Geçen hafta NOSAB ve NİLSİAD olarak İstanbul’da bulunan MEXT’i ziyaret ettik.
MEXT ne demek derseniz, MESS’in (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) katkıları ile oluşturulmuş bir teknoloji merkezi.
Öyle bir merkez ki dünyada kullanılan en son teknolojilerin üretim sahasında uygulanıldığı bir fabrika.
Fabrika aslında bir şey üretmiyor, tabii ki, ama istenilirse o merkezde gösteri olarak tasarlanan ürün üretilebilir konumda.
Fakat MEXT aynı zamanda da durmadan çalışan bir fuar merkezi.
Üstelik 365 gün hizmet veriyor, hem de dünyanın 7 teknolojik merkezi ile de iletişim halinde ve dijital olarak çıkan en son teknolojiyi mevcut sistemine entegre ediyor.
Burada sergilenen olay ise dijital fabrika, olgunluk değerlendirme, ekosistem ve yetkinlik geliştirme.
Yani Türkiye’nin 5G teknolojisi ile desteklenen ilk üretim fabrikası ve bu konuda yetişmiş iş geliştirme uzmanları ile firmalara iş birliği kapılarını açarak Türkiye’nin geleceğine ışık tutma misyonunu da üstlenmiş hedeflere sahipler.
MEXT’in dört ana kategoride amacı ve uygulanan hedefleri var.
Bunlar ise;
1) Dünyada ve Türkiye’de 20’den fazla ilk uygulama ve teknoloji yani dijital fabrika,
2) Dünyanın en büyük sanayi dijital dönüşüm çalışması yani dijital olgunluk değerlendirme,
3) Sanayide en kapsamlı dijital dönüşüm müfredatı yani yenilik gelişim programları,
4) Dünyanın en başarılı teknoloji ve çözüm ortakları yani ekosistem.
Son olarak MEXT merkezinin girişinden tutunuz da toplantı salonundaki en son bilgilendirme ve iş birliği olanaklarının o güzel anlatımı ile noktalanmasına kadar fabrikanın her noktasında teknolojinin en son gelişimi uygulanmış ve tüm bu uygulamalarda gün ışığının verimliliği, ses düzeni, makinaların birbiri ile olan entegrasyonu, çevreci ve karbon ayak izi bırakmaksızın hesap edilmiş.
Bütün bunların yanında bir de sanal demir çelik fabrika hattı merkezi oluşturmuşlar ve görsel olarak fabrikayı pano ve kumandalar ile yönetebiliyorlar. Eminim gezince siz de bana hak vereceksiniz, temennim ise içeride kullanılan cihaz, ekipman ve teknolojilerin ülkemizde üretilmesi.
Henüz % 3 civarında uygulanan yerli teknolojinin en azından %10’lara,40’lara 80’lere çıkması ama bir yerden başlanmadan bu işler ilerlemiyor.
Başlamak başarmak demektir bu anlamda yapılanları büyük bir saygı ile karşıladığımı tekrar belirtmek isterim.
Teknik olmayan izlenimlerimi sizlere anlatmaya çalıştım, sizlerin de en kısa zamanda randevu sistemi ile gezip görmeniz dileklerimle.
EMEĞİ GEÇEN VE DÜŞÜNENLERE SONSUZ TEŞEKKÜRLER.
Saygılarımla.