KİM VERECEK SARI ÖKÜZE OTU?

Okul hayatı, eğitim, eğitim biçimi… İnsan denilen canlının en büyük sorunsallarından biri. Nasıl bir eğitim sistemi daha iyi bir toplum yaratır? Topluma refah, huzur, mutluluk getiren model hangisidir? Kendimi bildim bileli bu tartışmalar hiç bitmez. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla yapılan paylaşımlara bakıyorum da hiç ortamız yok. O kadar çok fikrimiz var; ama bilgiyi ara ki bulasın.

İlkokuldan, üniversiteye kadar en yakın akrabalarımdan bile çokça duyduğum bir söz var:

“Okuyup da ne olacaksın?”

Bugün hâlâ bu sorunun ortalıkta dolandığını görüyorum.  

Peki, biz hangi “okumaktan” bahsediyoruz?

“Bu kadar ağır bir matematik hayatta lazım mı?”

“Kardeşim! Başka kıtadaki dağdan bize ne?”

“Sanat tarihi de neymiş, bize ne lazım?”

“Şiir okuyup da şair mi olacaksın?”

“Bize ne Afrika’daki adamın ne yaptığından?”

Gerçekten bu mu?

Eğitimi sadece meslek edinmek için bir araç olarak görmek, insanı eksik bırakmaz mı? 

Matematik dersinde problem çözmeyi öğrenen insanın, sosyal hayatta karşılaştığı sorunları daha rahat çözebileceğini kime nasıl anlatırız?

Karnak Tapınağı’nı öğrenen bir öğrenci, yaş aldıkça kendi kültürel miraslarına başka gözle bakmaz mı, ona sahip çıkmaz mı?

Artık günümüz dünyası eğitimsizliği ve onun getirdiği şapşallığı kaldırmaz.

Eğer çocuğa okulda sağlam bir tarih, doğru dürüst matematik, fen ve fizik dersi vermezsen; merak eden, okuyan, sorgulayan nesiller yetirmezsen aklı hür olmaz, vicdanı hür olmaz ve kolayca sömürülür durur.

En önemlisi, eğitim sisteminden geçen bireylerin toplumsal bilinci yüksek, aynı yöne bakan, ortak bir anlayış geliştirebilen bireyler olması gerekir.  Öyle olmazsa dindar benim penceremden baksın, seküler benim penceremden görsün ister. Öyle bakmayan da diğerine “vatan haini” der durur.

Burada durup düşünmek gerekiyor. Bizim imanlı insanımızın düştüğü ya da düşürüldüğü en büyük tuzak, akılcılığın dinsizlik olarak gösterilmesi.

Geçenlerde bir video izledim, içim sızladı. Zat-ı muhterem şöyle diyordu:

“Kuran’ın bazı ayetleri var, bunu okuyup anlarsak sorgularız. Bu anlamda cahillik iyi bir şeydir. Allah muhafaza imanımızdan oluruz.”

Oysa bizzat Kuran’da kendisinde Cenab-ı Hak, “Biz size Kuran’ı okuyup anlayasınız diye gönderdik.” demiyor mu?

Tarihe baktığımızda, yıkılan tüm devletlerimizin çöküş nedenleri neredeyse tıpatıp aynı:

ÇAĞA AYAK UYDURAMAMAK, DİĞER ÜLKELERE GÖRE TEKNOLOJİYE UYUM SAĞLAYAMAMAK.

Şöyle bir bakıyorum da onuncu asırdaki İbn-i Sina bile bugünün bazı dindarlarından daha çağdaş. Mübarek, domuz kadavrasını gece gizlice açar, inceler “İnsanlara nasıl şifa dağıtırım?” diye uğraşırmış. İşte bu gayreti, modern cerrahinin temellerini atmıştır. Şimdi sorsan, günah diye dokunmak istemeyen bir sürü insan çıkar.

Yüzler nurlu, eller pamuk gibi…

Olsun olsun da…

Tornavidayı kim tutacak? Aleti edevatı kim yapacak?

Peki, kim verecek sarı öküze otu?

Kim mi?

“AKILLA EĞİTİLEN.”