Geçenlerde bir dostum, Habib Burgiba dönemindeki Tunus’u ve Tunus’taki yaşamı anlatan bir ileti gönderdi. Okurken Başkanlık sürecimde Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği’nin yönetim kurulu toplantısı nedeniyle gördüğüm Tunus ve kısa süre içinde olsa da, içinde yaşadıklarım gözlerimin önünde aktı durdu, o günlerde beynime kazınan 2 özelliği vardı Tunus’un; toplumun temiz ve alçak gönüllü görünümü ve de kentlerin ve yaşam alanlarının temizliği idi. Temizlik deyince, binalar genelde beyaz badana boyalıydı, en küçük kirlenmede hemen yeniden badana yapılıyordu. Sokaktaki insanlar sade giysiler içinde ve tertemizdiler. Şimdi gelin iletiye göz atalım ve biraz daha yakından tanıyalım Tunus’u bugünkü haliyle;
Halkın %100’ü Müslüman, nüfusu 12milyon olan ülkede 35 üniversite, 80 kolej var, her bilim dalında eğitim veriliyor. İlkokuldan üniversiteye, doktoraya kadar tüm eğitim safhaları ücretsiz. Çöldeki bedevi bile ana dili gibi Fransızca konuşuyor.
Aile planlaması yasası 1956 yılında hazırlanmış, bu yasa gereğince her aile üçten fazla çocuk yapamıyor. Resmi nikah tek geçerli aile sistemi, imam nikahlı ikinci eş yasak.
Ülke, çevre değerlerini yasalarla koruduğundan her yer tertemiz, çevreyi kirletenler hapis cezası bile alabiliyor.
Belki çok zengin bir ülke değil ama fakir yok, 800 gr ekmeğin fiyatı 30 kuruş, 1 kg dana bifteği 13 TL idi, tabii şimdi ne olmuştur, bilmiyorum.
Bizimle kıyaslandığında iklim koşulları yönüyle kurak bir ülke ama bir tarım ülkesi, hem üretiyor hem tarım ürünlerini ihraç ediyor, örneğin zeytinyağı, tahıl türleri, portakal, limon, ton balığı. İthalat ise çok yüksek vergilere tabi.
Zeytin demişken, zeytin varlığına göz atalım, ülkede 60 milyon zeytin ağacı var, bizde 190 milyon zeytin ağacı var. Tunus ziyaretimde zeytin varlığı hakkında şu bilgiyi vermişlerdi bana, 1968 yılında BM tarafından uygulanan bir proje geliştirilmiş, bu proje kapsamında yamaç arazilere zeytin, düz alanlara hurma dikilmiş. Bugün Tunus, başta Kanada olmak üzere, zeytinyağı ihracatında İtalya’nın arkasında, İspanya ve Yunanistan’ın önünde yer almaktadır. Ya biz? Narenciye üretimi de ülke ekonomisinde önemli yer tutuyor. Ekonomide ithalattan çok yerli üretime önem veriliyor.
Yılda bir kez ağaç dikme festivali düzenleniyor, festival boyunca her vatandaş bir ağaç dikiyor. Yılda bir defa Boynuz Dağı’na tırmanma festivali düzenleniyor, turistler akın ediyor.
Kadınlar yasalar önünde gerçekten birinci sınıf vatandaştırlar, mirasta kız çocukları daha önde tutulur, genelde üniversite mezunudurlar, iş gücünde de yerlerini almışlar. Kadın istemediği sürece boşanmak çok zordur. Başkentin bir ana caddesinde kocaman bir posterde, bir kadın polisin 3 çocuklu bir hanımı trafikte yönlendirişi resmedilmiş ve altında da ‘’Ülkemizin iş kadınları, sokak düzenimizi sağlamakta baş etkendir’’ yazıyor. Türban kullanımı isteğe bağlı olarak serbest.