İlk buhar motorunun icat edilmesi ve trenlerde kullanılmasıyla tüm dünyayı raylar üzerinde dolaşabileceğimiz düşünüldü, artık her noktaya ray döşenecekti. Zaman içerisinde elektrik motorlarının devreye girmesi dahi raylar üzerinde seyahati hayal edilen noktaya ulaştıramadı. 1900 yılında Ferdinand von Zeppelin tarafından ilk uçuşu gerçekleştirilen zeplinde de benzer durum söz konusu olmuştur. Hidrojenle dolu büyük bir balonu komuta edebilen bir hava aracı olan zeplinler 20. yüzyılın ilk çeyreğinde büyük hayaller, beklentiler yaratmıştı. 1937 yılına geldiğimize ABD’de yaşanan ve Hinderburg felaketi olarak bilinen kaza sonrasında gerçeklerle yüzleşildi. 36 kişinin öldüğü kaza kameralar tarafından kaydedilmiş ve bu nedenle etkisi büyük olmuştur.
Bu felaketin unutulmaması için unvanını Hinderburg Araştırma Şirketi olarak tescilleten bir kurum bugünlerde önemli bir tartışmanın fitilini ateşledi. Hinderburg halka açık şirketleri araştırıyor ve bulgularını topluma açıklıyor. Eğer halkın kandırıldığını tespit ettiyse şirket varlıkları karşısında pozisyon alıyor. Sonuçta bundan para kazanmayı hedefliyor. Balon haline gelmiş, sürdürülebilirliği kalmamış, gerçeklikle ilgisi olmayan değerleri ortaya çıkarıyor basit bir ifadeyle.
Günümüzde sürdürülebilirlik bir ürünün üretilip, tüketiciye ulaşana kadar geçen süreçlerde kaynak kullanımının optimize edilmesini hedeflemektedir. Sudan, havadan, topraktan dengeli faydalanılmasıdır sürdürebilirlik. Sürdürebilirlik denince akla ilk yenilenebilir enerji yatırımları gelmektedir. Bu alanda dünyanın en büyük yatırımcılarında birisi Gautam Adani’dir. Dünyanın en zengin üçüncü kişisi olduğu iddia edilen bu Hintli iş adamını tanıyalım…
Adani okulu bırakmış bir tüccar olarak, siyasi bağlantılarıyla liman işletmeciliği, madencilik, medya ve yenilenebilir enerji ihale ve satın almalarıyla kısa sürede 120 milyar USD bir servete kavuşmuş bir iş insanıdır.
Aldığı ihale veya şirketler için gereken finansmanı borsada oluşan mantıksız değerlerden sağladığı bilinmektedir. Son üç yılda Adani Group hisseleri %800’ün üzerinde artmıştır.
Adani Group değeri, kısa bir süre öncesinde 200 milyar USD’nin üzerine çıkmıştır.
İşte bu noktada, geçtiğimiz günlerde Hinderburg Araştırma Şirketi yayımladığı raporla Adani’nin aslında büyük bir dolandırıcılık hikayesi olduğunu açıkladı. Bunun üzerine Adani Group’ un değeri birkaç gün içerisinde çakıldı. Adani hikayesine yatırım yapmış kurumsal ve bireysel yatırımcılar şaşkınlık içerisinde olanı biteni izliyor bugünlerde. 50 milyar USD bir anda kaybolmuş vaziyette.
Archegos, FTX ve şimdi de Adani küresel düzeyde dağıtılan bedava para ortamında hepsi bir olağanüstü başarı hikayesi, yeni bir düzen iddiasıyla milyarlarca dolarlık büyüklüğün el değiştirmesine neden olmuştur. Bunlar bilinen büyük yapılardır, duymadığımız, bilmediğimiz daha küçük ölçekte daha niceleri mevcuttur.
Dünya, sürdürülebilirlik derken bir tarafta dengeleri alt üt eden bir ekonomik iklimin elbirliğiyle devamını sağlamaya çalışmaktadır. Trendleri geriden takip eden ve çok iyi mimikleme kabiliyetine sahip toplumumuz bu rüzgardan fazlasıyla etkilenmiş durumdadır.
İnsanoğlunun gerçeklerle yüzleşmesi için yeni bir Hinderburg felaketine mi ihtiyacı vardır sorusu aklımıza gelmiyor değil?