Elektrikli otomobiller

Biliyorsunuz dünyamız, üzerindeki yaşam koşullarında atmosfere bırakılan karbon salınımları nedeniyle oluşmakta olan iklim değişikliği felaketiyle karşı karşıya. Dünya ısınıyor. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, ülkeler, bilim dünyası, sivil toplum kuruluşları kendi alanlarında bu değişimin nedenlerini, yavaşlatma yollarını araştırıyorlar. İmkan buldukça da bu yolların önünü açacak kararlar üretiyorlar. İşte bu çalışmalar iklim değişikliğini körükleyen kaynaklardan önemli birinin ulaşım olduğunu, ulaşım araçlarının salgıladığı karbon olduğunu gösteriyor. Ulaşımın bu etkisinin azaltılması alanında da yoğun çalışmalar yapılıyor, bulunan çözümler uygulamaya sokuluyor. Bu çözümlerden biri, ulaşım araçlarında sıfır karbon salınımlı elektrikli motorlar kullanmak. Gelin bu alandaki çalışmalara, karşılaşılan sorunlara ve gelişmelere göz atalım.

Şu anda sorunların başında yüksek maliyetler geliyor. Elektrikli araçların başlangıç maliyetleri yüksek ve de hızla artıyor. Araçların elektrikli motorlarının kalbi pil ama bunların maliyetleri yüksek. Pil yapmak için gerekli olan değerli metallerin bu kadar pahalıya mal olacağını kimse düşünemedi. Araç üreticileri elektrikli arabaları sattıklarında, şaşırtıcı ham madde ve üretim maliyetleri nedeniyle yüzbinlerce dolar kaybediyorlar.

Diğer bir sorun da araçlarda kullanılacak elektrik güç kaynağında yer alan mikroçip üretimindeki yavaşlık ve yüksek maliyet nedeniyle otomobil üreticilerinin üretim bantlarından çıkarılan araç sayısının kısıtlı kalması oldu. Örneğin 2022’de dünya çapında ancak 3,9 milyon araç üretilebildi. Araştırmacılar diğer sektörlerdeki mikroçip kullanımlarının azalmasıyla 2023’te bu sorunun ortadan kalkacağını, açıklıyorlar.

Aslında elektrikli otomobil üreticilerinin sorunları mikroçiple de sınırlı kalmıyor, genelde maliyetlerin yüksekliği, üretimin düşük ve müşterilerin hala bu araçlardan uzak durması, üretim sürecini zorlaştırıyor. Bu nedenle son birkaç yıl otomobil üreticileri için mükemmel geçmedi. Üretim limitleri, sürekli kısıtlamalar ve sürekli değişen müşteri kaprisleri, araba yapıp satmayı zorlaştırıyor.

İki büyük Japon otomobil üreticisi, Honda ve Nissan, yarı iletken kıtlığını çözmedeki gelişmeyi ve artan karlılığı gerekçe göstererek tüm yıl karlılıklarını yükselttiler. Honda üreticileri mikroçip krizinin geride kaldığını söylerken, Nissan üreticileri de yeni ürünlerle daha sağlıklı bir model karışımını ve daha düşük teşvikleri desteklediklerini, söylüyorlar.

Her iki şirket de geçen yılın ikinci çeyreğindeki kazançlarını açıklarken değerlendirmeler yaptılar, elverişli döviz kurlarından gelen sert bir talep rüzgarına atıfta bulunarak, gelir artışları nedeniyle 31 Mart 2023’te sona eren cari mali yılları için karlarını yükselttiler.

Çip arzı toparlanmaya başlamadıkça, otomobil üreticilerinin piyasayı çok sayıda arabayla doldurması mümkün görülmüyor. Ancak müşteri talebini fiilen karşılamaya başladıklarında fiyat artışlarının da arkasında durarak yeterli arz sağlayabilirler.

Elektrikli otomobiller otomotiv dünyasının geleceğidir, ancak şu ana kadar çok kârlı bir gelecek olacağı kanıtlanmamıştır. Maliyetler yüksek, üretim düşük ve müşterilerin hala elektrikli araçlardan uzak durduğu gerçekleri içinde, satışların geliştirilmesi, zor da olsa, gerekmektedir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde piyasadaki tüm görünümler değişmeye başlayacaktır. Örneğin GM yatırımcılara şirketin elektrikli araç programının 2025 yılında karlı olacağını beyan ediyorlar.

Ülkemizde üretilen ve piyasaya sürülmek üzere olan Togg da elektrikli otomobil, tabii dünya piyasasında satılan diğer elektrikli araç markaları da ülkemize ithal ediliyor. Bizde araç üretimi ve temininde bir sorun görülmüyor, aslında şu anda ülke çapında tüm yollarımız üzerinde şarj etme sistemlerinin çalışır konuma gelmesi, büyük önem taşımaktadır, devletimiz ve özel sektörümüzün yetenekleriyle bu sistemin de kısa sürede eksiksiz oluşacağına inanıyorum.

Küresel ısınmada frene basmak, yaşam koşullarımızın zorlaşmasını önlemek istiyorsak, Türkiye olarak biz de atmosfere karbon salınımlarımızı azaltma yollarını, tabii sadece elektrikli araç kullanarak değil, tüm karbon salınımlarımızı azaltarak ve de 2050’de sıfırlamak üzere, işler konuma sokma zorunda olduğumuzu unutmayalım.