Bursanın ilk ve tek ekonomi gazetesi
Küçük Babıali olarak nitelendirilen Bursada bir ilki
gerçekleştirerek işdünyasını ortak platformda buluşturmayı başaran Tahsin Ardıçın 3üncü evladı olarak 2 Nisan 1996 yılında dünyaya gelen EKOhaber, yılmadan, yorulmadan ve pes etmeden bugünlere gelmeyi başardı.
Kuşkusuz zor yıllar, zor savaşlar atlattı ama gelinen noktada sağladığı süreklilikle Bursa işdünyasının güvenini kazanan EKOhaber, 16ıncı kez kuruluş coşkusunu yaşıyor. Her zaman dile getirmekten çekinmediği amatör ruhun korunarak bugünlere ulaşıldığının altını çizen EKOhaber Gazetesi Kurucusu Tahsin Ardıç, mesleğine aşık olan başarılı gazetecilerden biri. Meslek aşkının yanında "insan unsuruna verdiği değer, samimiyeti ve yöneticilikte esas aldığı ilkeleri ile gerek iş gerekse sosyal yaşamındaki saygınlığını koruyan Tahsin Ardıçın sahiplenici tarafını bilmeyen yoktur. Özellikle meslektaşlarına kol-kanat germek anlamında örnek davranışlar sergileyen Tahsin Ardıç, çalışanları ile arasındaki diyaloglarına da büyük önem verir.
Röportaj yapmaya karar verdiğimde "Acaba ne sorsam? diye düşünürken aklımdan geçen muzurlukları "Arkadaşlar iş zamanı iş dediğini duyururcasına susturan, yeri geldiğinde bir patron, yeri geldiğinde bir meslektaş, yeri geldiğinde bir baba ve her daim iyi bir insan olma özelliğinden ödün vermeyen Tahsin Ardıç, aile fertleri olarak değerlendirdiği biz çalışanları arasında ilk röportajını benimle gerçekleştirdi :)
"Çalıştığı gazetenin patronuyla röportaj yapmak her gazeteciye nasip olmaz diyerek bundan 16 yıl önce hayal olmaktan öteye gidemeyen bu önemli başarının mimarı Tahsin Ardıç ile, yaptığım söyleşiyi keyifle okumanızı diliyorum.
Öncelikle ilk günlere dönmek istiyorum. Bursanın yerel ekonomi gazetesi olmayışı bir eksiklikti. Böyle bir ihtiyacı keşfetmenizdeki etken ne idi?
O yıllarda bir yandan BUSİADda danışmanlık yapıyor, diğer yandan da Dünya Gazetesi Bölge temsilcisi olarak çalışıyordum. Dolayısıyla sürekli olarak sanayicilerin içindeydim. Paylaşımlarımızın gösterdiği Bursalı sanayici ve işadamı arasında diyoloğu geliştirecek, onların hislerine tercüman olacak bir anlamda sözcülüğünü yapacak bir yayına ihtiyaç vardı. EKOhaberin kuruluş fikri de böyle ortaya çıktı. Zaten yayına başlarken Bursa iş dünyasının sözcüsü olmaya adayız sloganı ile başlamıştık ve bugün geldiğimiz noktada bunu başardığımızı görüyoruz.
İlk sayı basılıp dağıtıldığında neler hissettiniz?
Tarifi çok zor İki çocuk babasıyım çocuklarımın dünyaya gelişinde duyduğum heyecanın aynısını ilk sayıyı elime aldığımda tekrar yaşadım. Keza oğlum (Genel Müdürümüz) Yılmaz ve kızım Yasemin (U.Ü Zirarat Fakültesinde okuyor) EKOhaberi hep kardeşleri gibi gördüler.
Bugün 778inci sayı okuyucuların elinde
Sana söylemesi kolay... 778 hafta yılmadan, usanmadan, pes etmeden çekilen sıkıntıları sineye çekerek, yerel ekonomi gazetesi yayınlamanın ne demek olduğunu bir de bana sor.
İşe başlarken bugünlere geleceğinizi hayal ya da tahmin ettiniz mi?
Sen benim yapımı iyi tanıyorsun. İşimde hataya tahammülüm olmuyor. Bugün Bursada 16 yıldır ekonomi gündemini belirliyorsak çok ciddi bir iş yapıyoruz demektir. 16 yıl önce bu yola çıkarken girişimimin bu boyuta geleceğini biliyordum. Kimseyi suçlamadan, kimseyi rencide etmeden, kimseyi aşağılamadan ve kimseye zarar vermeden yayın yaparak, hem kendi basın camiamızın hem de Bursa iş dünyasının bu gazeteyi sahiplenmesini sağladık. Bugün gelinen noktada bu sahiplenmenin rolünün fazla olduğunu düşünüyorum.
Medya patronluğunun kişiye güç verdiğini düşünüyor musunuz?
Ülkemiz genelinde olduğu gibi kentimizde de iş adamları güçlerini artırmak için gazete yayıncılığına giriyorlar. Aslında sorunun cevabı budur. Ancak benim için öyle bir durum söz konusu değildir. Ben meslek olarak yapıyorum. Dikkat edersen ben de sizin gibi bir çalışan olarak davranıyorum. Ekonomik olarak baktığımızda da bugün hangi gazete para kazanıyor ki... Bu gazeteyi yaşatabildiğim için birçok kurum bana ödül verdi. Daha geçen yıl BUSİAD Özel Başarı ödülünü aldım. (Nedense Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Kolaylı görmüyor) Şimdi sen de bu gazeteyi 16 yıldır kesintisiz yayınlıyorum diye bir başarı öyküsü yazıyorsun. Benim için kazanç budur.
Geçmişte bir örneğini yaşadığımızı anımsamama rağmen tekrar sormak istiyorum. Varsayalım EKOhabere bugün bir talip çıktı. Çok güçlü bir işadamı almak istiyor. Satar mısınız?
Bundan 5 yıl kadar önceydi, sen ailemize katılalı 2 yıl kadar olmuştu. Bir grup gazeteye talip olmuştu. Burada benim ne düşündüğümden ziyade kızım Yaseminin ne dediğini paylaşırsam başka söze gerek kalmayacaktır diye düşünüyorum. O dönemde bir akşam evde konuyu açtığımda kızım Yasemin, "Baba, EKOhaber senin çocuğun, bizim de kardeşimiz gibi. Karar elbette senin ama satarsan çok yaşamazsın demişti.
Haftalık ekonomi gazetesi çıkarmak yerine daha çok para kazandıran yüzlerce kişinin çalıştığı bir fabrikanın sahibi olmak istemez miydiniz?
Olabilirdim tabi bugün Bursada büyük grup olan bir çok kuruluşta 25 yıl önce danışmanlıklar yaptım. Gelişimlerinde rolüm var. Dolayısıyla başka işler kurup ilerleyebilirdim. Bu konuda çok teklifler de geldi ama ben Gazeteci Tahsin olarak biliniyorum. 35 sene önce meslekle ilgili ideallerim vardı. Bu meslekte Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olacağım, gazetecilikten emekli olacağım ve kendi gazetemi yayınlayacağım demiştim. Şükürler olsun ideallerim hep gerçekleşti.
Bunca yıl bu gazeteyi sabırla bekleyen okurlarınız önümüzdeki yıllarda nasıl bir EKOhaber okuyacak?
EKOhaberin yayın çizgisini bozmadan daha da geliştirmeyi düşünüyorum. Bu gelişim iş dünyasının beklentileri doğrultusunda olacaktır. Bu hedefler şimdilik bende kalsın olur mu?..
Sizce Tahsin Ardıç EKOhaber ile anılan bir insan oldu mu? Yani patronu gazetesiyle özdeşleşti mi?
İlk yıllarda Tahsin Ardıçın gazetesi deniliyordu. Şimdilerde ben EKOhaber Gazetesinde çalışıyorum diyorum. EKOhaber çok prestijli bir marka oldu. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Bursada Türkiyeye örnek teşkil eden bir başarıya imza attınız, sırrını öğrenebilir miyiz?
Aslında sır diye bir şey yok. Araştırmak, çok çalışmak, dürüstlükten ödün vermemek ve yenilikçi olmak işin sırrı burada yatıyor. Siz de tanık oluyorsunuz, ben çok yenilikçi biriyim.Yenilikleri içeren düşüncelerinizin ve projelerinizin hemen önünü açıyorum. Sanıyorum benim yenilikçiliğimi okurumuzdan çok siz çalışanlarımız hissediyorsunuzdur.
Vazgeçilmez ilkelerinizden bahseder misiniz?
Öncelikle basın meslek ilkelerimizden taviz vermiyoruz. İkincisi haberin manipule edilerek okurun yanıltılmasına izin vermiyoruz. En önemlisi tarafsızlığımızdan ve bağımsızlığımızdan ödün vermiyoruz.Vermemeye de devam edeceğiz.
Kuruluşundan bu yana bir çok ağır kriz dönemi geçiren EKOhaberin ayakta kalmasındaki faktörler nelerdir?
Ben mütevazı yaşayan Bursalı bir aile reisiyim. Dolayısıyla büyük paralar büyük kazançlarla işim olmaz. Zaten yaptığım bu iş benim için bir aşk sadece. Bu zaviyeden baktığım için çevremdeki çalışma arkadaşlarım ve ailem de bu politikalar etrafında toplanıyorlar. Sonuç olarak da kriz dönemlerinde bile ayakta kalabiliyoruz.
Küçük Babıali olarak nitelendirilen Bursada bir ilki
gerçekleştirerek işdünyasını ortak platformda buluşturmayı başaran Tahsin Ardıçın 3üncü evladı olarak 2 Nisan 1996 yılında dünyaya gelen EKOhaber, yılmadan, yorulmadan ve pes etmeden bugünlere gelmeyi başardı.
Kuşkusuz zor yıllar, zor savaşlar atlattı ama gelinen noktada sağladığı süreklilikle Bursa işdünyasının güvenini kazanan EKOhaber, 16ıncı kez kuruluş coşkusunu yaşıyor. Her zaman dile getirmekten çekinmediği amatör ruhun korunarak bugünlere ulaşıldığının altını çizen EKOhaber Gazetesi Kurucusu Tahsin Ardıç, mesleğine aşık olan başarılı gazetecilerden biri. Meslek aşkının yanında "insan unsuruna verdiği değer, samimiyeti ve yöneticilikte esas aldığı ilkeleri ile gerek iş gerekse sosyal yaşamındaki saygınlığını koruyan Tahsin Ardıçın sahiplenici tarafını bilmeyen yoktur. Özellikle meslektaşlarına kol-kanat germek anlamında örnek davranışlar sergileyen Tahsin Ardıç, çalışanları ile arasındaki diyaloglarına da büyük önem verir.
Röportaj yapmaya karar verdiğimde "Acaba ne sorsam? diye düşünürken aklımdan geçen muzurlukları "Arkadaşlar iş zamanı iş dediğini duyururcasına susturan, yeri geldiğinde bir patron, yeri geldiğinde bir meslektaş, yeri geldiğinde bir baba ve her daim iyi bir insan olma özelliğinden ödün vermeyen Tahsin Ardıç, aile fertleri olarak değerlendirdiği biz çalışanları arasında ilk röportajını benimle gerçekleştirdi :)
"Çalıştığı gazetenin patronuyla röportaj yapmak her gazeteciye nasip olmaz diyerek bundan 16 yıl önce hayal olmaktan öteye gidemeyen bu önemli başarının mimarı Tahsin Ardıç ile, yaptığım söyleşiyi keyifle okumanızı diliyorum.
Öncelikle ilk günlere dönmek istiyorum. Bursanın yerel ekonomi gazetesi olmayışı bir eksiklikti. Böyle bir ihtiyacı keşfetmenizdeki etken ne idi?
O yıllarda bir yandan BUSİADda danışmanlık yapıyor, diğer yandan da Dünya Gazetesi Bölge temsilcisi olarak çalışıyordum. Dolayısıyla sürekli olarak sanayicilerin içindeydim. Paylaşımlarımızın gösterdiği Bursalı sanayici ve işadamı arasında diyoloğu geliştirecek, onların hislerine tercüman olacak bir anlamda sözcülüğünü yapacak bir yayına ihtiyaç vardı. EKOhaberin kuruluş fikri de böyle ortaya çıktı. Zaten yayına başlarken Bursa iş dünyasının sözcüsü olmaya adayız sloganı ile başlamıştık ve bugün geldiğimiz noktada bunu başardığımızı görüyoruz.
İlk sayı basılıp dağıtıldığında neler hissettiniz?
Tarifi çok zor İki çocuk babasıyım çocuklarımın dünyaya gelişinde duyduğum heyecanın aynısını ilk sayıyı elime aldığımda tekrar yaşadım. Keza oğlum (Genel Müdürümüz) Yılmaz ve kızım Yasemin (U.Ü Zirarat Fakültesinde okuyor) EKOhaberi hep kardeşleri gibi gördüler.
Bugün 778inci sayı okuyucuların elinde
Sana söylemesi kolay... 778 hafta yılmadan, usanmadan, pes etmeden çekilen sıkıntıları sineye çekerek, yerel ekonomi gazetesi yayınlamanın ne demek olduğunu bir de bana sor.
İşe başlarken bugünlere geleceğinizi hayal ya da tahmin ettiniz mi?
Sen benim yapımı iyi tanıyorsun. İşimde hataya tahammülüm olmuyor. Bugün Bursada 16 yıldır ekonomi gündemini belirliyorsak çok ciddi bir iş yapıyoruz demektir. 16 yıl önce bu yola çıkarken girişimimin bu boyuta geleceğini biliyordum. Kimseyi suçlamadan, kimseyi rencide etmeden, kimseyi aşağılamadan ve kimseye zarar vermeden yayın yaparak, hem kendi basın camiamızın hem de Bursa iş dünyasının bu gazeteyi sahiplenmesini sağladık. Bugün gelinen noktada bu sahiplenmenin rolünün fazla olduğunu düşünüyorum.
Medya patronluğunun kişiye güç verdiğini düşünüyor musunuz?
Ülkemiz genelinde olduğu gibi kentimizde de iş adamları güçlerini artırmak için gazete yayıncılığına giriyorlar. Aslında sorunun cevabı budur. Ancak benim için öyle bir durum söz konusu değildir. Ben meslek olarak yapıyorum. Dikkat edersen ben de sizin gibi bir çalışan olarak davranıyorum. Ekonomik olarak baktığımızda da bugün hangi gazete para kazanıyor ki... Bu gazeteyi yaşatabildiğim için birçok kurum bana ödül verdi. Daha geçen yıl BUSİAD Özel Başarı ödülünü aldım. (Nedense Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Kolaylı görmüyor) Şimdi sen de bu gazeteyi 16 yıldır kesintisiz yayınlıyorum diye bir başarı öyküsü yazıyorsun. Benim için kazanç budur.
Geçmişte bir örneğini yaşadığımızı anımsamama rağmen tekrar sormak istiyorum. Varsayalım EKOhabere bugün bir talip çıktı. Çok güçlü bir işadamı almak istiyor. Satar mısınız?
Bundan 5 yıl kadar önceydi, sen ailemize katılalı 2 yıl kadar olmuştu. Bir grup gazeteye talip olmuştu. Burada benim ne düşündüğümden ziyade kızım Yaseminin ne dediğini paylaşırsam başka söze gerek kalmayacaktır diye düşünüyorum. O dönemde bir akşam evde konuyu açtığımda kızım Yasemin, "Baba, EKOhaber senin çocuğun, bizim de kardeşimiz gibi. Karar elbette senin ama satarsan çok yaşamazsın demişti.
Haftalık ekonomi gazetesi çıkarmak yerine daha çok para kazandıran yüzlerce kişinin çalıştığı bir fabrikanın sahibi olmak istemez miydiniz?
Olabilirdim tabi bugün Bursada büyük grup olan bir çok kuruluşta 25 yıl önce danışmanlıklar yaptım. Gelişimlerinde rolüm var. Dolayısıyla başka işler kurup ilerleyebilirdim. Bu konuda çok teklifler de geldi ama ben Gazeteci Tahsin olarak biliniyorum. 35 sene önce meslekle ilgili ideallerim vardı. Bu meslekte Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olacağım, gazetecilikten emekli olacağım ve kendi gazetemi yayınlayacağım demiştim. Şükürler olsun ideallerim hep gerçekleşti.
Bunca yıl bu gazeteyi sabırla bekleyen okurlarınız önümüzdeki yıllarda nasıl bir EKOhaber okuyacak?
EKOhaberin yayın çizgisini bozmadan daha da geliştirmeyi düşünüyorum. Bu gelişim iş dünyasının beklentileri doğrultusunda olacaktır. Bu hedefler şimdilik bende kalsın olur mu?..
Sizce Tahsin Ardıç EKOhaber ile anılan bir insan oldu mu? Yani patronu gazetesiyle özdeşleşti mi?
İlk yıllarda Tahsin Ardıçın gazetesi deniliyordu. Şimdilerde ben EKOhaber Gazetesinde çalışıyorum diyorum. EKOhaber çok prestijli bir marka oldu. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Bursada Türkiyeye örnek teşkil eden bir başarıya imza attınız, sırrını öğrenebilir miyiz?
Aslında sır diye bir şey yok. Araştırmak, çok çalışmak, dürüstlükten ödün vermemek ve yenilikçi olmak işin sırrı burada yatıyor. Siz de tanık oluyorsunuz, ben çok yenilikçi biriyim.Yenilikleri içeren düşüncelerinizin ve projelerinizin hemen önünü açıyorum. Sanıyorum benim yenilikçiliğimi okurumuzdan çok siz çalışanlarımız hissediyorsunuzdur.
Vazgeçilmez ilkelerinizden bahseder misiniz?
Öncelikle basın meslek ilkelerimizden taviz vermiyoruz. İkincisi haberin manipule edilerek okurun yanıltılmasına izin vermiyoruz. En önemlisi tarafsızlığımızdan ve bağımsızlığımızdan ödün vermiyoruz.Vermemeye de devam edeceğiz.
Kuruluşundan bu yana bir çok ağır kriz dönemi geçiren EKOhaberin ayakta kalmasındaki faktörler nelerdir?
Ben mütevazı yaşayan Bursalı bir aile reisiyim. Dolayısıyla büyük paralar büyük kazançlarla işim olmaz. Zaten yaptığım bu iş benim için bir aşk sadece. Bu zaviyeden baktığım için çevremdeki çalışma arkadaşlarım ve ailem de bu politikalar etrafında toplanıyorlar. Sonuç olarak da kriz dönemlerinde bile ayakta kalabiliyoruz.
Sayı: 779 - Sayı'nın Kapağı