Diyebilirsiniz ki, önce mezunlar iş bulsun sonra mezun olabilmek için staj yapma zorunluluğu olanlara bakarız. İşte öyle olmuyor ve bu gençlere de bakamıyoruz.

Sosyal çevreme baktığımda gördüğüm tablodan binlerce gencin iş bulamadığını görüyorum. Benim gibi sıradan bi­rine gelen CV’lere bakarak, daha etkili ve de yetkili makam­lara binlerce CV geldiğini tahmin ediyorum. Eş dost vasıtasıyla bizden iş konusunda yardımcı olmamı isteyenleri gayet anlayışla karşılıyor ve elimden geleni de yapmaya çalı­şıyorum.

Son zamanlarda iş talebinin yanı sıra staj yapmak isteyen­lerden de birçok istek alır oldum. Bu artış neden acaba?

Staj, herhangi bir okul­dan mezun olmak üzere olan bir öğrencinin eği­tim gördüğü branşa uygun bir iş yerinde kısa dönem bilgi ve deneyi­mini arttırması demektir. Birilerine göre formalite­den ibaret gibi görünen bu uygulamanın bir fay­dası var mı, yok mu doğ­rusu tartışmaya değer.

Hatta öyle ki, hiç iş yerine uğramadan staj defterini çalış­mış gibi doldurarak altına imza atıldığına çok şahit oldum.

Bu durum birçok işverenin de hesabına geliyor ve öğren­ciyi buna teşvik ediyor.

Her ne kadar bazı okullar, öğretmenleri aracılığıyla iş yer­lerinde denetim yapsa da “Öğrenci bugün hasta veya izinli” cevabını alıp eli boş geri dönmektedir.

Staj konusunun yasalardaki yeri bellidir ama gerçekte ise durum çok farklıdır.

Birçok iş yeri stajyer öğrenci çalıştırmak işini çok da be­nimsemiyor. Her ne kadar sigortasını okulları yapsa da maa­şının üçte birini vermekten kaçınıyor, ortada kalabalık etmesin mantığıyla bu işe karşı çıkıp, gelen torpilli olmazsa reddediliyor.

Doğrusu öğrencinin işe geliş ve gidişte servislerden yarar­lanması, yemekhane kullanması işverenin hesabına gelmi­yor. Aslında staj gerçek anlamda yapılırsa tabii ki öğrenci bunun faydasını görür. Birkaç hafta da olsa, bilgi ve biriki­mini artırmak için bir fırsat olan staj dönemi tıpkı nişanlılık gibidir. Bu dönemde işyeri ile tanışma, işi sevme ve kendini ispat etme fırsatı gösteren stajyer öğrencilere okulunu bitir­dikten sonra, işyeriyle uzun süreli çalışma (evlilik) fırsatı do­ğabilir.

Staj konusuna Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu ne kadar önem veriyor, doğrusu bunu çok da bilmi­yoruz. Okullar, staj yapmadan diploma vermem diyerek tav­rını baştan ortaya koyuyor.

Öğrenci okulu bitirmiş ama staj yapmak için yer bulama­dığı için zaman kaybedip maddi ve manevi çöküntüye uğ­ruyor. Staj başvurularında bölüm ve ikametgah uygun olmadığı için olumsuz cevaplar alınıyor. Bazen de öğrenci­nin programı iş yerinin verdiği tarihle uyuşmuyor ve olan öğrenciye oluyor, çaresiz ortada kalıyor.

Bu gibi durumların önüne geçmek devlet kurumlarının asli görevlerinden olmalı.

Öğrenciye “zorunlu” olan staj, işverene de zorunlu olup, yaptırım uygulanmalıdır.

Devlet, staj gereklidir diyorsa, bu iş için MEB’de ve YÖK’te birer birim kurmalıdır.

Kurulacak bu birimler, staj yapacak olan öğrenci sayısını, niteliğini belirleyip tüm işverenlerle (Kamu genel müdürlük­leri ve TOBB gibi kuruluşlarla) işbirliğini hayata geçirip, bin­lerce öğrenci ve veliyi bunca dert arasında kapı kapı dolanıp staj yeri arama derdinden kurtarmalıdır. Veya devlet bir araş­tırma yaparak, stajın pratikte fayda veya zararlarını belirleme yoluna gidip, şayet bir işe yaramıyorsa radikal bir kararla bu işi kaldırmalıdır.

Belki de yarım asırdan eski kanunlardan birinde yazılı olan bu gerekliliğe artık kim bilir hiçbir gerek kalmamış da olabi­lir. Elbette, görüp, yaşayıp ve uygulayarak yapılan eğitim en faydalı olan yoldur.

Uçak başına gitmeden havacılık eğitimi ve stajı yaptığını sananlar aldanırlar.

Ama, işin özüne, aslına ve ruhuna uygun olması şartıyla. Ayrıca zaman olarak da mantıklı bir süreye de yayılmalıdır.

Yoksa, iş olsun, adet yerini bulsun ve de dostlar stajda gör­sün misali yapılmakta olan zoraki ve zorunlu bu tür stajlar hiç bir işe yaramayan zaman kayıplarıdır.

Mutlu yarınlar Türkiyem.