Mahkemenin anonim şirketin feshine karar vermesi

Mahkemenin anonim şirketin feshine karar verebilmesi için, konunun maddi hukuk ve usul hukuku bakımından ayrı ayrı incelenmesini gerekli kılmaktadır.                                                            a) Maddi hukuk bakımından                                                                                                       Azınlık pay sahiplerinin istemi üzerine, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, haklı sebeplerin varlığı söz konusu ise, şirketin feshine karar verilebilir (TTK m.531/1).                                                                                        Anonim şirketlerde haklı sebeple feshe, şirket ilişkisine devam etmenin azınlık açısından çekilemez hale geldiği durumlarda karar verilebilir. Zira bu durumda şirket ilişkisine devam etmek artık kendisi açısından çekilemez hale gelen bir pay sahibinden bu ilişkiye devam etmesini beklemek dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil eder. Ancak azınlık pay sahipleri açısından şirket ilişkisine devam etmenin imkansız hale gelmesi her zaman şirketin feshedilmesini haklı göstermez. Anonim şirkette azınlık dışında da çeşitli menfaat sahipleri vardır. Bu nedenle fesih müessesesinden önce, daha hafif sonuçları olan ortaklıktan çıkarma müessesesine de yer verilmiştir.                                                                                                Mahkeme fesih ve çıkarma kararı arasında tercih yaparken bazı hususları göz önünde bulundurmak zorundadır. Mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verebilmesi için ekonomik ve sosyal açıdan şirketin devamında fayda görmesi gerekir. Bu nedenle öncelikli olarak şirketin devamında ekonomik ve sosyal bir yarar bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Eğer şirketin devamında bir fayda görülmüyorsa daha doğrusu çoğunluğun gücünün kötüye kullanılması neticesinde şirket ilişkisinin devamını sağlayan unsurlar ortadan kalkmışsa, mahkeme tarafından nasıl bir çözüm getirilirse getirilsin çoğunluk gücünün kötüye kullanılmasının önüne geçilemeyecekse, artık davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması yerine şirketin feshine karar verilmesi, oluşacak değer kaybına rağmen kaçınılmaz olacaktır. Yine ortaklıktan çıkarma kararı sadece azınlık açısından menfaat ihtilafını ortadan kaldıracaksa, yani şirketin devam etmesi diğer menfaat sahiplerinin zarar görmesine sebep olacak nitelikte ise pay sahipliğinden çıkarma kararı yerine şirketin feshine karar verilmelidir.                                                                                Çoğunluğun azınlığın ortaklıktan çıkarılacağı beklentisiyle azınlığı haklı sebeple fesih davası açma konusunda tazyik ettiği durumlarda da ortaklıktan çıkarma yerine şirketin feshine karar verilmesi daha isabetli bir çözüm olur.[1]                                                                                            TTK m.531’ e göre mahkeme öncelikle azınlık tarafından ileri sürülen gerekçelerin haklı sebep teşkil edip etmediğini inceleyecek, sebeplerin haklı olduğu sonucuna varırsa şirketin feshinin mi yoksa devamının mı ekonomik ve sosyal açıdan daha doğru olacağına karar verecektir. Mahkeme azınlık tarafından ileri sürülen sebepleri, şirketin feshi açısından yeterli görürse ve şirketin devamı konusunda ekonomik ve sosyal açıdan bir fayda görmezse şirketin feshine karar verecektir.[2] Buna karşılık, mahkeme, davada fesih sebeplerinin haklı olduğu sonucuna varsa bile, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir (TTK› nın 531/1).                   6762 sayılı TTK’nunda anonim şirketler bakımından haklı nedenlerle anonim şirketin feshine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamakta idi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesi hükmü ile anonim şirketler bakımından haklı sebeplerle şirketin feshine olanak tanınmıştır. Bu durumda, mülga TTK yürürlükte iken kuruluşu yapılan bir anonim şirket için, 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesi hükmü uyarınca, haklı nedenlerle feshinin istenip istenemeyeceği duraksama konusudur.                                                                                                                    b) Usul hukuku bakımından                                                                                                            Haklı sebeple anonim şirketin feshi davasını açma hakkı, esas sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahiplerine yani, azınlık hakkı pay sahiplerine tanınmıştır. Ancak, TTK’ nun 531 (1) madde fıkrasında öngörülen, dava açmak için aranan temsil edilen pay sahipleri asgari nisap tutarına ilişkin hüküm emredici nitelikte olmadığı için, şirket esas sözleşmesiyle daha az bir sayı da kabul edilebilir. Ancak, bu maddenin düzenlenmesi amaçlarından biri azınlığı koruma olduğundan, söz konusu hükümde aranan temsil edilen pay sahipleri asgari nisap tutarının artırılması mümkün değildir.                                                                                                                                                Haklı sebeple anonim şirketin feshi davasında, davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Bunlardan davacı, şirket esas sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, davalı taraf ise anonim şirket tüzel kişiliğidir.                                              Davacı tarafta, şirkette pay sahibi olan bir ya da birden fazla kimse bulunabilir. Bu anlamda haklı sebeple şirketin feshi davası, iki taraf sistemine göre kurulmuştur.                                                              Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshi davasını açabilirler (TTK m.531/1).                                                                                          Ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkemenin görevine giren haklı sebeple şirketin feshi davasında, asliye hukuk mahkemesinde bakılır (TTK m.5/1). Bu durumda, haklı sebeple şirketin feshi davasının asliye hukuk mahkemesine, asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla açılması gerekmemektedir. Bu dava, asliye hukuk mahkemesine açılmış olsa da, davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi davaya bakmakla görevli olup, görevsizlik (gönderme) kararı veremez (TTK m.5/4).   Asliye ticaret mahkemesi olan yerlerde, asliye hukuk mahkemesinin görevinde olan haklı sebeple şirketin feshi davaları, o yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından görülür (TTK m.5/2). Anonim şirketin yerleşim yeri, esas sözleşmesinde aksine hüküm yoksa, işlerinin ya da işlemlerinin yönetildiği yerdir (TMK m.51). Buna göre, anonim şirkete karşı açılacak haklı sebeple şirketin feshi davasında, şirketin merkezinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir (Özel ve kesin yetkili mahkeme) (TTK m.531/1). Bu özel yetki kuralı, istisnai olarak kamu düzenine ilişkindir. Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.


[1]Çelik, A.: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı›na Göre Anonim Şirketlerin Haklı Sebeple feshi, BATİDER, Aralık 2009, C.XXV, S.4, s.582 - 583

[2]Morse, G.: Charlesworth’s Company Law, 17th Edition, London 2005, s.353 (Çelik, agm., s.585 - 586 Naklen)