Cem AĞ
Kamuya olan borçların yapılandırılmasını içeren kanun kapsamında vatandaşların vergi daireleri, gümrük müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri ve belediyelere borçları yapılandırılacak.
Söz konusu kanunun toplumun her kesimi tarafından sürekli çıkacak beklentisi ile mali davranış kalıplarını şekillendirir konuma geldiğini bildiren yazarımız, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Cem Ağ, kanun metninde son derece kapsamlı mali düzenlemeler olduğunu söyledi. Ağ, “İşletme kayıtlarının düzeltilmesinden vergi matrah artırımına, inceleme safhasında bulunan işlemlerden kesinleşmiş sosyal güvenlik alacaklarına kadar birçok konu kapsam altına alınıyor” dedi.
Cem Ağ, kanunu ve uygulamasını Ekohaber okuyucuları için inceledi.
Kesinleşmiş Alacaklar
İlgili kanunun 2’nci maddesi ile vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezalan ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aşıma bağlı olmaksızın kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezaların %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutan, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamları tamamı da kanun kapsamında tahsilinden vazgeçilecek alacaklar arasında sayılmıştır.
Kesinleşmemiş Veya Dava
Safhasında Bulunan Alacaklar
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar ise ilgili kanunun 3’üncü maddesi ile düzenlenmiştir.
Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da ilgili fıkra hükmü uygulanacaktır.
Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen saflıada olanlarda cezanın %15’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b) bendinde belirtilen saflıada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma karan olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, bozulan kısım %15’inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Maddeyle, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacaklarının ne şekilde yapılandırılacağına ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi
Birçok çevre tarafından gerek olumlu gerekse olumsuz görüşler belirtilen işletme kayıtlarının düzeltilmesi uygulaması yaklaşık iki yıllık bir süreden sonra tekrar mevzuat hükümlerine eklenmiştir. İlgili kanununun 6’ncı maddesi ile yürürlüğe girecek olan işletme kayıtlarının düzeltilmesi hükmü ile Maddenin birinci fıkrasıyla, kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınabilmesi için, işletmelerde mevcut olmasına rağmen kayıtlara yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini sağlayacak düzenleme yapılmaktadır.
Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kolektif ve adi komandit şirketler dâhil) işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre içinde vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir
Bu suretle gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmektedir. Bilanço esasına göre defler tutan mükellefler aktiflerine kaydettikleri emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için iki ayrı karşılık hesabı açacaklardır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi hâlinde sermayenin bir unsuru olarak sayılmakta ve dolayısıyla vergilendirilmemektedir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrılan karşılıklar ise birikmiş amortisman olarak kabul edilmektedir. Envantere dâhil edilen bu kıymetler üzerinden ayrıca amortisman sayılmayacaktır. İşletme hesabı esasına göre defler tutan mükellefler ise emtia rayiç bedelini defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak, makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedelini ise envantere kaydedeceklerdir.
Mükelleflerin ellerinde bulunan belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bundan böyle yaratılacak katma değer vergisinin kavranması amacıyla, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla beyan sağlanmaktadır. Bu madde çerçevesinde beyan edilerek makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tâbi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün değildir. Ancak emtia üzerinden ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilebilecek fakat iadeye konu edilemeyecektir. Ayrıca özel tüketim vergisine tabi mallan öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek ödemesi amaçlanmaktadır.
Diğer bir anlatımla, faturalı olarak alınıp kayıtlara geçen ancak belge düzenlenmeksizin satılan bu gibi kıymetlerin halen işletme kayıtlarında gözükmesi nedeniyle oluşan gerçek dışılık, fatura düzenlenerek kayıt ve beyanlara bu kıymetlere ait hasılat olarak intikal ettirilmesi sağlanmak suretiyle düzeltilmektedir. Faturalama işlemi, emtialar bakımından kayıtlarda yer alan maliyete, bu maliyete aynı neviden mallara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayri safi kâr oranının uygulanması suretiyle bulunan tutarın eklenmesi suretiyle yapılacaktır. Gayri safı kâr oranının, cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odasının belirleyeceği oran esas alınacaktır. Makine, teçhizat ve demirbaşlar bakımından ise mükelleflerin kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedelleri dikkate alınmak suretiyle ilgili kıymetlere ilişkin kayıt ve beyanlar yapılacaktır.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin, bu Kanunda belirtilen süre içinde faturalama işlemini yapmaları ve bu faturaları yasal kayıtlarına intikal ettirmeleri gerekmektedir. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik ceza ve faiz uygulanmayacaktır. Yasal kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl gelir vergisi veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınacaktır. Ayrıca, bu tutarlar ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinde beyan edilecektir.
Matrah ve Vergi Artırımı
Kamuoyunda büyük beklenti yaratan konulardan biri olan matrah ve vergi artırımlarının da kanun kapsamına alındığını görmekteyiz. Vergi matrah artırımı; vergi mükelleflerinin isteği doğrultusunda ek vergi ödeyerek, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan vergi incelemesinden muaf olmaya yarayan uygulamanın adıdır. Böylelikle ek gelir ödeyerek; devlet tarafından kanunca matrah artırımına uygun görülen yıllar için ceza kesiminden muaf olunur.
İlgili kanunun 5 inci maddesinde hüküm altına alınan matrah artırımı müessesi ise, “Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarım artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde, kendileri halinde artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz” şeklinde açıklanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasıyla mükelleflerce çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş ya da beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dâhilinde beyan edilmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde beyan edilecek gelirlere uygulanacak oran ve tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere paralel olarak tespit edilen matrahlar esas alınmıştır. Böylece mükelleflere, 213 sayılı Kanunda yer alan vergi cezaları ve gecikme faizlerine muhatap olmadan vergilerini ödeme imkânı sağlanmakta ve artırımda bulunulan vergiler ve dönemler için artırılan vergilerin ödenmesi şartıyla vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması düzenlenmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir (stopaj) vergisi ve kurumlar (stopaj) vergisine ilişkin vergi ve matrah artırımı hükümleri düzenlenmekte olup, bu fıkra hükmünden faydalanan mükellefler nezdinde, artırımda bulunulan vergiyi ödemeyi kabul ettikleri vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu ödemeler dolayısıyla gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacağı öngörülmektedir. Aynı fıkrada ayrıca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı ödemeler üzerinden yapılması gereken vergi tevkifatı hükümlerine istinaden, bu fıkra kapsamında matrahlarım artıranların, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunmaları gerektiği hususu düzenlenmektedir.
İnceleme ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler
Yine kamuoyunda büyük beklentisi olan konulardan biri olan inceleme ve tarhiyat aşamasında bulunan vergi ihtilaflarının kanunun 4’üncü maddesinde yer aldığını görmekteyiz.
Maddeyle, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımı tarihinden önce başlamadığı hâlde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada bulunan alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin yapılandırılması düzenlenmekte ve maddeden yararlanma, ihbarname tebliğine bağlı başvuru ve ödeme süreleri belirlenerek kurala bağlanmaktadır. Ayrıca, Kanundan yararlanmanın genel başvuru süresi içinde tebliğ edilen ihbarnameler için farklı başvuru süresi ve buna bağlı olarak birinci taksit ödeme süresi belirlenmiştir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları, vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ile cezaya muhatap olan kişiler farklıdır. Bu nedenle bu fiiller için cezaya muhatap olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin tahsilinden vazgeçilecektir.