Sektörel Haberler

Kıdemli fasonculuktan kurtulalım

Kıdemli fasonculuktan kurtulalım

"Tekstil işletmeleri en az girdi ile en fazla katma değeri üretme, moda, marka, teknik-akıllı tekstil gibi alanlara
yönelmeli, eski rahat günlerini unutup, değişim ve dönüşüm ile kıdemli fasoncu olma tuzağından kurtulmalı.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesinin çiçeği burnunda Başkanı Hasan Çepni, tarih, kültür, doğa ve termal turizm ile öne çıkmaya çalışan Bursa için bu konularda herkesin el ele verip ortak politikalar, projeler üretmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye ve Bursa ekonomisinin lokomotif sektörleri olan otomotiv, makine ve tekstil üzerine de çeşitli değerlendirmelerde bulunan Çepni, Türkiyenin dünya otomotiv üretiminde 15. sırada, Avrupa otobüs üretiminde ise 1. sırada olduğunun altını çizdi.
OTOMOTİVDE VERGİ ORANI İNDİRİLMELİ
Çepni, "Dünya ortalamasında 1000 kişiye 144 araç düşüyor. Bu sayı bizde 138, komşumuz Bulgaristanda 361, Almanyada ise 600. Sektörde uygulanan vergiler Avrupa Birliği seviyesinde olmalı, mevcut durumda araç satın alırken ödenen vergiler Avrupa ülkelerine göre çok yüksek. Bu fark AB müzakerelerinde gündeme gelecek. Dolayısıyla otomotiv üzerindeki vergi oranı şimdiden kademeli olarak azaltılmalı. İndirim, yeni araç satışını teşvik edecek, devletin vergi geliri ve üretim artacak, sonuçta istihdamda artış sağlanacak dedi.
MAKİNE SANAYİ TIKIR TIKIR İŞLESİN
Bursanın makine sanayinde de hak ettiği yere geleceğine inandığını söyleyen Çepni, Bursanın marka kent projesinin bir ayağının da hiç şüphesiz makine sanayi olacağını vurguladı.
Çepni, "Bursalı makine üreticileri gerekli destek ve tedbirlerle Bursada dünyanın makinesini üretebileceğini herkese gösterecek diye konuştu.
TÜRK TEKSTİLİ...
Türkiyenin dünya tekstil ihracatında yüzde 3.5, hazır giyim ihracatındaki ise yüzde 4lük pay ile hazır giyimde 4., tekstilde ise 8. büyük ihracata sahip olduğuna dikkat çeken Hasan Çepni, dünya hazır giyim sektöründe global ticareti, gelişmiş ülkelerin ithalatının belirlediğini söyledi.
Çepni şöyle devam etti:
"Genel tüketim eğilimlerine bakıldığında gelişmiş pazarlarda üretim daralması ve tüketim genişlemesi görülüyor. Dünya hazır giyim ihracatının 160 milyar dolar artarak 2015 yılında 470 milyar dolar olması bekleniyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü, tarımdan sonra en büyük istihdama sahip (yaklaşık 3 milyon) sanayi dalı. Toplam ihracat gelirimizin beşte birini bu sektörden sağlıyoruz. Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde; Gayri Safi Yurt İçi Hasıla, imalat sanayi üretimindeki payı, ihracat, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam yatırım hacmi, dışa açıklık ve makro ekonomik büyüklük açısından Türkiyenin lokomotif sektörü konumunda... Bu nedenle tekstil ve hazır giyim sektörünü görmezden gelme ya da bir kenara bırakma lüksümüz yok. Burada hepimize düşen ayrı ayrı görevler var. Tekstil işletmeleri en az girdi ile en fazla katma değeri üretme, moda, marka, tasarım, teknik tekstil, akıllı tekstil gibi alanlara yönelmeli, kısacası eski rahat günlerini unutup değişim ve dönüşüm stratejisi uygulamak suretiyle kıdemli fasoncu olma tuzağından kurtulmalı. İşletmelerin bunu tek başına yapması mümkün değil. Başta sanayi-üniversite işbirliğini tesis etmemiz gerekiyor. Ticaret ve sanayi odaları, meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları; ortak yatırım yapma, ortak bilgi bankası kurma, aynı dağıtım kanallarını kullanma, ortak Ar-Ge, Ür-Ge çalışmaları yapma, ortak satın alma ve satış yetkisi verme şeklinde işbirlikleri yapmalı ve sinerji oluşturmalı. Kamunun görevi sektörün ya da işletmelerin özel sorunlarını çözmek değil, yatırım ortamının ve rekabet koşullarının iyileştirilmesini sağlamaktır. En acil olan konu, KOBİler için kredi imkanlarının genişletilmesi ve vergi yükünün hafifletilmesi. Dahilde işleme rejimi ile ilgili olumsuzlukların giderilmesini de istiyoruz. Haksız rekabete yol açan ithalatın daha sıkı denetlenmesini, iplikte uygulanan antidamping sonuçlarının, istihdam artışı mı yoksa fiyat artışı mı olduğunun araştırılmasını istiyoruz. Kamu ithalatının serbest olmasından dolayı üreticilerin ne kadar zorda olduğunun, kırılan tekstil makinalarının ve komşu ülkelere satılmak zorunda kalan makine sayısının da araştırılmasını istiyoruz. Eximbank imkan ve kaynaklarının genişletilmesini bekliyoruz. Yüzyılın krizinden yorgun düşmüş sanayi ve ticaret erbabının 2008 ve 2009 yıllarına ait SSK ve vergi borçlarının yapılandırılmasını kısaca, vergi barışına ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Öte yandan Bursada dağınık olan küçük ve orta ölçekli sanayi grubunun, ihmal edilmeden rehabilite edilmesi gerekiyor. Sivil toplum örgütlerine, ticaret ve sanayi odalarına, esnaf derneklerine de büyük görevler düşüyor. Sivil toplum örgütleri kamu ile işbirliği içinde vizyon geliştirmek ve uygulanabilir projeler üretmek zorunda. Bu noktada Bursanın sanayi envanterinin tamamlanması gerekiyor. Sektörel değerlendirmeler ve iyileştirmeler için projeler geliştirilmeli. Aksi halde sivil toplum kuruluşları, odalar bürokratik bir yapıya dönüşmekten kurtulamayacak.

Sayı: 718 - Sayı'nın Kapağı