DEONTOLOJİ

“Deontoloji” deyimi Grekçe Dentos ve Logos sözcüklerinden oluşur. Dentos görev, vazife, Logos da bilim anlamındadır. Demek ki Deontoloji görev, bilim, mesleki davranış ve meslek ahlakı anlamına gelmektedir.[1]                                                                                              “Deontolojik” etik ismi Yunanca “to deon” yani “yapılması gereken” kelimesinden gelir. Bu sözcük, eylemlerin kendi doğası itibarıyla iyi ya da kötü olduğundan yapılması gereken (ya da yapılmaması gereken) eylemler hakkındadır ve eylemleri, sonuçlarının iyi olup olmadığına göre yargılayan sonuççuluğa karşıdır.[2]                                                                                       «Deontoloji», terim olarak, 19. yüzyılın ilk yarısında Jeremy Bentham tarafından önerilmiş ve «yükümlülükler bilgisi» karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu anlamda deontoloji «ne yapmalı» ya da «ne yapmamalı» sorularına toplumun belirlediği ve ayrıca yaptırımlarla donattığı kuralların bilgisidir.[3] Yani, deontolojinin dile getirdiği yükümlülükler tartışmasız ve zorlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bir başka deyişle, «deontoloji» terim olarak yeni olmakla birlikte; yazılı olsun olmasın kökleşmiş ilkeleri ve kuralları içeren ve bunları tartışmasız bir «normatif bilgi» olarak aktaran bir alandır. Bu aşamada sözcüğün, ilk kez 1834'de kullanılmasıyla birlikte, özellikle hekimler arasında benimsenmiş olduğunu, «tıbbi deontoloji» adı altında mesleği uygularken uyulması gereken yasal ve ahlaki yükümlülüklerin kastedilmiş olduğunu belirtmeliyiz. Hatta hemen her meslek için bir deontolojinin varlığından söz etmek olanaklıyken, başında «tıbbi» sözcüğü olmasa bile, « deontoloji» denince ilk akla gelenler hekimlik kurumu ve hekimler olmaktadır.[4]                                                                                      Kant belirli bir çalma eyleminin sonuçları ne olursa olsun onun her zaman kötü olduğunu söylerdi.                                                                                                                                 Deontolojik etik birkaç probleme sahiptir. Birincisi, bazı eylemlerin (yalan söylemek veya çalmak gibi) her zaman ahlâki olarak kötü olduğunu varsaymak doğru görünmemektedir. “Beyaz yalan”ın tamamen doğru olduğunu gördüğümüz durumları kolayca hayal edebiliriz.                                                                                                   İkincisi, ahlâki buyrukları rasyonaliteye bağlamanın (tüm insanlar için aynıdır) kültürel farklılıklar için herhangi bir hoşgörü göstermeyi imkânsız hale getirdiği görünür. Diğer toplumların kendi ahlâk değerlerine izin verilmesi ve bu farklılıklara saygı gösterilmesi gerektiğini düşünebiliriz. Fakat deontolojik çerçevede diğer ahlâki sistemleri bütünleştirmek çok zordur çünkü bir yerde rasyonel olan her yerde rasyonel olmalıdır.[5]                                                                       Bu anlamda Tıbbi Deontoloji, hekimin mesleki etkinlikleri sırasında hastasına, hasta sahibine, meslektaşlarına ve topluma karşı uymak ve uygulamak zorunda olduğu kurallar, tutum ve davranışları olarak ifade edilebilir..                                                                                                                                 Etik ile deontoloji arasındaki en belirgin fark, onların yöntemlerinden ve ayrıca, ortak konularına değişik bir yaklaşımla eğilmelerinden kaynaklanmaktadır. Etik, henüz çözümü belirlenmemiş, yerleşik normların dışında kalan sorunlarla ilgilendiği ve bu açık uçlu sorunlarda ilkelerin belirlenmesine yönelik çalışmalar yaptığı için, her zaman tartışmaya açık bir alandır. Etiğin üzerinde çalıştığı sorunlar çözüme kavuştuğunda, yani onlarla ilgili normlar belirginleştiğinde söz konusu bilgiler artık deontolojinin konusu haline gelmiş sayılırlar. Bu görünümü ile etik, deontolojiyi besleyen bir havuz özelliği taşımaktadır. Ancak mevcut hukuk ve deontoloji kurallarının yine etik açıdan ele alınabileceğini, özellikle zaman içinde toplumsal gelişmelere (realiteye) yabancılaşan bu normların yeniden değerlendirilebileceğini de belirtmek gerekir.[6]                                                                                                                          İster pratisyen hekim, ister aile doktoru, ister asistan, ister uzman, ister klinik şefi, ister profesör olsun, hepsi de doktor ve insandır. Etik yani, ahlak biliminin temeli; herkese dil, din, ırk, cins, sosyal statü farkı gözetmeksizin eşit ve empati yaparak davranmak gerekliliğidir. Tıbbi Deontoloji ise, kaynaklarda hekimin mesleki etkinlikleri sırasında hastasına, hasta sahibine, meslektaşlarına ve topluma karşı uymak ve uygulamak zorunda olduğu kurallar, tutum ve davranışların normatif bilgisi olarak tanımlanmaktadır.[7]                                                                 

Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.


[1] Şehsuvaroğlu, B.N..: Tıbbi Deontoloji, Bası 2,İstanbul 1986., s.21

[2] Andreas Matthias (Çeviri: Feryal Şimal Güneş): Dontoloji, Tıp Etiği, https://acikders.ankara.edu.tr (Erişim tarihi:25.04.2024)

[3] Göksel, F.A. : Deontoloji Repetitoryumu, Ankara, 1986, 1-3 (Arda, P./Pelin, S.Ş.: Tıbbi Etik, Tanımı, İçeriği, Yöntemi Ve Başlıca Konuları, Ankara Tıp Mecmuası (The Of Journal Of The Faculty Of Medıcıne) Vol. 48 , 1995, s.324 Naklen)

[4] Arda, P./Pelin, S.Ş., agm., s.324-325

[5] Andreas Matthias (Çeviri: Feryal Şimal Güneş): Dontoloji, Tıp Etiği, https://acikders.ankara.edu.tr (Erişim tarihi:25.04.2024)

[6] Arda, P./Pelin, S.Ş., agm., s.324-325

[7] Sarıtaş, Ü.: Tıbbi Etik Ve Deontoloji, https://www.akademikakil.com (Erişim tarihi: 25.04.2024)