AYDIN DAĞTEKİN
Türkiye'nin hazır giyim ve konfeksiyon ithalatı, 2024 yılında önemli bir artış göstererek 11 ayda 4 milyar doları aştı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Önceki yıllarda 2,5 milyar dolar civarında seyreden ithalatın, düşük kur ve yüksek üretim maliyetleri nedeniyle bu seviyeye çıktığı belirtilerek, bu durumu tersine çevirmek için çözüm bulunması gerektiği ifade ediliyor.
Hazır giyim sektörü, genellikle Asya ülkelerinden (Çin, Vietnam, Bangladeş), Avrupa ülkelerinden (İtalya, Fransa) ve Kuzey Amerika'dan (ABD) ithalat yapıyor. İthal edilen ürünler arasında kumaş, aksesuar, fermuar, düğme gibi ham maddeler ile dış giyim ve iç giyim gibi hazır giyim ürünleri bulunuyor.
Bursa'nın durumu
Bursa'ya yönelik spesifik ithalat verileri mevcut olmamakla birlikte, Türkiye genelindeki ithalat eğilimlerinin Bursa için de geçerli olduğu ifade ediliyor.
Bursa, Türkiye'nin önemli tekstil üretim merkezlerinden biri olmasına rağmen, hazır giyim konusunda daha çok üretime ve ihracata odaklanan kent görünümünde. Ancak, bazı firmalar özellikle ham madde ve ara ürün ithalatı yapıyor. Bu ithalatın miktarı ve içeriği, firmanın üretim kapasitesi, ürün gamı ve hedef pazarlarına göre değişiklik gösteriyor.
Son yıllarda hazır giyim ithalatında gözlemlenen artışın nedenleri arasında ise düşük döviz kuru, yüksek üretim maliyetleri ve bazı yerli markaların üretimlerini işçilik, enerji gibi üretim maliyetlerinin çok daha ucuz olduğu ülkelere kaydırmaları yer alıyor. Özellikle Bursa’da binlerce kişiye istihdam sağlayan Yeşim Tekstil gibi firmaların üretimlerini Mısır gibi ülkelere taşımasının, ithalatta artışa katkı sağladığı belirtiliyor.
İthalat neden artıyor?
Ucuz iş gücü: Asya ülkelerindeki düşük maliyetli iş gücü, üretim maliyetlerini düşürerek ithalatı cazip hale getiriyor.
Özel üretim: Bazı ürünler Türkiye'de üretilmediği veya yeterli kalitede üretilemediği için ithal ediliyor.
Trendlere hızlı uyum: Moda trendlerinin hızla değiştiği sektörde, üretim süreçlerini hızlandırmak için yurtdışından hazır ürün veya yarı mamul ürün ithalatı yapılıyor.
Gümrük vergileri ve kota uygulamaları: Ülkeler arasındaki ticaret anlaşmaları ve uygulanan gümrük vergileri, ithalatı etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
Sektörün sorunları
Yüksek maliyetler, düşük kur: Sektörün temel sorunları arasında yüksek üretim maliyetleri, rekabetçi fiyat baskısı ve döviz kuru dalgalanmaları bulunuyor. Ucuz iş gücüne sahip ülkelerle rekabet etmek zor.
Sürdürülebilirlik: Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik beklentileri artıyor.
Teknolojik değişim: Sektörde hızlı teknolojik gelişmeler yaşanıyor.
Eğitimli iş gücü eksikliği: Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü bulmakta zorlanılıyor.
Çözüm önerileri
Ar-Ge yatırımları: Yeni teknolojiler ve ürünler geliştirerek rekabet gücünü artırmak.
Sürdürülebilir üretim: Çevreye duyarlı üretim yöntemleri benimseyerek sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak.
Dijitalleşme: Üretim süreçlerinde otomasyon ve yapay zeka kullanımı.
Nitelikli iş gücü yetiştirmek: Eğitim kurumlarıyla iş birliği yaparak sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirmek.
Markalaşma: Kendi markalarını oluşturarak katma değeri yüksek ürünler üretmek.
Destekleyici politikalar: Devletin sektöre yönelik destekleyici politikaları oluşturması.
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü neden önemli?
İhracat: Türkiye, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe dünyanın önde gelen ihracatçılarından biri konumunda, ancak sektör ihracatı son yıllarda azalıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) verilerine göre, 2023 yılında 19 milyar 242 milyon dolar olarak gerçekleşen hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı, 2024 yılında yüzde 6,9 oranında geriledi ve 17 milyar 920 milyon dola oldu. Sektörün toplam ihracat içindeki payı da yüzde 7,9'a indi. Bu oran 2022 yılında yüzde 10’du.
Çalışan Sayısı: Sektörde yaklaşık 1,5 milyon kişi istihdam ediliyor ancak sektör zayıfladıkça istihdam rakamı da günden güne geriliyor.
İşletme Sayısı: Türkiye'de 50.000'den fazla hazır giyim ve konfeksiyon işletmesi bulunuyor.
Son 5 Yıllık Değişim: Sektör, son 5 yılda dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yüksek katma değerli ürünlere yönelme gibi önemli dönüşümler yaşandı. Ancak küresel rekabet, maliyet artışları ve pandemi dönemindeki tedarik zinciri sorunları sektörü olumsuz etkiledi.