ÇİFT DİPLOMALI PAZARCILAR

Belki bu hikâyeyi daha önce de duymuşsunuzdur. Sosyal medyada her birkaç ayda bir karşıma çıkar. Ne kadar doğrudur bilemem ancak Japonya’nın öncelikle Dünya savaşı ve Hiroşima sonrası eğitime verdiği önemi, Japon gençliğinin yurt dışı eğitim konusunda yakaladığı her fırsatı, ülkesinin kalkınması adına beklentisiz bir özveri ile kullanma gayretini defalarca okuduk, gözlemledik. Japon devletinin, Japon gençliğinin eğitimi adına özverisi de vatandaş/devlet dayanışmasının pek çok örneği ile dolu. Aşağıdaki hikâye de, bir Devletin eğitime ve vatandaşına verdiği önemin en güzel örneklerinden birisi.

    Japonya’nın Hokkaido bölgesinde bulunan Kami-Shirataki istasyonu, çok az yolcu kullandığı için kapatılmak üzereydi. Ancak demiryolu şirketi yetkilileri, her gün yalnızca bir öğrencinin bu treni kullanarak okula gittiğini fark etti. Yetkililer, istasyonu kapatmak yerine, şaşırtıcı bir karar aldılar; Genç kız mezun olana kadar tren seferlerini devam ettirmek ve bu istasyonu açık tutmak.  

    Birkaç yıl boyunca, trenin hareket saatleri tamamen bu öğrencinin okul programına göre düzenlendi. Sabah onu okula götürüyor, öğleden sonra eve dönmesini sağlıyorlardı. Genç kız eğitimini tamamladığında, istasyon kapatıldı ve böylece sorumluluk ve eğitime verilen değerin bir hikayesi daha sona ermiş oldu.

   Şimdi gerçekçi olalım ve bizde böyle bir olay olsa idi, meseleye nasıl yaklaşılırdı diye düşünelim. Üzülerek sanıyorum ki; Orada bir kız öğrenci olduğunun farkında dahi olunmazdı. Kimin ya da kaç kişinin inip bindiğinden bağımsız olarak kararlar alınırdı ve basit düşünülür öğrenci, eğitim gibi kavramlar alınan kararlarda en küçük bir etken olmazdı. Düşünsenize bizde köy okulları kapatıldı. Taşımalı eğitim sistemi diye koyulan taşıma araçları da kaldırıldı. Tasarruf tedbirleri denilince ilk akla gelen eğitim oldu ve okullardaki temizlik görevlileri kaldırıldı. Hatta temizlik malzemeleri kısıtlandı. Devlet okullarında zaten kalmayan eğitim sistemi bir kez daha alt üst edildi. İmam yetiştirsin diye kurulan İmam Hatip okulları çoğaltılırken Fen liseleri yok edildi. İmam Hatip okulu mezunlarına üniversiteye girme imkânı sağlanırken meslek okullarının üniversiteli olma imkânı kaldırıldı. Okullarda sivil toplum örgütlerine ders verme imkânı sağlandı. Ne olduğu belirsiz bazı örgütler sivil toplum örgütü sayıldı. Neticede çocuklarımızın, uluslararası arenada eğitim seviyesi son sıralara kadar düştü. Ve çağdaş ülkeler uzay istasyonları kurarken biz binlerce dolar verip turist yolladık, gelişmiş ülkelerin kurduğu istasyonda bir hafta kalıp top deneyleri yaparak Uzay’da yer çekimi olmadığını ispatladılar. Apartmanın iki katına üniversite kurdular, üniversite sayısı ikiye katlandı ama eğitim kalitesi ne yazık ki düştükçe düştü. Henüz eğitim nedir, ne işe yarar anlaşılamadığı gibi, bir tarafta diploma krizleri yaşanırken diğer tarafta çarşılar, pazarlar, inşaatlar çift diplomalı işçiden geçilmiyor.

  Özetle öyle bir sistem ki bizdeki, ne tren ne istasyon ne öğrenci ne de eğitim falan tanıyor. Peki nedir tanınan. Kim bilir. Siz ne dersiniz?