Sözleşmede öngörülen ceza, tarafların uğradığı zarar ile ilişkilidir. Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, sözleşme ile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. Alacaklının uğradığı zarar, sözleşmede kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklının, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteme hakkı yoktur. Aksine olarak, alacaklı tarafından, borçlunun kusuru ispat edildiğinde, sözleşmede kararlaştırılan ceza tutarını aşan zararı isteme hakkı doğar (TBK m.180). Ceza koşulu (şartı), sözleşmenin ifası ile de ilişkilidir. Bu ilişki esas alındığında ceza koşulu türleri şunlardır:
a) İfa yerine ceza koşulu İfa yerine (seçimlik) ceza koşulu türünde, alacaklı taraf ya borcun ifasını ya da cezanın ifasını isteyebilir. Bu seçimlik hak, TBK'nın 179/I inci madde fıkra hükmünün ilk cümlesinde şöyle ifade edilmektedir; "Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir." Alacaklı taraf ya borcun ifasını ya da cezanın ifasını isteyebilir ise de, bunlardan birini istediğinde diğerinden vazgeçmiş sayılır. Yani, bu isteminden geri dönemez. Örneğin; alacaklı ister yargı yolu ister diğer şekillerde ceza koşulun istediğinde, artık asıl edimin (borcun) ifasından ke sin olarak vazgeçtiğinden, borcun ifasını isteyemez. Alacaklı seçim açıklamasında asıl borcun ifasını seçmiş olup da borçlu sonraki kusurlu ifa imkansızlığı nedeniyle bunu yerine getirememişse, alacaklı onun yerine uğramış olduğu zararın tazminini isteye bilir. Buradaki zarar müspet zarardır.[1]
b) İfaya eklenen ceza koşulu Ceza, sözleşmede öngörülen borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa, alacaklı taraf, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir (TBK m.179/I ikinci cümle). Üstte belirtilen "Asıl borçla birlikte cezanın ifasının istenilmesi" ifadesine ilişkin ceza koşulu türüne, öğretide; "ifaya eklenen (kümülatif) ceza koşulu" denilmektedir.[2]
İfaya eklenen ceza koşulunda koşul gerçekleştiği takdirde alacaklı hem ifayı hem de cezayı talep edebildiğinden, taleplerin birleşmesi veya toplanması söz konusu olmaktadır.[3]
Borçlu, asıl borçla birlikte cezayı da ifa ettiğinde, uyuşmazlık da sona erer. İfaya eklenen ceza koşulu, daha çok gecikmiş ifa durumunda uygulanmaktadır.[4]
c) Fesih cezası koşulu TBK'nın 179/II' nci madde fıkra hükmüne göre; "Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır." Bu kural çerçevesinde, borçlu, kararlaştırılan cezayı ifa ederek, sözleşmeyi fesih (veya dönme) suretiyle sona erdirebilir. Burada düzenle nen ceza koşulu türüne öğretide "fesih (veya dönme" cezası" denilmektedir.[5]
Fesih (veya dönme) cezası, sözleşmenin her iki tarafı için de öngörülebilir. Fesih (veya dönme) cezası ifayı engeller nitelikte olup, sözleşmenin ifa edilmemesi halinde, alacaklı sadece sözleşme ile belirlenen tutarda cezayı isteyebilir, uğradığı zarar daha fazla olsa bile, fazla olan kısmı isteyemez. Ceza koşulu türleri, borçlunun borcunu ihlal etmesine karşı alacaklıya bir talep hakkı sağlarken; ifayı engelleyen ceza koşulu- dönme cezası herhangi bir borç ihlali bulunmaksızın belli bir meblağı ödemek suretiyle borçluya sözleşme bağından kurtulma olanağı vermektedir.[6] Sözleşmenin geriye etkili feshi halinde, sözleşmede öngörüldüğü takdirde, ceza koşulu istenebilir. Ancak, sözleşmenin feshi haklı sebebe dayanmadığında, sözleşmenin feshi sebebiyle cezai koşul (şart) istenemez.[7]-[8]
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.
[1] Günay, C.İ.: Cezai Şart, Ankara 2002, s.78-79
[2] TBK m.179/I fıkra gerekçesi
[3] Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B.7, İstanbul 2001, s.1173 (Günay, age., s.83 Naklen)
[4] Oğuzman/Öz, age., s.878; Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B.7, İstanbul 1993, s.350 (Günay, age., s.148 Naklen)
[5] TBK m.179/II fıkra gerekçesi
[6] Günay, age., s.85
[7] Aynı yönde görüş içeren Yargıtay içtihat metni için bkz., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.11.2020 Tarih, 2019/684 Esas ve 2020/5227 Karar sayılı İçtihat Metni, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 15.01.2023)
[8] Ergün, M.: Sözleşmeler Hukuku Genel Hükütmler, C.1, Ankara 2024, s.1432-1434