İsrafın ne kadar farkındayız? (1)

29 Eylül Küresel Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü nedeniyle BUSİAD Evi’nde düzenlenen panelde gıda israfının tüm boyutları konuşuldu. BUSİAD ile Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin birlikte düzenledikleri ‘’Gıda İsrafının Ne Kadar Farkındayız?’’ konulu panelin açılış konuşmasını yapan, BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar Duman, “BUSİAD artık tüketim ekonomisinin değil, döngüsel ekonominin inşa edildiğinin farkında, yakın gelecekte dünyamızın gittiği olumsuz yolu değiştirmek için bir yandan üretime yönelik paradigmamızı değiştirirken, diğer yandan tüketim için de aynı şeyi yapmamız gerektiğinin farkındayız. Döngüsel üretim ve ihtiyaç kadar tüket, bunların en bilinenleri. Gıda israfını da bundan ayrı düşünmek mümkün değil. Toplam israfın %61’i evsel, %26’ı hizmet, %13’ü de perakende yaşanıyor. Biz iş insanları perakende ve hizmet sektöründeki israfın önüne geçmek için özel bir çaba göstermemiz gereğinin farkındayız. Ancak tüketici tercihlerinin değişmesini sağlamak hepimizin görevi. Özgürlüklerin salt istediğini yapmak olmadığının, ancak sorumluluklarla birlikte var olabileceğini anladığımız an dünyamızı da, dünyamızın kaynaklarını da kurtarırız” dedi.

Paneli, Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı ve BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Gurubu Başkanı Serkan Durmuş yönetti. Konuşmacılar, Bursa Tarım ve Orman İl Müdürü Hamit Aygül, BESAŞ Genel Müdürü Hakkı Gülşen ve Uludağ Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Prof. Dr. Şule Turhan idi.

Hamit Aygül konuşmasında, “Sofraya gelene kadar oluşan gıda kaybı ve sofrada da israf var. Sebze ve meyvelerin 1/3’ü sofraya gelmeden yok oluyor, evlerde ise gıdanın %61’i israf ediliyor. Aslında ülke genelinde gıda tüketimimize baktığımızda, gelir düzeyimize bağlı olmadan, gıda israfı yaygın olarak süregelmektedir. Evlerden, kurum mutfaklarından, pazarlardan, lokantalardan çöpe atılan gıdalar bu israfın iskeletini oluşturmaktadır.

Sadece ekmek tüketimimize bakacak olursak, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yaptırılan bir araştırma sonucunda, ülkemizde günde 25.300 ton, yılda 9,3 milyon ton ekmek üretilmekte olduğu görülmüştür. Bu miktar 250 gr ekmek baz alınarak adede dönüştürülürse, üretilen ekmek miktarı günlük 101 milyon, yıllık 37milyar adede karşılık gelmektedir. Üretilen bu miktar ekmeğin bir bölümü evlerde, bir bölümü de fırınlarda satılmadan israf edilmektedir. Tüketiciye ulaşmadan fırınlardan atılan ekmek 3 milyon adedi bulmaktadır.

Ülkemizde 1 yılda çöpe atılan 2,1 milyar adet ekmeğin parasal değeri 15 milyar TL. Bu parayla 80 hastane, 500 okul inşa edilebilir” dedi.

Hamit Aygül’ü dinlerken 2 anım canlandı gözlerimin önünde, ilki ortaokul birinci sınıfı yatılı okuduğum Bursa Erkek Lisesi’nde, kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri esnasında, zaman zaman okul Müdürümüz Rıfat Tokgöz’ün masalarımızı dolaşması, tabaklarımızdaki yiyecekleri bitirmemizi kontrol ettiğiydi. İşte bu kontrol mekanizması tüm yaşamımı düzenledi ve yaşantım boyunca daima sofradan tabağımdaki yemeğin tamamını bitirerek kalkmamı sağladı.

İkinci anım da bir ABD seyahatimde, bir iş adamıyla yemekten bir görüntüydü, tabaklarımızda büyük birer biftek vardı, ben zevkle bitirmiştim, ama o yarısını yiyebildi, garsonu çağırdı, köpeği için paket yapmasını, istedi ve bana döndü, ‘’Ben bunu köpeğime yedirir miyim, kendim yiyeceğim evde.’’ dedi.

İşte israfın böyle farkında olmalıyız…