Dolar ve Bitcoin’in arkasında Merkez Bankası var

Yıllardır buradan “Kredi Balonu”nu anlatmaya çalışıyoruz. Aslında son yirmi yılda yaşananların tümünü “Parasal Genişleme” tanımlaması altında değerlendirebiliriz. “Parasal Genişleme” kurumlar tarafından kredi üretilerek, türev enstrümanlarla kaldıraçlı sanal değerler oluşturularak, hatta bireysel olarak çek yazarak gerçekleştirilebildiği gibi merkez bankaları tarafından para basılması veya negatif faizle piyasaya para verilmesi yollarıyla sağlanabilmektedir. Çok basit bir tarifle bu yollarla piyasada para arttırılır. Dünyada sürüp giden “Kredi Balonu”nun ülkemizdeki yansımalarını birlikte yaşadık. 2008’e kadar Balon bir varlık etkisine neden olsa da sonrasında film tersine dönmeye başladı. Süreç içerisinde uyarılarımızı yapmıştık.  İşler tersine dönünce mevcut dinamiğin herkese olumsuz etkileri olacağını anlatmaya çalışmıştık. Dünyada ne oluyorsa, 21 yıldır bizde de o olmaktadır. Ancak “Parasal Genişleme” trendinin sonlarında Türkiye’nin artık gerçeklerden tamamen koptuğuna şahit oluyoruz. Tarihsel ekonomik gelişmeler bakıldığında ülkemizin dünyadaki trendleri birebir mimiklediğini ancak hep aşırılığa kaçtığını görüyoruz.  Bugün Merkez Bankası bedava para yaratarak dolar, altın, hisse senedi ve Bitcoin başta olmak üzere aklınıza gelecek her şeyin değerini desteklemektedir. Sadece bunlar mı, emtiaları bile güçlendirmektedir. Türk bankalarından kredi artışları dikkat çekmektedir. Alınan krediler emtia, dolar, Bitcoin ve borsalara akmaktadır. Bugün vatandaşımız telefonundan yerel aracı kurumunun uygulamasına bağlanarak tanımladığı krediyle ABD’deki ilaç şirketine anında yatırım yapmaktadır. 1999 IMF anlaşmasını hatırlatmak isteriz. O gün yapılanın tarihi bir hata olduğunu ifade etmiştik. Enflasyon rakamına bakmadan tahvil faizi de dahil %25’e sabitlenmişti, hatta gecelik faizler tek haneye düşmüştü. Yetmemişti, doları da aylık enflasyona göre devlet tarafından belirleneceği açıklanmıştı. Borsa uçmuş, herkes araba, ev, beyaz eşya kuyruğuna girmişti. Bu süreç 1,5 yıl devam edebildi. Program açıklandığında faizin ne kadar kötü bir şey olduğu, bu sayede üretim odaklı bir ekonomi olacağımız ifade edildi aylarca.  2000 Mayıs’ında program patlamıştı aslında, insanların anlaması için bir zamana ihtiyaç vardı. Dünya tarihinde negatif faiz kadar kötü bir şey yoktur. İnsanları çalışmamaya, spekülasyona, olmayanı tüketmeye, taahhütlerine sadakatsizliğe iten başka bir şey yoktur. Sonuçları da vahim olmaktadır. Son 3 aydaki aşırılık bir yana, yıllardır negatif faizle tarihte görülmemiş bir dengesizliğin içerisinden geçmekteydik. İçinde olduğumuz aşırılık ancak trend sonlarında görülen manik hareketler olarak tarif edilebilir. Bir ülkede enflasyon %100’lere ulaşmışken %14’le parasal genişleme (bir anlamda para basımı) gerçekleştirilerek nereye gideceğimizi sanıyorsunuz? Aralık 2021 muhtemelen trendin sonlandığı dönüm noktasına işaret etmektedir. Merkez bankamız sizce üretimi mi destekliyor? Artık ona siz karar verin.