ENFLASYON DENİLEN KISIR DÖNGÜ, BUSİAD VE TÜSİAD

Geçtiğimiz hafta içerisinde BUSİAD’ın düzenlemiş olduğu ve TÜSİAD’ın baş ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın sunum yaptığı bir toplantıya katıldım. BUSİAD üyelerinin uzun yıllardır şahit olmadığım bir ilgi ile karşıladığı bu toplantıya katılım yoğun oldu. Toplantıda ayrıca TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Başkan Yardımcısı Serpil Veral da katılmışlardı.

Gizem Hanım’ın sunumu gerçekten çok ilgi gördü ve sunumu yaparken salondaki BUSİAD üyelerinin sordukları sorulardan çok dikkatli dinledikleri ortaya çıktı.

Sunum; 2025 yılı ekonomik görünümü, Trump öncesi ve sonrası dünya ekonomisi, Avrupa’nın yok olan rekabet gücü, küresel ticaretteki gidişat, Çin ve ABD arasındaki ticaret ile Türkiye’deki ana sektörler ve enflasyona etkileri, tepkileri, alınan tedbirler, uygulanan enflasyonist politikaların durumu, global enflasyon, ülkemizdeki enflasyon için alınan tedbirler, gelinen nokta ve en sonunda da gidilecek yol haritası üzerineydi.

Tüm konular gayet güzel anlatıldı ve arkasından da BUSİAD üyelerinden gelen sorular, sorular, sorular…

En çok da sanayicin, üreticinin ve kamunun neler yapması gerektiğine vurgu yapıldı. Türkiye, her türlü sektörde eğer dijitalleşmeyi ve çağa ayak uydurmayı beceremez ise sanayinin gelişiminde geri kalacağı ve dünyaya ayak uydurma yarışını da ıskalayacağı belirtildi.

Yani eğer ülkece bir bütün olarak, iktidar ve muhalefet bir olamaz ise, dersini iyi çalışmaz ise, kamu harcamaları disipline edilemez ise dijitalleşen sanayi devrimini takip edemeyip yakalayamayız ve ülke olarak büyük zararlar görürüz. Tüm bunlar açık açık, belge ile bilgi ile istatistik ile Gizem Hanım tarafından dile getirildi.

Bu değerli ekonomiste sorulan sorulara verilen cevaplar ile enflasyon bir kez daha tarif edildi özetle dendi ki;

Üretimde kullanılan ithal girdiler maliyeti artırır, bu girdiler doğal olarak üretim maliyetlerini yükseltir, artan üretim maliyetleri nihai ürünlerin fiyatına yansır veee enflasyon yükselir.

Enflasyonun bütün olumsuz etkileri iliklerimize kadar yansır ve güven unsuru bile etkilenir. Döviz talebi artar, yatırımcı ve tasarruf sahipleri dövize yönelir ve döviz artar. Döviz arttıkça fiyatlar artar yani fiyatların artması ile de enflasyon denilen bela kısır bir döngü şeklinde devam eder.

Salondaki genç sanayicilerden biri ise “her şeyi yaptık, dijitalleşmeyi bile gerçekleştirdik ama düşük kurdan dolayı zor durumdayız” diye sitem etti.

Bu toplantıda global olarak Çin’in gümbür gümbür geldiğini, dijitalleşen dünyada tek söz sahibinin Çin olduğunu ve ABD’nin vergi duvarları örmesi ile sorunu çözemeyeceğini anladım.

Aynı zamanda üretmeden ve kamu harcamalarını kontrol etmeden enflasyon kısır döngüsünden çıkamayacağını da anladım.

Böyle güzel bir organizasyon düzenlediği için ve başarıları için BUSİAD’ın değerli başkanı Buğra Küçükkayalar’a ve yönetim kuruluna teşekkür ederek diyorum ki...

Anlatılanları kıt kanaat aklımla anlamaya çalıştım ama şimdi söyleyeceğimi bugüne kadar o kadar çok kez söyledim ki ama bir kez daha tekrar edecek olursam…

Sanayide, bilimde, eğitimde, tarımda, sanatta, siyasette, hukukta, adalette, sporda, kamuda, özel sektörde tasarrufu ve üretimi artırmadan enflasyon illeti ile baş edilmez ve bu kısır döngü bitmez.