Bursa, ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşlarının üretim üssü.
Otomotivden tekstile, makinadan metal işlemelere, gıdadan kimyaya çeşitli yelpazelerde aile, kurumsal ortaklıklar ve uluslararası sermaye yatırımlarından müteşekkil binlerce sanayi tesisinin bacaları tütüyor bu şehirde. Sanayinin bu eserleri milyonlarca insanın da geçim kaynağı. Yıllık 40 milyar dolar ihracat hedefi açıklayabilecek kadar iddialı bir şehir.
Gelin görün ki global riskler, iç ekonomik kriz ve riskler, uyum, doğal afetler derken onlarca riskin yanında akıllardan uzak tutulan bir de yangın denen bir reel bir risk-tehlike var ki, üzerinde çokça yazmalı konuşmalı.
Yakın geçmişte sanayici dostlarımızın tesislerinde yaşadıkları irili ufaklı yangın süreçlerinde yanlarında olduk. Allah beterinden saklasın ama gerçekten travmatik unsurları da içeren zor ama zor bir süreç.
Ne tür, hangi kapsamda sigortanız olursa olsun. Sanayiciler anlatır, makinalar, ürünler çok kez üzerine titredikleri, yapımına emek verdikleri eserleridir, adeta çocukları gibi titredikleri eserlerin varlıkların yanışını seyretmek gerçekten telafisi zor bir travmadır bedeli ödenemez. Sözüm ona ki, yatırımların ekonomik risklerini, planlamaları, büyümeyi, gelişmeyi, finansı, muhasebeyi, insan kaynaklarını, daha binlerce kavga ve mücadeleyi içeren süreci iyi yöneten başarılı bir üreten-sanayici, doğal afetler yanında pek de doğal olmayan yangın risklerini de en az insan kaynakları- finans kadar iyi düşünmek ve planlamak zorunda artık.
Metal, makine gibi sektörler belki biraz daha şanslı ancak özellikle tekstil, kimya, boyahane, plastik sektöründe üretim depolama yapan iş adamlarımız bu işi artık çok daha fazla ciddiye almak durumunda.
Az evvel belirttiğim gibi, sigorta poliçelerinin sağlam ve güvenilir olması yanı sıra gerekli standart özen ve dikkatin gösterilmiş olması bir yere kadar. Bir kere üretim duruyor, müşteriler doğal olarak başka kapılar çalmak zorunda kalıyor, çalışanlar/aileler parçalanıyor, hele müşteri “her şey” ise sigortadan gelecek telafiler nereye kadar doyurucu olabilir? Hele bir de başka tesislere sıçramışsa, cana gelmişse ya da dolaylı zararlar vermişse!
Naçizane önerilerim, Yangın riskinin çok çok daha özenle dikkate alınması. Evveliyatla sigorta poliçelerinin uzmanla sürekli gözden geçirilmesi. Sonrasında salt yangın riskine yönelik tüm gerekli eğitimler, önlemler ve yatırımlardan çekinilmemesi, gerekirse tek başına ya da üç beş sanayici bir araya gelerek bu alana yönelik (itfaiyeden ayrılma çok değerli uzmanlardan da yardım alınabilir) uzman kişi ya da ekip çalıştırılması, sürekli çalışmalarla ilgili rapor alınması ve tatbikatlar yapılması. Mutlaka profesyonellerin önereceği dahası da vardır. Cana gelebileceklerin bir telafisi yok. Mal da canın yongası ama bu yangın riskleri işini gerektiği kadar ciddiye almaktan başka çare yok. Allah hepimizi muhafaza eylesin diyerek noktalayalım.