İbn-i Haldun’dan kısa ve net

İbn-i Haldun’a göre bir toplumun çöküş alametleri;

Dayanışmanın yok olması,

Üretimin zayıflaması,

Tüketim çılgınlığı,

Vergilerin artması,

Liyakatin dikkate alın­maması,

Adaletsizliğin yaygın­laşması,

Umutların kırılması,

Göçün hızlanması,

İblisane bir gurur ve kibir,

Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık,

Ve en kötüsü de her şey normalmiş gibi, bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir topluluğun olması…

Her nerede yaşanıyorsa, o topluma uyanış diliyo­rum… / ED

Yine kendisinden birkaç sözle bitire­lim;

Coğrafya kaderdir.

Adaletsizlik medeniyeti mahve­der.

Mağluplar galipleri taklit ederler.

Fazla tevazunun sonu vasat in­sandan tavsiye dinlemektir.

Zulüm, ümranın harap oluşunun ha­bercisidir.

Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz.

İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur.

Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tok­luk öldürür.

Halk yalnızca adaletle korunabilen kullardır.

Gayri memnunlar medeniyet kuramazlar.

Devletler de tıpkı in­sanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.

Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler.

İlim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir.

Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.

Bilesin ki, vücut için çok besin almaktan, açlık daha elve­rişlidir.

Kalpleri müteferrik olanların akılları birleştirilemez.

(1332 – 1406)