İşçi ve emekçilere selam olsun

Dünyada geçmişi 1800’lü yıllara kadar giden, ülkemizde de ilk olarak 1912’de kutlanıp ilk 1923 yılında resmiyetini kazanan İşçi ve Emekçi bayramı o günden bugüne kutlanmaktadır. Siyasilerin bu anlamlı gününü kullanmaları ve geçmişte farklı dernekler, örgütlerin kurulmasıyla beraber işçi ve emekçi bayramı ve kutlamaları politize olmuş ve zaman zaman askıya alınmıştır. Günümüzde bile hala iş ve emek sadece sol görüşe aitmiş gibi değerlendirilmeye devam etmektedir. Ayrıca; sadece mavi yaka bu kapsamda anılmaktadır, bence tüm çalışanlar bu kapsama girmektedir. Hatta patron bile ülkesinin emekçisidir. Bence emeğin siyaseti olmaz ve işçiler kendilerini inançta yaptıkları gibi siyasilere kullandırmamalıdırlar. Siyasetçilerde inanç ve emeğe saygı duyup, sadece onların ihtiyaçları için gereğini yapıp saygı duymalılar. “Ey benim işçim, emekçim, Ey Müslüman din kardeşim” naraları ve sloganları bence son bulmalı. Yapılması gereken; işçinin çalışma ve yaşam koşullarını insani ve ahlaki seviyeye çıkarmak olmalı. 
Bu işsizlik oranlarıyla ve ilkel politikalarla yakında bayramı kutlayacak işçi de kalmayacak. 
İşin ve emeğin; 
- Dini,
- Partisi,
- Biat’ı,
- Sahtesi,
- Ülkesi OLMAZ.
- Alın teri,
- Kiri, pisi,
- Gücü,
- Hakkı OLUR.
“Yediğini ekip biçmeyen, giydiğini dikmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur.”  Bu itibarla; bizi bu mahkumiyetten kurtaracak, ülkenin refahı, saygın ve güçlü geleceği İŞÇİLER ve EMEKÇİLER’dir.
O zaman ülkeleri ve şirketleri yönetenlere düşen; işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm çalışanların ve halkın yaşam kalitesini iyileştirmek olmalıdır. İşçilerin payına düşenleri de başka bir yazıda yorumlarım.
Baharla beraber gelen İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun, Yaşasın 1 Mayıs…
Saygılar.