Haciz ve ipotekli malın ‘istisnaen’ rızai satışı

Hacizli taşınmaz mallar ya da araç makine gibi malların satışı usulleri yerleşikti. İcra Takibinin borçlusu ya da alacaklısı hacizden itibaren bir yıl içerisinde satış isteniyor, ilgili mal usulü dairesinde paraya çevrilip sırasına göre alacaklılara dağıtılıyordu.

Ancak 2022 yılında yasada değişik bir usul kabul edildi. İstisna bir yol.

Hacizli ya da rehinli/ipotekli malın maliki olan takibin borçlusu, ortada bu haciz ve takyitlerle ilgili takip yapılmış ise bu hacizli mala kendi çabası ile bir “alıcı adayı” buluyor.

Borçlu, hacizli malın kıymetinin taktirine dair tebliği izleyen “7” gün içinde icra müdürlüğüne müracaat ederek, satılacak olan mala alıcı bulmak üzere bana satış için yetki verilsin” mealinde bir dilekçeyle talepte bulunuyor. Akabinde icra müdürlüğü talebi inceleyerek talebin kıymet taktirinin tebliğini müteakip 7 günlük süresinde olup olmadığına bakıyor. Ardından icra müdürlüğü talep uygunsa yatırılması gereken en az rakamı da belirleyerek, borçluya 15 günlük kesin bir süre veriyor.

Yönetmeliğe göre borçlu ve alıcı tarafından anlaştığı alıcının adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tüzel kişi ise unvanını, vergi kimlik numarasını, ticaret sicil numarasını, MERSİS numarasını, anlaştıkları bedeli ve malın ayırt edici özelliklerini verilen on beş günlük süre içinde ayrıca icra dairesine bildirmesi gerekiyor.

Elbette teklif edilen rakam kıymetin en az yüzde 90’ı ve icra masraflarını aşmalı, aynı zamanda o malla güvence altına alınan ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamı daha çoksa bu rakamın da üzerinde olmalı. Bu 15 gün içerisinde yine icra dosyasına belirtilen rakam yatırılmak zorunda. Yoksa bu hak bir daha kullanılamıyor.

Süresi içerisinde bu rakamı dosyaya yatıran alıcı adayı, malın kendisine tescilini ya da teslimini talep ediyor. İcra Müdürü de dosyayı derhal İcra hakiminin onayına sunuyor. Hakim de yapılan işlemde az evvel belirttiğimiz hususları inceleyerek kanuna uygunsa onay kararı veriyor.

Bu onay kararı ile taşınmaz kaydında başkaca hacizler vs. varsa tamamı icra müdürünce kaldırılıp mal alıcısına teslim ya da adına tescil ediliyor.

Bu yolu diğer klasik satış usullerinden ayıran en büyük avantajları, öncelikle ihaleler sonrası” KDV” ödemesi yok. İkincisi, ihalenin feshi davası gibi geciktirici prosedürler yok İcra Mahkemesinin onay kararı kesin. Üçüncüsü, süreç çok hızlı ilerliyor. Alacaklısının da, borçlusunun da yararına. Yine yatan paradan sadece yüzde 11 kusur civarı tahsil harcını kesiyor icra müdürü. Alıcı da binde 5,59 tutarında damga vergisini ve taşınmaz mal için yüzde 2 tapu satış harcını ilaveten yatırmak zorunda. Başka önemli ödeme kalemi yok.

Uygulamaya eleştirimiz şu. Bu hakkın kullanılması sadece kıymet taktirinin tebliğini izleyen 7 günlük kesin süreye ve bir kez için hasredilmiş. Hayatın olağan akışında bu imkan her zaman bulunamayabiliyor, bir başka zaman dilimde imkan çıkabiliyor. Bu anlamda alacaklısının da haklarını çiğnemeden bu imkanın kullanılmasının yollarını açmak fevkalade iyi olacaktır. Yine yasa 2022 yapımı olduğu için konunun detaylarına ilişkin yargı kararları şimdilik pek yerleşik değil, ilerde daha da oturacaktır.

Saygılarımla