İnşaat sektörü 2020 analizi
Resmi verilerin 2 aydan sonra açıklanması; yasal bir zorunluluk olduğundan, sizlere bu sektördeki analizi biraz gecikerek sunabiliyorum. Sektör analizini üç ana başlıkta ele alalım: 1-Çimento sektörü, 2-Genel Ekonomik Durum, 3-İnşaat Sektörü Bu yazımızda Çimento sektörünün2020 yılını resmi rakamlarla irdeleyeceğim.
Sektör analizini üç ana başlıkta ele alalım:
1-Çimento sektörü, 2-Genel Ekonomik Durum,
3-İnşaat Sektörü
Bu yazımızda Çimento sektörünün2020 yılını resmi rakamlarla irdeleyeceğim. Bildiğiniz gibi; Çimento ve bağlı olarak Beton, yaşantımızın önemli bir unsuru. Ülkemiz henüz inşaatla ilgili yatırımlarını tamamlamamıştır. Daha alınması gereken epey yol var. Bu nedenle Çimento Fabrikası yatırımları geçtiğimiz yıl da sürmüştür. Bunların bazıları yeni yatırımlar, bazıları kapasite arttırma, bazıları da modernizasyon şeklinde olmuştur.
Şunu kesinlikle belirtmek istiyorum. Bütün Çimento Fabrikaları, yasa ve yönetmeliklerin koyduğu sınırları aşmayacak şekilde yatırımlarını yapmışlardır. Yeni yapılanlar ise zaten çağdaş normlara uygun şekilde kurulmaktadır. AB normları birebir yerine getirilmektedir.
Bu yatırımlardaki modernizasyon; sadece çevre kurallarına uymakla kalmıyor, aynı zamanda daha ekonomik bir ürün elde etme imkanı da sağlıyor.
2020 yılında çimento üretimi yıllık bazda: %26,92 oranında artarak 72.299.054 tona ulaşmıştır. Bu çimentonun %22,5’i olan 16.245.597 tonu ihraç edilmiştir. Ayrıca yarı mamul olan Klinker’deki ihracat da %16,77 artarak 13.555.020 tona ulaşmıştır. Ülkemiz çimento firmalarının özellikle Afrika’da satın aldıkları ve yeni kurdukları Öğütme Tesisleri; Klinker ihracatının önemli bir pay almasını sağlamıştır. Pandeminin yarattığı olumsuz koşullar nedeniyle iç talebin sınırlı kaldığı 2020 yılında sektörün ihracat yapabilme kabiliyeti, ülkemizin döviz ihtiyacına önemli bir katkı sağlamıştır.
Geçen yılın Haziran ayından itibaren bazı kısıtlamalarla yapılan açılma: inşaat sektöründe bir canlanma yaratmıştır. Bunun sonucu; tüm yıl itibariyle, Çimento iç satışında %22,55, ihracatında ise %46,14’lük bir artış sağlanmıştır. Çimento ihracatı 2015’ten itibaren yatay bir seyir izlerken 2019 yılında artmaya başlamış ve üst üste 2 yıl yüksek oranda artış kaydetmiştir. Bunun 2021 yılında da süreceği beklenmelidir. Burada temel neden; Afrika ülkelerinin kalkınma gayretleri ve ABD pazarının uygunluğudur. Klinker ve Çimento ihracatının dökme olarak gemilerle yapılması özellikle sahil şehirlerinde pazar fiyatlarıyla rekabet imkânı sağlamaktadır.
Ancak burada kârlılık konusunda durum pek iç açıcı değildir. Gerçi Amerikan Dolarındaki artış sektörün geliri açısından olumlu bir tablo yaratmıştır ama; girdilerdeki artışlar, bunun önemli bir bölümünü götürmüştür.
TÜİK verilerine göre 2011 ortalarındaki yaklaşık 70 $/ton olan Çimento ihracat fiyatı son yıllarda azalmış ve 2015 yılı sonlarında başlayan düşüş 2017 Şubat ayında 43,7 $/ton ile dip yapmıştır. Fiyatlar; sonraki aylarda bir miktar toparlanmış ve 2017 yılı sonunda 50,2 $/ton, 2018 yılında 52,7 $/ton olmuştur. 2019 yılında tekrar düşüş başlamış ve ortalama fiyatlar 43,2 $/ton’a inmiştir. 2020 yılı Ocak ayında 40,9 $/ton ile dip yapan fiyatlar Aralık ayında 42,4 $/ton seviyesine gelmiştir. Aralık ayında yapılan 1.452.161 tonluk ihracatın en yüksek miktarı; 482.607 ton ile ABD’ye olmuştur.
Bütün bu artışlara rağmen ülkemizde klinker ve çimento üretim kapasitelerinde fazlalık vardır. Bu sektörün 50 yıldır (son 5 yılda yakın izleyici durumunda) içindeyim. Biz hep kurulu kapasiteyi tam olarak kullanma üzerine üretim programları yaptık; hatta onu da aşmak hedefinde olduk. Ancak son yıllarda bazı bölgelerde aşırı iyimser öngörülerle yapılan yeni veya tevsi yatırımlar, atıl kapasite yaratmıştır. Avrupa’da kapasite kullanım oranları %60 civarındadır. Onlar; altyapı ve konut yatırımlarını önemli ölçüde tamamladıkları için bu normaldir. Ancak ülkemizin kıt kaynaklarla yaptığı çimento tesisleri yatırımları tam kapasite ile çalıştıracak şekilde planlanmalıdır. Yapılmış olanlar için söylenecek söz kalmamıştır. Ama yeni yatırımlar için daha dikkatli davranmalıdır. Ülkemiz döviz borçlusudur ve yüksek faizlerle kredi bulabilmektedir.
Umarım önümüzdeki dönemlerde inşaat sektörü olması gereken düzeye ulaşır ve talep normalleşir. Çünkü dünya üzerinde genel bir yaklaşım vardır. Çimento ve Klinker yükte ağır, pahada hafif bir üründür ve çok özel pozisyonlar hariç ihracat ürünü olarak cazip değildir.
Normal hayata tüm ülkemizde; kısa zamanda dönülmesini temenni ediyorum.